Facebook hisseleri üzerindeki karamsar hava giderek ağırlaşıyor. Facebook’un gelirlerinin düşüklüğü ve sadece site içi reklamlara bağlı oluşu temettü bekleyenleri şimdiden endişelendirmeye başladı. Şirketin gelirlerin,i önümüzdeki 5 yıl içinde her yıl ortalama %40 büyütememesi ABD için tarihi bir enkaz yaratabilir. Şimdi herkes tarihin en büyük teknoloji halka arzında binlerce yatırımcının nasıl hata yaptığını konuşuyor. Yatırımcılar hatayı nerde yaptı dersiniz?
Genel kanı yatırımcıların Facebook hakkında yeterince bilgilendirilmedikleri. Şirketin mali yapısı, büyüme potansiyeli ve gelir yaratma kapasitesinin yatırımcılara ayrıntılarıyla anlatılmadığı yönünde şikayetler var. Halka arzı gerçekleştirenlerin karşıt düşüncesi ise gerekli bilgilendirmenin tüm ayrıntılarıyla yapıldığı fakat yatırımcıların facebook hisse senedi alamayanlardan olmamak adına hisse senedine saldırmış oldukları şeklinde. Yatırımcıların savunması ise duygularının kurbanı oldukları yönünde. Herkesin haklı gibi göründüğü bu ortamda hata nerede saklı?
Bazen cevapları aramak doğru sorunun sorulmasına bağlıdır. Arayıp da bulamadığınız anahtarınız hakkında eşinize “Acaba anahtarım nerede?” diye sorduğunuzda, aldığınız “Nereye koyduysan oradadır!” karşılığının bir ışık yaktığı zamanlar mutlaka olmuştur. Ya da hasta olan çocuğunuzun “Ne zaman geçecek?” sorusuna “İyileşince geçer!” diye yanıt verdiğiniz de belki olmuştur. Cevapların mantıksal şeklindeki tuhaflık birçoklarına soruların mantıksız olduğu düşüncesini doğuracaktır ki bu pek de hatalı bir çıkarım olmayacaktır. İşte facebook yatırımcılarını hataya sürükleyen fenomen de burada saklıdır. Hiç kimse doğru soruyu soramamıştır. Peki, doğru soru neydi?
Önce bu soruyu kendimiz bulmayı deneyelim. İki kapısı olan bir odada (sosyal medya da diyebiliriz) kilitli olduğunuzu düşünün. Siyah ve beyaz iki kapıdan beyaz olanı yüksek getiriye açılırken, siyah olanı düşük getiriye açılıyor. Fakat siz hangi kapının nereye açıldığını bilmiyorsunuz. Kapıların yanında size yardımcı olması için birer telefon bulunuyor. Telefonların ucunda da size yardımcı olmaya hazır iki kişi yer alıyor. Fakat ortada bir sorun var. Bu kişilerden biri (bu hikaye için duygular) hep yalan söylerken, diğeri (mantık) her zaman doğruyu söylüyor. Onlar da siz de bu gerçeği bilseniz de hangisiyle konuştuğunuzu bilmemektesiniz. Doğru kapıyı bulmak için tek soru sorma hakkınız olsa hangi soruyu sorardınız?
Aslında sorulabilecek tek soru var, “Ben hangi kapıdan geçmeliyim?” Herhangi bir telefonu kaldırdığınızda doğruyu söyleyen beyaz kapı, yalan söyleyen ise siyah kapı diyecektir. Ancak siz hangisinin doğru söylediğini bilmediğiniz için yanıt sizin için yeterli olmayacaktır. Kapılardan birini açtığınızda da rasgele bir seçim yapmış olacaksınız ve doğru kapıyı bulma ihtimaliniz şansa kalacak. Peki, doğru kapıyı bulmanıza yarayacak doğru soru hangisidir?
Şimdi şöyle bir soru sorduğumuzu varsayalım: “Diğer kişinin bana geçmemi söyleyeceği kapı hangisidir?” Eğer bu soruyu doğru söyleyen kişiye sorarsanız, o diğer kişinin yalan söylediğini bildiği için size siyah kapı yanıtını verecektir. Eğer yalan söyleyen kişiye sorarsanız, o da diğerinin beyaz kapı diyeceğini bildiği için size yalan söyleyecek ve siyah kapı diyecektir. İşte yanıt ortaya çıkmıştır. Doğru kapı beyaz kapıdır.
Şimdi bir düşünelim. Tüm dünya gibi binlerce yatırımcı da facebook’un ruh ikizleri olduğundan emindir. Kimse kendine acaba yeterli bilgi bana sunuldu mu, ya da sunulan bilgiyi acaba ben aldım mı diye düşünmemiştir. Aşırı iyimserlik facebook’un mali yetersizliklerini kapamaktadır. Tüm haber kanalları yalan söylüyor olamazlar. İnanç en üst seviyededir. Olumsuz düşünceden eser yoktur. 900 milyon facebook kullanıcısı yatırımcıların hırs rüyalarını süslemektedir. Göz ardı edilen küçük bir ayrıntı vardır: Gelirinin 33 katı piyasa değeri olan bir şirket. Başka bir deyişle 2,3 milyar dolarlık faaliyet geliri.
Şimdi yatırımcıların şu soruyu sorduklarını varsayalım: “2,3 milyar dolarlık faaliyet geliri ile 421 milyon hisse senedi karşılığı üç ayda bir temettü nasıl ödenecek?” Mantıkla hareket ettiği varsayılan halka arzı yapanlar daha fazla hisse senedi satmak için “Elbette öder; 900 milyon kullanıcısı olan bir internet sitesinden bahsediyoruz!” diyeceklerdir. Yatırımcılar daha sonra aynı soruyu kendilerine sorduklarında ise duygularının esareti altında muhtemelen şu cevabı alacaklardır: “Tüm dünya ve binlerce yatırımcı hata yapıyor olamaz; şimdi bunları düşünmenin zamanı değil!”
Aslında her iki cevap da açıkça soruya doğru cevap verememekte, iyimserlik, hırs ve aşırı güvenle değerlendirme yapmaktadır. Aynı yöndeki her iki cevabın yukarıdaki soruda olduğu gibi tersini yapmak belki de o anda hiçbir yatırımcının aklına gelemeyecek bir düşüncedir. Fakat tek doğru yanıt da budur. Siyah kapı facebook’un gelir yaratma ve temettü ödeme potansiyelinin olmadığı gerçeğidir ve ne yazık ki herkes beyaz kapıyı seçmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder