2000’li yılların başında dünyanın en gözde şirketi hiç şüphesiz Enron’du. En sıradan insandan ABD Başkanına kadar herkes bu dahi şirketin ölümsüz olduğuna inanıyordu. Üst üste 6 yıl boyunca Amerika’nın en yenilikçi şirketi seçilmişti. Hatta Fortune dergisi, şirketin iflas ettiği 2001 yılı Aralık ayından birkaç hafta önce Enron’u dünyanın en yenilikçi şirketi seçmişti. Şirket iflas ettiği gün bile hiç kimse buna inanmamıştı. Yatırımcılardan politikacılara, analistlerden habercilere kadar herkes haberin gerçek olmadığını düşünmüştü. Ama haber doğruydu. Bu dev şirket tıpkı Titanic gibi çok kısa bir sürede batmıştı. Ne tecrübeli bir analist, ne tecrübeli bir ekonomist, ne kurt bir yatırımcı ne de eli uzun bir politikacı bu çöküşü öngörememişti. Ama ne de olsa hayat sadece tecrübe demek değildi.
Enron’un iflasından iki yıl önce, 1998 yılı sonbaharı. Yatırımcıların satın almak için Enron hissesi bulmakta zorluk çektiği günler. Şirketin en parlak dönemi. Cornell Üniversitesinde okuyan 6 öğrenci, okulda öğrendikleri formülleri kullanarak Enron'un mali verilerini analiz etmeye karar verirler. 50 farklı finansal rasyoyu ve istatistiksel modeli kullanarak şirketi inceler ve sonunda bir rapor oluşturup hocalarına iletirler. Hocaları Charles Lee bu kalınca raporun ilk sayfasını açınca gördüğü şey karşısında şok olur. Çünkü raporun ilk sayfasında büyük harflerle şöyle yazmaktadır: “Şirket iflasa gidiyor, SAT!”
Charles Lee, analizde kullanılan modellere son derece güveniyordu ama çıkan sonuç güvenilir gelmemişti ona. Hatta gülünç gelmişti. Öğrencilerin bir yerlerde hata yaptıklarını düşündü. Tüm profesyoneller AL tavsiyesi verirken SAT demek rasyonel bir karar olamazdı. Kaldı ki bu kadar tecrübeli insanın öngöremediği bir şeyi birkaç öğrencinin öngörebilmesi komikti. Fakat öğrenciler hata yapmamıştı. Tam iki yıl sonra, o raporda yazan sebeplerden dolayı Enron batmıştı.
Finansal konularda tahmin yapmak giderek popülaritesini arttıran bir alan. En kıdemli ekonomistinden en amatör yatırımcısına kadar herkes öngörü yaparak sosyal medyadan duyuruyor. Doların ne olacağı, altının ne yöne gideceği ya da petrolün ne kadar düşeceği üzerine her gün onlarca tahmin okuyoruz. Fakat bu öngörü bolluğu içinde hangilerinin ne ölçüde başarılı olduğunu çoğu zaman fark edemiyoruz.
Birçok şirket çalışanı kurumsal kimliklerini arkalarına alarak sosyal medyadan öngörülerini paylaşıyorlar. Popüler oldukları için takipçileri yüksek. Tahminleri hatalı çıksa da pek önemsenilmiyor. Fakat bizim asıl merak ettiğimiz kurumsal bir kimliğe sahip olmadan tahmin yapanlar. Yani amatör analistler. Kendi bilgi, beceri ve öngörü yeteneğini kullanarak öngörülerini bizimle paylaşan kişiler. Şöhretli finansçılar dururken bu amatör analistleri kim dikkate alır? Şöhretli finansçının öngöremediğini bu "çapulcular" mı öngörecek? Sürekli atıp tutan bu ehliyetsizleri kim dinler?
İşte bu soruların yanıtını almak için sosyal medya üzerinden öngörülerini paylaşan 100'e yakın amatör analisti ve öngörülerini inceledik. Bunlar içinde en başarılı tahminlerde bulunanları belirledik. Tahmin zamanı, piyasanın o anki görüntüsü, öngörüde kararlılık ve öngörüye dayanak neden gibi değerlendirme kriterleri ekseninde en başarılı 7 analisti seçtik. İşte 2014 yılının en başarılı 7 amatör (kurumsal kimlik taşımama anlamında) analisti ve tahminleri:
(Twitter isimleri ve herhangi bir öncelik kriteri olmadan sıralıyoruz.)
1- Mustafa Kamar (@KamarStyle)
Borsanın 60.000 seviyelerinde olduğu günlerde bugünkü seviyelerini tahmin etti. Garanti Bankası hisse senetlerinin 5,96 TL olduğu dönemde bugünkü fiyat seviyeleri olan 9,50'leri tahmin ederek 2014 yılının en önemli hisse tahminlerinden birini gerçekleştirdi. Kıdemli ekonomistlerin "top atışlarıyla alın borazanlarla satın" kabilinden ucuz lafları yerine son derece isabetli tahminlerle izleyicilerine yol gösterdi.
2- Sametc (@samet_c)
Petrol fiyatlarının bugünkü öngörülemeyen düşüşünü büyük bir ustalıkla bir yıl önceden öngördü. Genel görüşün petol fiyatlarının yükseleceği yönünde olduğu o dönemlerde başarılı bir karşıt düşünce yatırımcısı olduğunu gösterdi.
3- Cemil Kaan (@CemilKaanA)
Dolar/TL kuru 2,22 seviyelerindeyken ve markalı analistler tarafından düşeceği öngörülürken yükseleceğini söyleyen çok az analistten biriydi. Şöhretli analistler yanılırken o haklı çıkmıştı. Kur yükselmiş ve 2,40'lar seviyesine gelmişti.
4- Eren Kuru (@HedgeFor Money)
2013 yılının en isabetli tahmini de bu amatör analistten gelmişti. Merkez Bankası Başkanı 2013 yılı kur tahminini 1,91 olarak yaparken o 2,13 demişti ve o kazanmıştı. 2014 yılı sonu için kur tahminini de aylar öncesinden yapmıştı. Piyasanın ağır ekonomistleri 2,25'ler seviyesini belirtirken o 2,40'ları hedef göstermişti. Öngörüsü gerçekleştiğinde şaşırmayan çok az analistten biri oydu.
5- Guray Nur (@xcfg)
Piyasaların oldukça sakin bir seyir izlediği Eylül ayında dolar ve euronun yükseleceğini söyleyen çok az analistten biriydi. Ne dolar ne de euronun TL karşısındaki değeri o günkü seviyelerin hiç altına düşmedi.
6- PAŞA (@__PASA__)
Borsa, Ekim ayında son altı aylık seviyelerinin en düşüğündeyken endeksin yükseleceğini tahmin eden onun gibi birçok analist vardı. Fakat ondan sonra endeksin her düşüşünde bu öngörüsünü değiştirenler giderek artmaya başladı. Endeks düşecek diyenler çoğalırken o öngörüsünü hiç değiştirmedi. Endeks 73.000 seviyelerindeyken yaptığı öngörüyü koruyarak derin Rusya krizi içinde yatırımcılara doğru yolu gösterebilen çok az analistten biri oldu. Profesyonel analistler ise bu dönemlerde ne kadar korkak olduklarını bir kere daha gösteriyorlardı: "Ne olacağını kimse bilmiyor!"
7- Çakma Kahin (@erdemyagan)
2014'ün başlarında, uzun bir süre, Türkiye ve Rusya'nın pozitif yönde diğer ülkelerden ayrışacağı birçok ekonomistin tahminiydi. O ise yaşanan finansal kriz sonrasında oluşan küresel ekonomik yapıda en kırılgan iki ülkenin Türkiye ve Rusya olduğunu söylemişti. Gelinen nokta onun ne kadar doğru söylediğini ortaya çıkarmıştı. Bu, ekonomi kitaplarına girebilecek kadar başarılı bir öngörüydü ama maalesef kimsenin umurunda olmadı. Ama bu öngörüyü yapan medyatik bir analist olsaydı herhalde çoktan "kahin" ilan edilip tapınılmaya başlanmıştı.
Enron'un çökeceğini öngören üniversiteli çocuklara o gün kimse inanmamıştı. Ama bugün de çok farklı değil. Enformasyon çağlayanları altında boğulan eleştiri yeteneğini kaybetmiş insanlar için neyin doğru neyin yanlış olduğu kolayca bilinemeyeceğinden, karşılaştıkları bilgiye gerçek değerini vermeleri de mümkün değildir. Sosyal medyadaki amatör analistlerin de başına gelen budur. Yazdıkları anlaşılmaya çalışılmadığı gibi doğruları söylediklerinde de durmuş saatin iki kere doğruyu göstermesi misali hafife alınırlar. Bu gerçeği değiştirmek maalesef pek mümkün gözükmüyor.
Bu analistlerin ne kadar isabetli yorumlar yaptığını görmek istiyorsanız sosyal medyadaki paylaşımlarına bakmanızda fayda var. Büyülenmiş gözlerle ünlü finansçıları izlemekten vazgeçip bilgiye gerçek değerini vermeye kafa yorarsak, finansal kararlarımızın daha başarılı olmaması için hiçbir neden bulunmuyor. Eski bir Fransız atasözünün dediği gibi: Alıcılar arasında, satıcılar arasında olduğundan daha fazla budala bulunur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder