4 Mart 2014 Salı

Fabrika işçisi sessizdir, finans işçisi geveze!

Birçok insan için ekonomi kanalları ve haberleri vazgeçilmez bir gereklilik. Evimizi, işimizi ve hayatımızı daha iyi yönetebilmek için ekonomik gelişmeleri bilmek önemli tabi. Peki ekonomi kanallarını seyrederek ve ekonomi haberlerini okuyarak ekonomiyi ne kadar öğrenebiliyoruz dersiniz?

Şimdi gelin bir haber sitesinden aldığımız bugünkü başlıklara bir göz atalım:
"Bist 63.000 sınırını aştı"
"Türkiye ucuzladı, fırsatlar cazip duruyor"
"Putin'in emri altını vurdu"
"Asya'da görünüm karışık seyir izliyor"
"Euro bölgesinde üretici fiyatları yükseldi"

Eminiz bu başlıkları okur okumaz neden bahsedildiğini anlamışsınızdır. Peki anladığınız ne?

Finans dünyası aslında birçok kişinin anladığı şekilde bir dünya değildir. Dilbilimsel kuralların ağır bastığı ve dilsel performansın yarattığı araçlar aracılığıyla işleyen bir dünyadır. Kurgusal değerler ve saf spekülasyonların dünyasıdır.

Ekonomi kanallarındaki hızlı ve özel bir jargonla konuşan yorumcuları izlemişsinizdir mutlaka. Klasik ekonomik sistemin fabrikalarında çalışan işçiler son derece sessiz insanlarken, finans dünyasının fabrikaları sayılan aracı kuruluşlarda çalışanların nasıl bu kadar "geveze" olduğunu merak edenler de mutlaka vardır. Piyasalar bu kadar gelişmiş değilken, fabrikalarda çalışanlar üretim ile ilgili aktivitelerin ne yöne gideceği konusunda televizyonlarda yorum yapmazken, aracı kuruluşlarda çalışanlar hiç durmadan yorum yapıp bir şeyler açıklıyorlar. Peki bu neden kaynaklanıyor dersiniz?

Hergün insanlar bu haberleri okuduklarında tam bir uzlaşı ile hareket eder bir yapıya bürünürler. Yani yukarıdaki haber başlıkları ile açıklarsak Bist'in 63.000 sınırını aşmasının iyi bir şey, Euro bölgesindeki üretici fiyatlarının yükselmesinin kötü bir şey olduğunu hemen anlarlar. Aslında her iki manşette ve haberin devamında bu durumların iyi ya da kötü olduğunu belirten bir açıklama yoktur. Fakat insanlar nedense bu haberleri okuyarak iyi ya da kötü olduğu sonucuna adeta toplu bir şekilde hareket ediyormuş gibi kolayca ulaşırlar ve tam bir uzlaşıya varırlar. İşte ekonomi haberciliğindeki büyük "dolandırıcılık" buradadır.

Bu haber başlıkları dilbilimsel açıdan otopsiye tabi tutulduğunda gerçek kolayca anlaşılır: Katil medyadır!

Bu manşetler olan bir şeyden bahsetmiyor, konuşarak bir şey yapıyor. Mesela "Bist 63.000 sınırını aştı" manşetinde kullanılan "aşmak" bir insansal eylemdir. Fakat burada kullanıldığında bir şey yapılmıyor, bir şey gerçek kılınıyor. Tıpkı "seni affediyorum" cümlesini söyleyen birinin bir eylemi yapmayı değil, dile getirmeyi vurgulaması gibi.

"Bist 63.000 sınırını aştı" cümlesi ile anlatılmak istenen şey aslında rasgele bir değişken olan borsanın, kişiler tarafından kabul edilen bir sınır olan 63.000 puanı geçtiğini vurgulamaktır. Fakat bu durum bir dilsel araç kullanılarak yapılmıştır. Böyle bir manşette nedense insanlar sınır değerin ne olduğu konusunu ve borsanın insan gibi hareket ederek bu sınırı aştığı hususunu radikal şekilde sorgulamazlar ve tam bir uzlaşı ile 63.000'i sınır kabul ederler. O nedenle bu tür manşetler son derece etkilidir. Çünkü böyle bir manşet yatırımcıları alım yapmaya yönlendirir. Hem de aynı anda ve aynı hızda.

Bu etkinliğin arkasında yatan şey söyleyenin güçlü kişiliğidir. Böyle bir manşeti bir arkadaşınızdan duymanız sizi pek etkilemez ama bir ekonomi kanalında gördüğünüz zaman etkilenirsiniz. Ekonomi yorumcularımız da zeka ve dili işe iyice karıştırarak, sıradan insanlar üzerinde büyük bir hakimiyet kurarlar. Böylece manşette vurgulandığı gibi Bist'in yükselmesine eğilimli bir uzlaşı kolayca ortaya çıkar.

Kısaca özetlemek gerekirse bu tür manşetler ve haberler meydana gelen olayları anlattıklarını sanırlar. Ama aslında yaptıkları dile getirmekten başka bir şey değildir. Dilbilimsel kurallar ile dilsel bir performans ortaya çıkarmak. Yani bunları söyleyenin bir insan olduğunu kabul edersek, söylenenler olanlar değil, olanların çarpıtılmış dile getirilişleridir. Ortaya çıkan sessiz uzlaşı ise büyük bir topluluğu kısa sürede bir sürüye çevirecek kadar güçlüdür.

Finans piyasalarının ve ekonomi politikalarının karmaşık yönlerini sıradan insana anlatabilecek iktisatçılara ender rastlanır. Bu dünyanın her yerinde böyledir ve bu gerçeği değiştirmek pek kolay değildir. Siz yine de ekonomi haberciliğinin dilbilimsel yönlendirmelerinden korunmak istiyorsanız, şunu unutmayın: Fabrika işçisi sessizdir, finans işçisi geveze!

Hiç yorum yok: