29 Şubat 2016 Pazartesi

Paskalya Adasına heykel diken adama Forex çalışanı diyoruz!

Şu aralar finans dünyamızda istihdam sağlayan tek sektör forex. Bir yatırım kuruluşu olarak reklam yapan forex şirketlerinin sayısı giderek artıyor. Demo hesabı ile size forex yatırımını öğretip forex işlemleri yapmanızı bekliyorlar. Sektörün büyüme hızı oldukça yüksek. Fakat ortada bir sorun var: Yatırım yapanlar getiri elde edemiyor.

Yatırım kavramı herkesin bildiği bir kavramdır. Temel bileşenleri risk, getiri ve vadedir. Tüm yatırım enstrümanları risk seviyesini belirlemekle işe başlar. Düşük, orta veya yüksek riskli olduğunu söyler. Sonra getiriden bahseder. Geçmiş veriler ile o yatırım enstrümanında ne kadar kazanılıp kaybedildiğini öğrenebilirsiniz. Mesela yüksek riskli bir enstrümanda bir yıl içinde %20 kaybedildiğini görüp tedbirli davranabilirsiniz. Vade farklılığı ile de getirinin boyutunu daha rahat görürsünüz. Kısacası yatırım denilen şey bu üç boyutu kapsar. Şimdi size bir soru: Her gün onlarcasını gördüğünüz forex reklamlarında bu bilgilerden hangisini öğrenebiliyorsunuz?

Forex şirketleri ne tarihi verileri, ne riskin seviyesini, ne vadeye bağlı getiriyi ne de yatırım tanımı içine girebilecek herhangi bir bilgiyi paylaşırlar. Kısacası forex bir yatırım aracı değildir. Ne aracı olduğunu burada açıklamayacağız elbette. Zaten bunu birçok kişi öğrenmiştir. Mücadelemiz öğrenmeyenlerin acı bir tecrübeyle öğrenmemesi için. Eğer forex yatırımı yapmadan forex işlemlerin ne olduğunu öğrenmek istiyorsanız lütfen okumaya deva edin.

Antropoloji (insan bilimi) adlı bilimin birçok bilim insanına göre şüphesiz en önemli hikayesi 18.yüzyılda keşfedildi. Bir grup denizci Şili açıklarında o zamana kadar bilinmeyen bir ada gördüler. Adaya yaklaştıklarında gözlerine inanamadılar. Gökten inmiş gibi duran devasa heykellerle dolu bu ada insanı şaşkına çeviren bir gizem içeriyordu. Adada taş heykeller haricinde ne tek bir ağaç ne de yeşillik ot vardı. Antroploji biliminin en büyük bilmecesi işte o gün doğmuştu. O ada Paskalya Adasıydı.

Antropologlar iki yüzyıl boyunca Paskalya adasının gizemini çözmek için uğraştılar. Ve sonunda çözdüler. Bu heykeller bir ağacın bile olmadığı bu adaya nasıl dikilmişti?

Hikaye MS beşinci yüzyılda başlıyordu. Bolluk içinde yaşayan adada MS birinci yüzyıla doğru nüfus 10.000 kişiye ulaşmıştı. Güzel evler, tarım arazileri, Paskalya Palmiyeleri ve deniz mahsulleri adanın en önemli zenginlikleriydi. Fakat bir süre sonra tuhaf bir inanç ada kabilelerini ataları anısına taş heykeller dikmeye sevketti. Her dikilen heykel bir öncekinden büyük oluyordu. İnşaat için gerekli olan şey kereste ve halattı. Onları sağlamak için adadaki Paskalya Palmiyeleri tek tek kesilmeye başlandı. Kabileler arası dinsel mücadele o kadar güçlüydü ki heykel yapımı sürekli artıyordu. Ağaçlar azaldıkça adadaki refah da azalıyordu ama kabileler daha fazla heykel yapılırsa tanrıların adadaki refahı geri getireceklerinden emindiler. Sonunda bini aşkın heykel dikilmişti. Ada halkı tanrılardan eski günlerin mutluluk ve refahını bekliyordu. Çünkü onlara en güzel heykelleri yapmışlardı. Ama beklenilen mutluluk ve refah adaya hiçbir zaman gelmedi. Adadaki son Paskalya Palmiyesi de kesilerek heykel inşaatında kullanıldı. Beklenen son da işte o zaman geldi. Adada yiyecek tek bir ot, avlanacak tek bir hayvan ve denizden balık avlayacak tek bir kano kalmadı. Önce liderler, sonra din adamları sonraysa tanrılar suçlandı. Ama sonuç değişmedi. Antropologlara göre insanlık tarihinin en görkemli sefaleti işte o gün gerçekleşti.

Fakat antropologların kafasını kurcalayan bir soru bugün hala geçerliliğini koruyor. Paskalya adasında olanlar, çöküşe neyin sebebiyet verdiği ya da çevre felaketine götüren süreç tam olarak çözümlenmiş durumda. Tüm yanıtlar artık biliniyor. Tarihin en önemli antropoloji hikayesinde bugün çözülemeyen tek bir soru kaldı. O da ne mi: Adadaki o son ağacı kesen adam ne düşünüyordu?

İşte forex denilen yatırım aracı ve o sektöre hizmet adan insan tam da bu hikayede anlatılan şeydir. Paskalya adasında ilerlemeden kaynaklanan tuzağın finans dünyasındaki yansımasıdır. Gizemin değil sıradan insanın yarattığı felakettir. İlerlemenin yarattığı ideolojik bir patolojinin finans piyasasında vücut bulmuş halidir. Zorlayıcı bir inançtan zorlayıcı bir inançsızlığa dönüşün resmidir. Belli kalıplar içinde hareket eden rasyonel insanın seri katile nasıl dönüştüğünün evrimidir. Kendi iç mantığı altında ezilen insanın topluma verdiği zarardır.

Giderek büyüyen Forex piyasasında kendisine iş bulan arkadaşım! Ne düşündüğünü bilmem ama kim olduğunu iyi biliyoruz: Sen adadaki o son ağacı kesen adamsın!

1 yorum: