Basel Komitesinin bankalara sermaye hesaplamalarına CoCos’ları da dahil etmesine izin vereceği uzun süredir konuşuluyor.
Global bankacılığın düzenleyici kuruluşunun “too big to fail” (batmayacak kadar büyük) bankalara, ilave sermaye ihtiyaçlarının karşılanmasında “contingent convertible bonds (CoCos)”ları da kullanabilmesine olanak sağlayacak değişikliklerin yakın zamanda hayata geçirilmesi bekleniyor.
Contingent Convertible Tahviller, değiştirilebilir tahvillerin bir türü. Tahvilin hisse senedine çevrilmesi için bir strike fiyat taşıyorlar. Değiştirilebilir tahvillerden en önemli farkı strike fiyatından daha yüksek bir fiyata daha sahip olmaları. Bu da onların değiştirme zamanını gösteriyor bir bakıma. Yerli kaynaklarda rastlanılmayan bu enstrumanları “Şartlı Dönüştürülebilir Tahvil” olarak çevirmek mümkün olabilir sanıyoruz.
Basit bir örnekle COCOs’ların nasıl çalıştığını anlatmaya çalışalım. Bir CoCos’u ihraç eden şirketin, tahvilin ihracı anında hisse senedi fiyatının 10 TL olduğunu varsayalım. Tahvilin dönüştürme priminin %20 olduğunu varsayalım. Bununla birlikte dönüştürme şartının da %40 olduğunu düşünelim. Bu durumda yatırımcının dönüştürme fiyatı 12 TL (10x%120) olacaktır. Eğer bu tahvil normal bir dönüştürülebilir tahvil olsaydı işlem bu fiyat düzeyinde gerçekleşecekti. Fakat CoCos’larda ilave şartın gerçekleşmesi beklenir. Yani dönüştürme işlemi 16,8 TL (12x%140) fiyatı gerçekleşince yapılacaktır. Hisse senedinin fiyatı 16,8 TL olduğu zaman 12 TL fiyat üzerinden dönüştürme gerçekleşecektir. CoCos’ların çalışma mantığını basitçe böyle özetleyebiliriz.
Bazı bankalar, sermaye yeterlilik oranları belli bir seviyenin altına düştüğünde bu tür tahvilleri hisse senedine çevirerek sermayelerini arttırmaları nedeniyle CoCos’ları tercih etmektedirler. Bankalar genellikle dönüştürme şartı olarak Tier 1 Sermaye oranını kullanıyorlar. Bu oran belli bir seviyenin altına düştüğünde tahviller otomatik olarak hisse senedine döndürülüyor.
Kriz döneminde zararları artan ve Basel kararları gereği sermaye yeterliliklerini kaybeden bankalar sermaye artırımında oldukça zorluklar yaşamışlar ve bunun sonucunda da bankalar devletlerin müdahalesi sonucu (bail-out) kurtarılabilmişti. İşte CoCos tahviller böyle zamanlarda bankaların sermaye ihtiyaçlarını karşılamaları nedeniyle kriz dönemince oldukça revaçta oldular ve hala da olmaya devam ediyorlar.
İhraç edilen toplam CoCos hacminin ne kadar olduğu hususunda rakamlar henüz açıklanmış değil fakat pazarın giderek büyüdüğü görülüyor. Basel’in sermaye yeterlilik düzenlemeleri değiştikçe bu tür tahvillerin de bankalar tarafından tercih edilebilirliği artıyor.
CoCos’lara yeni bir form getirerek sermaye yeterliliğinde devrim yaratan bankalardan biri olan Rabobank’ı da burada belirtmek yerinde olacaktır. Dünyanın 3A ratingli tek özel bankası olan bankanın 2010 yılı başlarında ihraç ettiği bir CoCos bankacılık otoriteleri tarafından bu alanda bir devrim sayıldı. Rabobank’ın ihraç ettiği tahvilde, bankanın sermaye yeterlilik oranı belli bir seviyenin altına düştüğünde banka tahvilleri hisse senedine döndürmüyor, bunun yerine tahvillerin nominal değerinin %25’ine kadar olan kısmı zarar yazıyor ve kalan tutarı yatırımcıya geri ödüyor. Bu durumda banka tahvilin nominal değeri üzerinden zarar yazdığı tutar kadar kar elde ederken sermayesini de arttırmış oluyor.
Rabobank’ın bu ihracı piyasanın bir adım ötesinde gibi gözükse de Basel komitesinin bu tür tahvillerin sermaye hesabında dikkate alınması yönündeki istekliliği, bankaların daha yaratıcı tahvilleri ihraç edeceği beklentisini güçlendiriyor.
Bir diğer CoCos ihraç eden banka İsviçre’nin 2. büyük bankası Credit Suisse. Credit Suisse geçen yılın Aralık ayındaki Basel III düzenlemeleri ardından bu yılın Şubat ayında ilk CoCos ihracını gerçekleştirdi. Banka ihraç ettiği 6 milyar dolar düzeyindeki tahvilin hisse senedine dönüştürülme şartını, Basel III düzenlemeleri ile getirilen sermaye yeterlilik hesabı ile hesaplanan Tier 1 sermayenin %7’nin altına düşmesi olarak belirledi. Vade ise 30 yıl. Yani bankanın sermaye yeterlilik oranı tahvilin vadesi olan 30 yıl içinde herhangi bir anda %7’nin altına düşerse banka, 6 milyar dolarlık tahvili hisse senedine döndürerek sermayesine ekleyecek ve sermaye yeterlilik oranını düzenlemeler gereği olan düzeye çıkarmış olacak.
Yatırımcılar açısından değerlendirildiğinde, yatırım süresi boyunca yüksek faiz imkanı veren coCos’lar, bankanın sermaye yeterliliğini kaybettiği dönemlerde kredibilitesini ve gücünü de kaybedeceğinden, iflas riski taşıyan bir bankanın hisse senetlerine sahip olma gibi bir risk yaratıyor. Bu da kriz dönemlerinde her yatırımcının taşımak isteyebileceği bir risk olarak durmuyor elbette.
İleri finans enstrumanları olmaları nedeniyle şimdilik ülkemiz bankacılığının görüş alanı içinde yer almayan CoCos benzeri tahvillerin, yakın bir zaman içinde yaygınlaşması, sermaye yeterlilik oranı üzerindeki karmaşık matematiğin bir gerekliliği olarak normal sayılmalıdır.
Global bankacılığın düzenleyici kuruluşunun “too big to fail” (batmayacak kadar büyük) bankalara, ilave sermaye ihtiyaçlarının karşılanmasında “contingent convertible bonds (CoCos)”ları da kullanabilmesine olanak sağlayacak değişikliklerin yakın zamanda hayata geçirilmesi bekleniyor.
Contingent Convertible Tahviller, değiştirilebilir tahvillerin bir türü. Tahvilin hisse senedine çevrilmesi için bir strike fiyat taşıyorlar. Değiştirilebilir tahvillerden en önemli farkı strike fiyatından daha yüksek bir fiyata daha sahip olmaları. Bu da onların değiştirme zamanını gösteriyor bir bakıma. Yerli kaynaklarda rastlanılmayan bu enstrumanları “Şartlı Dönüştürülebilir Tahvil” olarak çevirmek mümkün olabilir sanıyoruz.
Basit bir örnekle COCOs’ların nasıl çalıştığını anlatmaya çalışalım. Bir CoCos’u ihraç eden şirketin, tahvilin ihracı anında hisse senedi fiyatının 10 TL olduğunu varsayalım. Tahvilin dönüştürme priminin %20 olduğunu varsayalım. Bununla birlikte dönüştürme şartının da %40 olduğunu düşünelim. Bu durumda yatırımcının dönüştürme fiyatı 12 TL (10x%120) olacaktır. Eğer bu tahvil normal bir dönüştürülebilir tahvil olsaydı işlem bu fiyat düzeyinde gerçekleşecekti. Fakat CoCos’larda ilave şartın gerçekleşmesi beklenir. Yani dönüştürme işlemi 16,8 TL (12x%140) fiyatı gerçekleşince yapılacaktır. Hisse senedinin fiyatı 16,8 TL olduğu zaman 12 TL fiyat üzerinden dönüştürme gerçekleşecektir. CoCos’ların çalışma mantığını basitçe böyle özetleyebiliriz.
