Gelişen finansal piyasalar bir ülkede zengin sayısını arttırırken, paranın emekle orantısız şekilde elde edildiği bu süreç içinde "sonradan görme"lik denilen bir nitelik standardının cilası da parlar. Maalesef gelişen finansal piyasaların ülkemizdeki en somut göstergesi yüksek kurumsallaşma, piyasalara giriş kolaylığı ya da parasal rezerv genişlemesi olmamış; sonradan görme sayısında büyük artış şeklinde gerçekleşmiştir. Artık gözümüzü ne yöne çevirsek sonradan görmelerin tüm kültürü gasp eden açıklamalarını görüyoruz. Gösteriş bağımlısı emlak kralları, canlı şarkı söylerken ilkokul korosundaki gibi sesini kontrol edemeyen yeteneksiz popstarlar, aldığı milyon dolarlara karşı verebildiği tek şey saç baş yoldurmak olan futbolcular, müsamere kıvamındaki dizi oyuncuları ve daha bir çoğu. Tüm bunlara karşın basını ve sosyal medyayı işgal eden açıklamalarını okuduğunuzda ya da videolarını seyrettiğinizde gördüğünüz tek şey sonradan görmeliğin ölçüsüz dışavurumudur. Para ve emek arasındaki orantısız dağılımın bir sonucu olarak ortaya çıkan bu ruh hali ne anlama geliyor dersiniz?
Paranın yarattığı bu bozulmuşluk büyük bir sıradanlık yaratıyor. Sonradan görmelerin neredeyse tamamı sürekli olmadıkları bir şeymiş gibi davranıyorlar. İçine girdiği yeni sınıfın kurallarını sabırlı şekilde öğrenme sürecine tabi olmak yerine, parasız geçen yıllarında özendiği ve paraya sahip olur olmaz da taklit etmeye başladığı kişinin yerine geçmeye çalışıyorlar. Böylece burjuvazinin peşine takıldığını sanıyorlar. Amaç soyluluğa ulaşmaktır. Çünkü soylular diğerlerinin hiçbir zaman erişemeyecekleri bir yaşam tarzına sahip olduklarını düşünürler. Bu bir kopyalama sürecidir. Elde edilen para ile özenilen hayat tarzı taklit edilmeye çalışılır. Sonradan görme taklitçiler soyluların ruhunu elde ettiklerini düşünseler de yaşadıkları hayat görüntü seviyesinde bir parodidir. Soylu sınıfın kodlarını karmakarışık şekilde kombine ederek sadelik yerine rüküşlüğe, zarafet yerine şatafata, soyluluk yerine ise asimile olmuş avama ulaşırlar.
Doğuştan sahip olunmayan soyluluğun parayla satın alınmaya çalışılması eğilimi sonradan görmeliğin temel kodudur. Parasını yaşam tarzına dönüştürme girişiminde abartıya kaçmış, unutturmak istediği doğuştan ait olduğu sınıfı bir kere daha açıkça ortaya çıkarmıştır. Ne derse desin, ne yaparsa yapsın doğuştan soylu olanlardaki rahatlık, kaygısızlık ve yerindelik onda hep eksik kalır. Abartılı giysileri ve doğallığı kaçmış sözleriyle her zaman bayramlıklarını giymiş çocuk gibidir. Tüm çabası doğuştan sahip olduğu sınıfın kodlarını ortaya çıkarmaktan başka bir şeye hizmet etmez aslında. Fakat bunun farkında bile değildir. İnsanların çok parasının olması onları ayrıcalıklı ve soylular sınıfının bir üyesi yapmayacağını bir türlü anlayamaz. O nedenle de sadece başarıya ulaşmış ve yüksek sınıflarca kabullenilmek için tepinen bir birey olarak kalır.
Sonradan görmelerde endişe verici olan küstahlıklarından çok teslim olduğu sınıfın da kodlarını yozlaştırmalarıdır. Amerikan rüyasını taklit eden avam tabakası olmaktan öteye ulaştıkları bir yer maalesef yoktur. Olağanüstü enerjilerini soytarı beceriksizliğinde harcayıp dururlar. Paranın yarattığı medya alt kültürlerinden birine ait olurlar ve genellikle de hep orda kalırlar.
Amerikalılar bu sonradan görme durumunu güzel bir deyişle ifade eder: "Parası olanlar ve para olanlar!" Fakat hiç kimse sonradan görmeliği Türkler kadar güzel anlatamaz; yatırımın altın kuralı olarak aklınızda tutmakta fayda var: "Halayıkken hanım olan kurna kırar tasıylan!"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder