Subprime segmentte yer alan konut kredilerindeki tahakkuklarla başlayıp menkul kıymetleştirilen mortgage bonolarına yatırım yapan finans kuruluşlarına sıçrayan kriz, yakın bir zamanda bir üst rating segmenti olan Alt-A'ya da sıçradı. Krizin dünyanın en büyük 100 kuruluşuna bugüne kadar verdiği net zarar 506 milyar $.
Bear Stearns, Lehman, Freddie&Fannie, AIG ve Merrill'in sonunu hazırlayan subprime krediler ve bağlı bonolardı. Alt-A segmentin verdiği zarar henüz belli değil. Fakat asıl büyük tehlike henüz ortaya çıkmadı. O da prime krediler ve bağlı menkul kıymetler. Prime segmentteki kredilerin tahakkuk oranı şu anda % 2 düzeylerinde. Fazla tehdit edici bir seviyede değil. Ama artan işsizlik, yükselen gıda ve enerji fiyatları ve makro ekonomik dengesizliklerin çok kısa bir süre içinde tahakkuk oranını %10'a çıkaracağı öngörülüyor. İşte bu da felaket demek.
Amerikan ekonomisine baktığımızda ise, para basılarak ekonominin belli bir seviyede daha ne kadar tutalacağı merak konusu. Ülkenin borcu her saniye 40.000 $ artıyor. Toplam borçlar 10 trilyon, kamu borçları 6 trilyon $. Milli gelir 15 trilyon $. Türev ürünler pazarının toplam büyüklüğü 10 yılda 400 kat artarak 60 trilyon $'a çıktı. Riskin yayıldığı alanı görmek açısından çarpıcı bir gösterge. Görüldüğü gibi rakamlar iç açıcı değil.
Sosyal dengesizlik giderek artıyor. Bankalar devletten krediyi %2 faiz oranıyla kullanırken, vatandaşa %10-15'lerden satıyor. Kredi kartlarında oran %30'lara bile çıkıyor. Her ay yeni iş yaratılamadığı gibi 75.000 kişi işini kaybediyor. Tahakkuklar her geçen gün katlanarak artıyor.
Dünyanın önde gelen merkez bankaları piyasaya 247 milyar $ nakit enjekte etmek için bugün anlaşmaya vardı. Kabus dolu hafta içinde Japonya, Hongkong, Güney Kore ve Avustralya piyasalarına, merkez bankaları tarafından 200 milyar $ pompalandı. Wall Street kaygıları globalleşirken, İngiltere merkez bankası HBOS'ın satın alınmasında sponsor oldu. Rus hükümeti bugün yaptığı açıklamada, pazartesi günkü ani düşüş nedeniyle cuma gününe kadar kapatılan borsaları açılınca, hisse senetlerine yatırım yapacağını duyurdu. Keza Çin resmi haber ajansı da, piyasa stabilizasyonunu sağlamak için hükümetin devlet ortaklı şirketlerin hisse senetlerinden satın alacağını açıkladı. Yakın bir zamanda sanırız üniversitelerde mikro iktisat yerine makro iktisat okutulacak.
Konut kredisi sorununun nasıl bir krize dönüştüğünü görüyoruz.
İş dönüp dolaşıp mortgage'a geliyor.
Peki, asıl suçlu konut kredileri mi?..
Hayır, asıl suçlu kişi başına gelirin sürdürülemez yapısı.
Çünkü tüm krediler taksit ödemelerine bağlıdır.
Taksitlerin tümünü ödemekse kişisel gelirin devamlılığına.
Ekonomik büyüme talebi arttırırken, kişisel gelirin devamlılığı da ekonomiyi büyütecektir.
Kişisel gelirler kişisel harcamaların altında kaldığı sürece de sorun mortgage olarak algılanmaya devam edecektir.
Oysa sorun tam burada.
Kişisel harcamalar kişisel geliri karşılamıyor ve nüfus arttıkça da açık büyüyor.
Problemler açıklıkla ortaya konulmadığı sürece çözümler sadece günü kurtarıyor.
Problemler açıklıkla ortaya konulmadığı sürece çözümler sadece günü kurtarıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder