23 yaşındaki Paul Watson birasını almış maç seyrediyordu. 2008 Avrupa Şampiyonası elemelerinde Andorra ile Rusya karşılaşıyordu. Maç Rusya'nın 1-0 galibiyeti ile bitmişti. Fakat maç sonunda sevinen Ruslar değil Andorralılardı. Andorralılar, Rusya gibi güçlü bir ülkeden sadece bir gol yiyerek beklenmedik bir başarıya imza attıklarını düşünüyorlardı. Onlar sevinç gözyaşları dökerken Paul Watson'un aklına garip bir fikir gelmişti: "Milli takımda oynamak!"
Derhal işe koyulur, ama yeteneğini geliştirmeye başlayarak değil. İstatistikleri açar ve FIFA sıralamasındaki en kötü ülke olan Guam'ı bulur. Sonra Guam'ın oynadığı maçlara bakar. Guam'ın 7-1 yendiği Pohnpei adında Mikronezya adalarında bir devlet olduğunu görür. FIFA'ya kayıtlı en kötü takımın yendiği bir takımdan daha kötü bir takım olamaz diye düşünür ve hemen kararını verir. Ertesi gün Pohnpei'ye gider ve ülkenin milli takımını seyreder. Takım hakikaten futboldan anlamamaktadır. Paul, çocukken futbol oynamıştı ve o kadarcık futbol yeteneği ile milli takıma rahatlıkla seçilebileceği açıktır. Derhal yetkililere başvurur ve milli takımda oynamak istediğini söyler. Yetkililer bunun olabilmesi için beş yıl ülkede yaşamış olması, yerli bir kadınla evlenmiş olması ve yerel dili konuşuyor olması şartlarını sağlaması gerektiğini söylerler. Bu mümkün değildir ama Watson pes etmez. O zaman milli takım teknik direktörü olayım der ve amacına ulaşır. 2009 yılında Pohnpei milli takımının teknik direktörü olur. Üstelik dünyanın en genç milli takım teknik direktörü ünvanını da alır.
Hikayenin detaylarını merak edenler Paul Watson'un "Ayağa Oyna Pohnpei" adlı kitabını okuyabilirler. Peki, böyle bir hayali sen de kendi ülkende gerçekleştirmek istemez misin? Hem de olimpiyat ruhunun canlandığı şu günlerde. Yanıtın evetse yapman gereken tek şey okumaya devam etmek.
Kış Olimpiyatlarının en önemli branşlarından biri kızak. 1964 yılından beri olimpiyatlarda yer alan kızak aynı zamanda rekabetin en yüksek olduğu sporlardan da biri. Olimpiyatlara katılmak isteyen bir ülke Bobsleigh, Luge ve Skeleton alt branşlarında en az 12 bayan ve 12 erkek sporcuyu milli takıma davet edebilir. Kızakta başarılı olan ülkelerde milli takıma girmek profesyonellerin bile hayaliyken ülkemizde durum nedir dersiniz?
Gençlik ve Spor Bakanlığı Spor Genel Müdürlüğünün yayınladığı 31.12.2015 tarihli verilere göre Kızak Federasyonu bünyesinde yer alan faal sporcu sayısı 418 kişi. Bunların 141'i bayan, 277'si erkek sporcu. Eğer bir bayansanız ve kızak sporuna başladıysanız son derece kaba bir hesaplamayla %9 ihtimalle (12/141) milli formayı giyeceksiniz demektir. %9 ihtimal sadece spora yeni başlayanlar için elbette ki, eğer birazcık yeteneğiniz varsa bu oran rahatlıkla %60-70 seviyelerinde olabilir. Hatta belli yaş grupları için ayrı milli takımlar oluşturuluyorsa oran muhtemelen %100'e yakındır.
Görüldüğü gibi 80 milyonluk bir ülkede kızak sporunda milli formayı giyebilmek son derece kolay bir iş. Yapmanız gereken sadece bir kızak almak ve spora başlamak. Gerisi siz istemeseniz de gelecektir. 418 kişi arasından seçilerek milli olanlardan biri rahatlıkla siz olabilirsiniz.
Ben kızak sporunu yapamam ama çok sevdiğim bir branş, bari federasyon yönetimine gireyim derseniz işiniz o kadar kolay olmayabilir. 2014 yılında yapılan son Kızak Federasyonu seçimlerine 86 kişi delege olarak başvurmuş. Muhtemelen onlara oy verenlerle birlikte bu rakam 400-500'leri buluyordur. Yani her bir sporcuyu yönetmeye talip en az bir yönetici. Hakikaten çok tuhaf, insan söyleyecek söz bulamıyor.
Kısaca özetlersek, gelecek kış olimpiyatlarında sen de milli formayı giymek istiyorsan, istatistiksel olarak yapman gereken tek şey bir kızak almak ve kızağın üstünden düşmemeyi öğrenmek. Eğer bunu başarabilirsen artık milli forma ölene kadar senin!
kızak sporuna gereken önemin verilmesi dileğiyle, yazınızı ilgili arkadaşlarla paylaşacağım teşekkürler..
YanıtlaSil