Avrupa’da derinleşen kriz sonrası piyasaların istediği tek bir şey var. Almanya’nın çöken birlik ülkelerini sırtlaması. Bunun tek çözüm olduğu herkesin ortak kararı. Maliyetinin ne olacağı bile belli değilken Almanya’dan bu büyük sorumluluğun altına girmesi bekleniyor. Rating indirimleri ve ekonomik belirsizliklerin artması artık maçın son anlarının geldiği şeklinde yorumlanıyor. Çöken birliği son dakikada Almanya’nın kurtarabileceği herkesin ortak öngörüsü. Peki gerçekten Almanya birliği son anda çökmekten kurtarabilecek mi dersiniz?
Bu zor soruya ülkelerin ne kadar paraya ihtiyacı olduğunu bilmeden çözüm bulmak imkansız. Bunu şu an için bilen yok görünüyor. Öyleyse farklı bir bakış açısı kullanarak basit bir soru ile yanıt bulmaya çalışalım.
ABD ulusal basketbol ligini (NBA) seyredenler son saniye basketleri ile kazanılan maçlara aşinadırlar. Son atışlar her zaman en iyi oyuncular üzerinden gerçekleştirilerek maçlar kazanılmaya çalışılır. NBA ligini seyredenlerin cevap verebileceği bir soru ile başlayalım. “Son atışı hangi oyuncu yaparsa maçı kazanma ihtimali en yüksektir?”
Bu soru 2009 yılında Sports Illustrated editörleri tarafından NBA oyuncularına sorulur. NBA’deki oyuncuları en iyi tanıyanların yine NBA oyuncuları olacağı varsayımıyla oyunculara, “Bir basket ile maçı kazanabileceğiniz bir oyundu sizce son basketi kim atmalı?” diye sorulur. Birçok basketbolsever gibi, oyuncuların tercihi de fazla sürpriz değildi. Oylamaya katılanların %76’sı Los Angeles Lakers’tan Kobe Bryant demişti. İkinci sırada ise %3 oyla Denver’dan Chauncey Billups geliyordu. Diğer oyuncular ise bu iki oyuncudan daha az oy almıştı.
Hiç şüphesiz ki bir basketbol yıldızı olan Kobe Bryant bu soruya verilecek en doğru yanıttır. Çünkü attığı son saniye basketleri ile kazandırdığı birçok maç vardır. Kobe’nin maç sonlarındaki kararlılığı ve soğukkanlılığı ile şutları kullanma cesareti herkesin saygı duyduğu bir karakteristiğidir. Rasyonel düşünce irrasyonel düşünce karşısında bu kez haklı bir zafer elde etmiş gibi görünüyordu. Çünkü Kobe’den daha iyisinin olmadığında herkes hemfikirdi. Kısacası Sports Illustrated yaptığı anketle başarılı bir sonuca ulaşmıştı.
Fakat irrasyonel ve şüpheci düşünen bir internet sitesi bu sonuçlarda bir tuhaflık olabileceğini seziyordu. Bu site 82games.com adlı siteydi. Site uzmanları anketin yapıldığı tarihin öncesindeki bir yıl boyunca oynanan tüm NBA maçlarının son 1 dakikalarını yakın incelemeye aldılar. İnceledikleri ilk kişi elbette Kobe Bryant’tı. Fakat manzara hiç de beklenilen gibi değildi. Kobe, düşünüldüğü gibi atışların tamamını kullanmıştı ama bunlardan sadece %25’inde başarılı olmuştu. %75 başarısızlık bir faciaydı.
Site yöneticileri bu kez ikinci en çok güvenilen oyuncuya yöneldiler: Chauncey Billups. Billups’ın son dakika performansı sadece %16 idi. Bundan daha kötüsünün olması imkansızdı. Fakat Billups ankette en çok güvenilen ikinci oyuncuydu.
Hem Kobe, hem de Billups düşünüldüğünün aksine NBA’in en kötü son dakika atıcıları çıkmışlardı. Ankette isimleri düşünülmeyen birçok başarılı son dakika atıcısı tespit edilmişti. Fakat böyle bir hata profesyonel NBA oyuncuları tarafından nasıl yapılmıştı?
Mantıksal verileri kullanarak çıkarımlar yapmak insanoğlunun karar verirken genellikle kullandığı bir yöntem değildir. İnsanlar, o an hisleri ve zihinlerindeki görüntüleri kullanarak kestirme kararlar vermeyi tercih ederler. Karar vermek için uzun uzadıya düşünmeyi sevmeyiz. İşte NBA oyuncuları da bu şekilde düşünmüş ve hatalı bir sonuca ulaşmışlardı.
Şu an herkes tarafından Almanya’nın kurtarıcı olarak düşünülmesinin arkasında da böyle bir düşünce hatasının olmadığını kim garanti edebilir? Finansal sıkışıklık içinde olan en az 4 veya 5 ülkeyi kurtarmanın finansal maliyetinin ne olacağı ortaya konulamazken “güçlü ülke Almanya” metaforuna güvenerek verilen kararlara sizce ne kadar güvenilebilir?
Öyleyse şu soruya yeniden yanıt bulmaya çalışalım: “Son şutu kim atsın?”
Michael Jordan :)
YanıtlaSilŞutu atmaktan ziyade Almanya Asist bile yapmak istiyor mu ?
YanıtlaSil