Hisse senedi ya da benzeri piyasalarda işlem yapanlar çoğu zaman birlikte hareket etmeye meyillidirler. Enflasyon oranındaki artış herkesi satışa yönlendirir. Üretim verisindeki artışın alış getirmesi uzun sürmez. Büyüme verisi kötü gelirse herkes aynı anda satış düşünür. Piyasa oyuncularının bu ortak hareket şekli çoğu zaman sürü psikolojisi olarak tanımlanır. Bu tanımlama ilk bakışta doğru gözükse de temelde önemli bir teknik zayıflık içermektedir. İnsanların sürü psikolojisi içinde olabilmesi için belirli bir coğrafik alan içinde birbirlerinin hareketlerini gözlemleyebiliyor olmaları gerekir. Oysa piyasalarda işlem yapanlar birbirlerini pek de görebilir bir konumlanmaya sahip değillerdir. Görebildikleri alan oldukça sınırlıdır. Genellikle belli bir kaynaktan alınan sınırlı bilginin işlenmesi sonucu görüş alanımızda olan birileriyle aynı karar verilmiş olur. Bu bir sürü psikolojisi değil, daha çok belli bir davranışı taklit etmek gibidir. Peki, bu davranış şekli sürü psikolojisi değilse nedir öyleyse?
Ekonominin ve piyasaların karmaşık ve anlaşılması zor davranış şekillerinin altında kadınların sofistike ve gizemli davranış kalıplarının yattığını söylemek sanıyoruz iRRasyonel’deki yazıları okuyanların yabancı olmadığı bir görüştür. İşte piyasa oyuncularının belli bir bilgiye istinaden verdikleri kararlarda birbirlerini taklit etme güdüleri de kadınların yakın zamanlarda keşfedilen bir davranış şekline dayanır.
Yapılan bilimsel araştırmalar ortaya koymuştur ki karşı cinste çekicilik fiziksel özelliklere bağlıdır. Yani güzel bir kadın ya da yakışıklı bir erkek karşı cins için çekicidir. Fakat 2007 yılında psikolog Benedict Jones ve arkadaşları yaptıkları bilimsel araştırmalarda bunun böyle olmadığını ortaya çıkarırlar; tabi ki kadınlar için!
“Social transmission of face preferences among humans” adlı makale kadınların gerçekte ne tür erkekleri çekici buldukları üzerine sonuçları içermektedir. Yapılan deneylerin birinde araştırmacılar tuhaf bir şey fark ederler. Bir grup erkeğin bulunduğu bir ortamda bir de kadın vardır ve kadın erkeklerden biriyle samimi bir sohbet içindedir. Deneye katılan diğer kadınlara ise bu ortamdaki erkeklerden hangisini daha çekici buldukları sorulur. Kadınların tamamına yakını aynı cevabı verir. Bir kadınla sohbet ederken görülen erkek kadınların en çekici buldukları erkek olarak işaretlenir. Araştırmacılar bu kararda erkeğin fiziksel özelliklerinin etkili olduğunu düşünerek benzer deneyi “tipsiz” bir erkekle yeniden yaparlar. Fakat kadınların kararı yine değişmez ve kadınla sohbet eden “tipsiz” erkek en çekici olarak işaretlenir. Deney defalarca tekrarlansa da sonuç değişmez. Bu sonuç araştırmacıları oldukça şaşırtmıştır. Peki ama kadınlar neden böyle karar vermektedirler?
Kadınların bilinen davranış şekli olan duygusallık böyle bir kararın referans noktası gibi durmamaktadırlar. Araştırmacılar nedenini öğrenmek için aynı deneyi erkekler üzerinde yaparlar. Senaryo aynıdır: Birçok kadın ve tek bir erkekle samimi gözüken bir kadın. Bu kez erkek deneklere hangi kadını çekici buldukları sorulur. Kadınların davranışları eğer erkekler için de geçerliyse onlar da erkekle konuşan kadını seçmeleri gerekecektir. Ama hiç de öyle olmamıştır. Erkekler genellikle fiziksel olarak kendilerine en çekici gözüken kadını seçmişlerdir. İşte o anda araştırmacılar gizemi çözerler. Erkeklerin kararı tamamen duygusal, kadınlarınki ise mantıkidir.
Kadınlar karar verirken doğanın en eski ilkelerinden birini kullanmaktadırlar: Taklit!
Eğer kalabalık bir erkek grubunda erkeklerden biri gülümseyen bir kadınla sohbet ediyorsa, fiziksel özellikleri ne olursa olsun, diğer kadınlar tarafından da çekici bulunmaktadır. “Tipsiz” bile olsa. Üstelik erkeğin evli olması da bu kararı pek etkilememektedir. Araştırmacılar gülen bir kadın yüzünün diğer kadınları neden etkilediğini araştırdıklarında ise şu sonuca ulaşırlar. Gülümseyen bir yüz sağlıklı, yüksek statülü ve aile kurmaya istekli bir erkeğin bulunduğuna işarettir. Bu bilgi oradaki diğer kadınlar tarafından gülümseyen kadın yüzünden deşifre edilerek hızlı bir karara dönüştürülür. Böylece bir kadının tercihi diğerlerinin de tercihi olur, ama bir farkla: Erkek duygusal bir karar verirken kadın mevcut bilgiyi işleyerek en gerçekçi kararı vermiştir.
Görüldüğü gibi kadınların karar sistemleri, piyasada o anda mevcut olan tüm bilgiyi hızlı, verimli ve maliyetsiz şekilde kullanarak o an için verilebilecek en doğru kararı vermektedir. İşte piyasalar da belli bir veri yayınlandığında, olabilecek tüm bilgiyi en hızlı, maliyetsiz ve verimli şekilde kullanırlar. Böyle anlarda herkes en yakınındakine bakar ve kararını verir. Bu karar tıpkı kadınların yaptığı gibi taklittir. Yakın bir arkadaş, bir analist, bir yorum veya benzer bir davranış anında taklit edilir. Kısacası bu davranış sistemi bilinçsiz bir sürü psikolojisinin değil tamamen bilinçli bir karar sisteminin sonucudur. Bu nedenle de piyasalardaki bu tür kitle hareketleri asla sürü psikolojisi olarak yorumlanmamalıdır.
Eğer ekonominin kesin olarak ortaya koyduğunu düşündüğü teorilerden yola çıkarsanız ulaşacağınız yer şüphedir. Şüpheden başlamayı becerebilirseniz belki daha kesin bir bilgiye ulaşabilirsiniz. Kadınların gizemli davranış sistemlerini çözmeden ekonomiyi çözmek mümkün değildir. Ya da daha cüretkar söylersek, ekonomiden anlamayanlar kadınları etkileyemez!
1 yorum:
Çok hoşuma gitti harika bir yazı.
Yorum Gönder