Bazı bankalar, sermaye yeterlilik oranları belli bir seviyenin altına düştüğünde bu tür tahvilleri hisse senedine çevirerek sermayelerini arttırmaları nedeniyle CoCos’ları tercih etmektedirler. Bankalar genellikle dönüştürme şartı olarak Tier 1 Sermaye oranını kullanıyorlar. Bu oran belli bir seviyenin altına düştüğünde tahviller otomatik olarak hisse senedine döndürülüyor.
Kriz döneminde zararları artan ve Basel kararları gereği sermaye yeterliliklerini kaybeden bankalar sermaye artırımında oldukça zorluklar yaşamışlar ve bunun sonucunda da bankalar devletlerin müdahalesi sonucu (bail-out) kurtarılabilmişti. İşte CoCos tahviller böyle zamanlarda bankaların sermaye ihtiyaçlarını karşılamaları nedeniyle kriz dönemince oldukça revaçta oldular ve hala da olmaya devam ediyorlar.
İhraç edilen toplam CoCos hacminin ne kadar olduğu hususunda rakamlar henüz açıklanmış değil fakat pazarın giderek büyüdüğü görülüyor. Basel’in sermaye yeterlilik düzenlemeleri değiştikçe bu tür tahvillerin de bankalar tarafından tercih edilebilirliği artıyor.
CoCos’lara yeni bir form getirerek sermaye yeterliliğinde devrim yaratan bankalardan biri olan Rabobank’ı da burada belirtmek yerinde olacaktır. Dünyanın 3A ratingli tek özel bankası olan bankanın 2010 yılı başlarında ihraç ettiği bir CoCos bankacılık otoriteleri tarafından bu alanda bir devrim sayıldı. Rabobank’ın ihraç ettiği tahvilde, bankanın sermaye yeterlilik oranı belli bir seviyenin altına düştüğünde banka tahvilleri hisse senedine döndürmüyor, bunun yerine tahvillerin nominal değerinin %25’ine kadar olan kısmı zarar yazıyor ve kalan tutarı yatırımcıya geri ödüyor. Bu durumda banka tahvilin nominal değeri üzerinden zarar yazdığı tutar kadar kar elde ederken sermayesini de arttırmış oluyor.
Rabobank’ın bu ihracı piyasanın bir adım ötesinde gibi gözükse de Basel komitesinin bu tür tahvillerin sermaye hesabında dikkate alınması yönündeki istekliliği, bankaların daha yaratıcı tahvilleri ihraç edeceği beklentisini güçlendiriyor.
Bir diğer CoCos ihraç eden banka İsviçre’nin 2. büyük bankası Credit Suisse. Credit Suisse geçen yılın Aralık ayındaki Basel III düzenlemeleri ardından bu yılın Şubat ayında ilk CoCos ihracını gerçekleştirdi. Banka ihraç ettiği 6 milyar dolar düzeyindeki tahvilin hisse senedine dönüştürülme şartını, Basel III düzenlemeleri ile getirilen sermaye yeterlilik hesabı ile hesaplanan Tier 1 sermayenin %7’nin altına düşmesi olarak belirledi. Vade ise 30 yıl. Yani bankanın sermaye yeterlilik oranı tahvilin vadesi olan 30 yıl içinde herhangi bir anda %7’nin altına düşerse banka, 6 milyar dolarlık tahvili hisse senedine döndürerek sermayesine ekleyecek ve sermaye yeterlilik oranını düzenlemeler gereği olan düzeye çıkarmış olacak.
Yatırımcılar açısından değerlendirildiğinde, yatırım süresi boyunca yüksek faiz imkanı veren coCos’lar, bankanın sermaye yeterliliğini kaybettiği dönemlerde kredibilitesini ve gücünü de kaybedeceğinden, iflas riski taşıyan bir bankanın hisse senetlerine sahip olma gibi bir risk yaratıyor. Bu da kriz dönemlerinde her yatırımcının taşımak isteyebileceği bir risk olarak durmuyor elbette.
İleri finans enstrumanları olmaları nedeniyle şimdilik ülkemiz bankacılığının görüş alanı içinde yer almayan CoCos benzeri tahvillerin, yakın bir zaman içinde yaygınlaşması, sermaye yeterlilik oranı üzerindeki karmaşık matematiğin bir gerekliliği olarak normal sayılmalıdır.
2 yorum:
tesekkurler !
Tebrikler yazı için. Blogdaki her bilginin ne denli önemli olduğunu gözler önüne seren bir çalışma olmuş.
Yorum Gönder