Tam da Wall Street, Washington, Bruksel ve Londra, yatırımcıları krizin bitmiş olduğuna inandırmışken yeni kriz dalgaları her yandan yükselmeye başladı. İnsanın köpeği ısırmasının da haber olmayacağını herkes biliyor artık.
Birkaç hafta önceye kadar yükselen piyasaların son modeli olan CIVETS’in (Kolombiya, Endonezya, Vietnam, Mısır, Türkiye ve Güney Afrika) göbeğiydi Mısır. Yatırımcılar tarafında yüksek stabilizasyon ve büyüme atfediliyordu Mısır’a. Şu an finansal çöküşün en büyük adayı. Sadece 2 hafta içinde!
Moody’s, Fitch ve S&P alelacele Mısır’ın ratingini düşürdü. Fakat kimse kargaşanın sonunun ne zaman geleceğini hesaplayamıyor. Rating şirketleri bu sefer hızlı davranmış gibi gözükseler de kargaşanın ne kadar uzağa yayılacağını, hükümetlerin ne kadar hızlı çökeceğini, petrol yollarının nasıl doğrudan kapanabileceğini ve tüm bu krizlerin global ekonomiyi ne kadar derinden etkileyeceğini maalesef hala hesaplayamıyorlar.
AB ve IMF tarafından kurtarıldığı düşünülen İrlanda ve Yunanistan. Yaşadıkları borç krizi iki ülkeyi de uçurumun kenarında tutmaya devam ediyor. Yatırımcılar iki ülkenin de uçurumdan aşağıya düşeceğine kesin gözüyle bakılıyor. Fakat nedense birkaç ay önceye kadar sorunun çözüldüğüne herkes inanmıştı.
İspanya, Portekiz ve diğerleri ise fiyatlanma sıralarını bekliyorlar.
ABD eyaletlerinin 2.5 trilyon dolar tutarındaki yükümlülükleri karşılığı 175 milyar dolar açık. Yeni yasalar eyaletleri iflasa göndermenin önünü açarken tek çözümüm bu olduğuna inanç giderek artıyor.
ABD’den sonra en borçlu ülke Japonya, İrlanda ve Yunanistan benzeri bir çöküşe doğru yavaş yavaş gidiyor.
Krizin ilk günlerinde yaygın bir klişe vardı. Her olumsuzluk “beklentilerden da iyi” olarak yorumlanarak yatırımcılara alım fırsatı yaratılıyordu. Şu anda da aynı şey geçerli. Sosyal ayaklanmalar “beklentilerden daha iyi” olarak yorumlanıyor. Ne bekleniyorduysa?..
Enflasyonun kaçınılmazlığı her gün biraz daha artıyor. Gelişmekte olan para piyasası faiz oranları 2008’den bu yana en keskin yükselişini yaşıyor. Çin ve Brezilya borçlanma maliyetlerini, bankaların nakit pozisyonlarını güçlendirmek istemelerine paralel olarak yükseltiliyor.
JPMorgan tarafından tutulan yükselen piyasaların kısa vadeli borçlanma oranlarını gösteren ELMI+ indeksi son bir ay içinde 1,74’ten 2.5’e yükselmiş görünüyor.
10 büyük gelişen piyasadan 8’inde enflasyon oranları, artan gıda, pamuk ve petrol fiyatlarıyla yeniden yükselişe geçmiş durumda. Emtia piyasalarının temel benchmark endekslerinden S&P GSCI, Lehman Brothers’ın battığı 2008 yılının Eylül ayından bu yana en yüksek seviyelerinde. Emtia fiyatlarının yükselişi giderek hız kazanıyor.
İyice ısınan global ekonomi Lehman benzeri bir krize doğru hızla gidiyor. Finansal piyasa aktörleri ise James Bond'un filmini yeniden vizyona koymuş görünüyor: World is not enough! (Dünya yetmez!)
Birkaç hafta önceye kadar yükselen piyasaların son modeli olan CIVETS’in (Kolombiya, Endonezya, Vietnam, Mısır, Türkiye ve Güney Afrika) göbeğiydi Mısır. Yatırımcılar tarafında yüksek stabilizasyon ve büyüme atfediliyordu Mısır’a. Şu an finansal çöküşün en büyük adayı. Sadece 2 hafta içinde!
Moody’s, Fitch ve S&P alelacele Mısır’ın ratingini düşürdü. Fakat kimse kargaşanın sonunun ne zaman geleceğini hesaplayamıyor. Rating şirketleri bu sefer hızlı davranmış gibi gözükseler de kargaşanın ne kadar uzağa yayılacağını, hükümetlerin ne kadar hızlı çökeceğini, petrol yollarının nasıl doğrudan kapanabileceğini ve tüm bu krizlerin global ekonomiyi ne kadar derinden etkileyeceğini maalesef hala hesaplayamıyorlar.
AB ve IMF tarafından kurtarıldığı düşünülen İrlanda ve Yunanistan. Yaşadıkları borç krizi iki ülkeyi de uçurumun kenarında tutmaya devam ediyor. Yatırımcılar iki ülkenin de uçurumdan aşağıya düşeceğine kesin gözüyle bakılıyor. Fakat nedense birkaç ay önceye kadar sorunun çözüldüğüne herkes inanmıştı.
İspanya, Portekiz ve diğerleri ise fiyatlanma sıralarını bekliyorlar.
ABD eyaletlerinin 2.5 trilyon dolar tutarındaki yükümlülükleri karşılığı 175 milyar dolar açık. Yeni yasalar eyaletleri iflasa göndermenin önünü açarken tek çözümüm bu olduğuna inanç giderek artıyor.
ABD’den sonra en borçlu ülke Japonya, İrlanda ve Yunanistan benzeri bir çöküşe doğru yavaş yavaş gidiyor.
Krizin ilk günlerinde yaygın bir klişe vardı. Her olumsuzluk “beklentilerden da iyi” olarak yorumlanarak yatırımcılara alım fırsatı yaratılıyordu. Şu anda da aynı şey geçerli. Sosyal ayaklanmalar “beklentilerden daha iyi” olarak yorumlanıyor. Ne bekleniyorduysa?..
Enflasyonun kaçınılmazlığı her gün biraz daha artıyor. Gelişmekte olan para piyasası faiz oranları 2008’den bu yana en keskin yükselişini yaşıyor. Çin ve Brezilya borçlanma maliyetlerini, bankaların nakit pozisyonlarını güçlendirmek istemelerine paralel olarak yükseltiliyor.
JPMorgan tarafından tutulan yükselen piyasaların kısa vadeli borçlanma oranlarını gösteren ELMI+ indeksi son bir ay içinde 1,74’ten 2.5’e yükselmiş görünüyor.
10 büyük gelişen piyasadan 8’inde enflasyon oranları, artan gıda, pamuk ve petrol fiyatlarıyla yeniden yükselişe geçmiş durumda. Emtia piyasalarının temel benchmark endekslerinden S&P GSCI, Lehman Brothers’ın battığı 2008 yılının Eylül ayından bu yana en yüksek seviyelerinde. Emtia fiyatlarının yükselişi giderek hız kazanıyor.
İyice ısınan global ekonomi Lehman benzeri bir krize doğru hızla gidiyor. Finansal piyasa aktörleri ise James Bond'un filmini yeniden vizyona koymuş görünüyor: World is not enough! (Dünya yetmez!)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder