12 Ekim 2014 Pazar

Fatih Terim, istatistiksel olarak tesadüfen İmparator'dur!

Kristof Kolomb'un 1492'de Amerika'yı keşfi uygarlık tarihinin en önemli zaferi sayılmıştı. "Cennet"in kapılarını Batıya açan bu keşfin asıl anlamı ise yüzyıllar sonra ortaya çıktı. İstatistik bilimi sayesinde Kolomb'un sayılarına baktığımızda cennetin keşfinin dünyadaki cehennemi nasıl yarattığını gördük. 30 yıl içinde kızılderili nüfusu 500.000'den 10.000'e düştü. Meksika nüfusu 25 milyondan 6 milyona, Peru nüfusu 7 milyondan 2 milyona, Kuzey Amerika kızılderili nüfusu 18 milyondan 300 bine düştü. İstatistiklere bakarsak, Kolomb'un cenneti keşfedip onu birkaç onyıl içinde cehenneme çeviren büyük denizci olarak tarihe geçmesi daha isabetli olacaktır. Galiba tarihi yazarken biraz beklemek gerekiyor.

Türk futbol tarihinin en büyük başarılarını kazanan teknik direktörü birçoklarına göre Fatih Terim'dir. Futbol anlayışı, karizması ve elde ettiği büyük başarılar ile spor dünyamızın önemli kısmının hayranlığını kazanmıştır. Hatta bu kesim onu mitleştirerek "İmparator" ünvanına bile layık görmüştür. Karşıt görüşe göreyse Terim, spor dünyasına yukarıdan bakarak tesadüfü başarılarını spor dünyasına dayatmış kendini beğenmiş bir kişidir. Gününde yazılan tarihe baktığımızda Terim, Türkiye'yi tarihinde ilk kez Avrupa Şampiyonasına sokan, üçüncü yapan ve UEFA Kupasını ilk kez kazanan kişidir. Bu açıdan imparator ünvanını hakeder gibi görünmektedir. Peki yıllar geçtikten sonra, ortaya çıkan istatistiklere bir kez daha baktığımızda, Fatih Terim gerçekten imparator mudur?

Terim'in ilk büyük başarısı Türkiye'yi tarihinde ilk kez Avrupa Şampiyonası finallerine sokmaktı.Grupta oynadığımız rakipler İsviçre, İsveç, Macaristan ve İzlanda idi. Grubu İsviçre'nin ardından ikinci bitirerek finallere kalmıştık. Oynadığımız ülkelerin futbol klasmanında o günkü yerine baktığımızda İsviçre UEFA sıralamasının 14. sırasındaydı. İsveç 11, Macaristan 32 ve İzlanda 29. sıradaydı. İstatistiklere yakından baktığımızda dört ülkenin de Avrupa'nın önemli takımlarından olmadığı, ikinci ve üçüncü sınıf takımları olduğu görülmektedir. Tarih, "İmparator Avrupa'ya meydan okudu" diyordu ama gerçek ortadaydı: İmparator zayıf takımlara karşı galip gelmişti.

1996 finallerine yine Terim ile gitmiştik. Üç maç oynadık ve üçünü de kaybettik. Grubu ilk iki sırada tamamlayan Portekiz ve Hırvatistan bir sonraki turda elenerek ne kadar zayıf takımlar olduklarını göstermişlerdi. Aslında bu büyük turnuvada yine görece güçlü takımlara yenilmiştik. Gerçek ortadaydı: İmparator orta sınıf takımlara karşı kaybetmişti.

2008 Avrupa Şampiyonası elemelerinde Norveç, Bosna Hersek, Moldova, Macaristan, Malta ve Yunanistan ile karşılaştık. Yunanistan'ın ardından ikinci olarak finallere gittik. Yunanistan UEFA sıralamasının 15. sırasındaydı. Norveç 20, Bosna Hersek 37, Moldova 28, Macaristan 29 ve Malta 47. sıradaydı. Tarih, "İmparator Avrupa'ya çıkarma yaptı" diyordu ama gerçek ortadaydı: İmparator zayıf takımlara karşı galip gelmişti.

2008 Avrupa Futbol Şampiyonası en önemli Avrupa başarımız olarak kayıtlara geçmişti. Üçüncü olmuştuk. Eleme gruplarında Portekiz, İsviçre ve Çek Cumhuriyeti ile oynamıştık. Portekiz'e yenilip İsviçre ve Çekleri yenmiştik. Ülkelerin UEFA sıralamalarına baktığımızda Portekiz 9, İsviçre 26 ve Çek Cumhuriyeti 6. sıradaydı. Çeyrek finalde Hırvatistan ile berabere kalarak penaltı atışları sonrası yarı finale çıkmıştık. Yari finalde ise Almanya'ya yenilmiştik. Futbolun yazıtura oyunu penaltıları saymazsak sadece UEFA sıralamasında 6. olan Çekleri yenmiştik. İsviçre zaten zayıf bir takımdı. Tarih "İmparator tarih yazdı" diyordu ama gerçek açıktı: İmparator sadece Çek Cumhuriyeti gibi görece güçlü bir takımı yenerek yarı finale kadar çıkmıştı.

Terim'in Avrupa'da oynadığı maçlara baktığımızda ise çok çarpıcı bir gerçek dikkatimizi çekiyor. UEFA sıralamasında daima ilk on içinde olan Almanya, İtalya, İspanya, Fransa, Portekiz, Hollanda ve Rusya gibi ekol ülkelere ya hep kaybetmiş ya da karşılaşmamıştır. Bu ülkelere karşı kazandığı tek bir resmi maç bile yoktur. UEFA sıralamasında ilk on içinde olup da galip geldiği tek takım Çek Cumhuriyeti'dir. Yani İmparatorun Avrupa'daki zaferleri zayıflara karşıdır.

Türk futbol tarihinin en büyük kulüp başarısı kabul edilen Galatasaray'ın 2000 yılında UEFA Kupasını kazanması yine Terim'in başarısıdır. Galatasaray, eleme turlarında önce İtalya'nın Bologna takımını saf dışı bırakmıştı. Bologna, o yıl kendi liginde küme düşmekten son anda kurtularak ligi 11. sırada bitirmişti. Ardından Alman Dortmund'u elemişti. Dortmund da Alman ligini küme düşmekten son anda kurtularak 11. sırada bitirmişti. Ardından İspanya'nın Mallorca takımını elemişti. İspanya ligini 10. sırada bitiren Mallorca da küme düşmekten son anda kurtulmuştu. Galatasaray, yarı finalde İngiltere'nin Leeds United takımını İstanbul'da yenmiş, deplasmanda ise berabere kalmıştı. İngiltere ligini şampiyon Manchester United'ın 23 puan gerisinde 3. bitiren Leeds, (ertesi yıl Şampiyonlar Liginde yarı final oynamasına rağmen) birkaç yıl içinde önce 2. sonra 3. lige düşerek futbol piyasasından silinmişti. UEFA Kupası finalinde Galatasaray'ın rakibi, İngiltere ligini şampiyonun 18 puan gerisinde bitiren Arsenal'di. Galatasaray, yine rakibini yenememiş ve futbolun yazıturası penaltılarla kupayı kazanmıştı. Tarih, "İmparator Avrupa'yı fethetti" diye yazıyordu ama gerçek ortadaydı: "İmparator, Leeds United haricinde zayıf takımları yenerek kupayı kazanmıştı."

Terim'in Galatasaray'daki şampiyonluklarının onu İmparator yapmayacağı ortadadır. Yapsa, son 40 yılda Kaleperoviç'i, Birch'ü, Hollman'ı, Gerets'i ve Cevat Güler'i de yapardı... Öyleyse gelin istatistikleri hep beraber yorumlayalım: FIFA ve UEFA sıralamasında ilk 10 içinde olan ülkelerden sadece bir kez Çek Cumhuriyeti'ni yenme başarısı gösteren ve bunun haricinde tüm zaferlerini zayıfları yenerek kazanan Terim'in imparatorluğu tesadüfidir. Çünkü bu kadar kolay rakiplerle oynama fırsatı futbol tarihimiz boyunca hiçbir teknik direktöre rastlamamıştır. (1980, 84 ve 2000 elemelerinde Almanya, 88, 92 ve 2004 elemelerinde İngiltere gibi ekol ülkelerle karşılaşılmıştır.)

UEFA Kupasında da benzer bir durum vardır. Kupanın yeni temellendirildiği yıllarda, eleme turlarında oynadığı üç takım da kendi liglerinde küme düşmekten son anda kurtulan son derece zayıf rakiplerdir. Leeds United ve Arsenal görece güçlü rakipler olup Leeds United karşısında alınan tek galibiyet kupayı alma yolunda en önemli zafer gibi durmaktadır. Kupa ise beraberliğin ardından gelen yazıturalarla (penaltılarla) gelmiştir. Yani UEFA Kupası da istatistiksel olarak tesadüfidir; en azından Terim'in bir kez daha alabileceğini ispat edeceği zamana kadar. Bu da şu an için pek mümkün gözükmemektedir.

Kısaca özetlemek gerekirse, spor dünyası tarafından İmparator olarak mitleştirilen Fatih Terim'in başarısı, ortaya çıkan istatistikler ekseninde tarihin sonradan yazılması bağlamında yeniden değerlendirildiğinde, tesadüfi ya da rastlantısaldır. Yukarıdaki üç önemli başarısı göz önüne alındığında, güçlü bir ülke ve takıma karşı tek bir zaferi (galibiyet) bile yoktur. Basitçe ifade edersek, zayıfları yenerek İmparator ünvanını almış bir teknik direktördür. Yani, Terim, istatistiksel olarak tesadüfen İmparatordur.

9 yorum:

Adsız dedi ki...

hangi imparator tahtından kaç kez ayaklanma ile indirilmiştir! Bir sonra bunun istatistiğinide yayınlarsınız, benim hatırladığım FT 4 kez kovuldu yada kibarca yazayım kontratı fesih edildi . Selamlar

Adsız dedi ki...

Kotu niyetli yorum. sadece iki ornek verecegim leeds bir sonraki sene cl de yari final oynadı bes sene sonrasına bakana kadar bi zahmet buna bakar insan. Mallorca bir onceki senenin finalistiydi insanların hafizasi zayif diye de bu kadar artniyetli gucsuz savlar ortaya atmamak gerek, komik oluyor.

Adsız dedi ki...

Fatih Terim'e katıldığı Avrupa şampiyonalarındaki takımların sıralamasını veriyorsunuz o takımlara karşı oynarken türkiye'nin sıralamasını neden vermiyorsunuz?D
CBu kadar taraflı yorum blogun kalitesini yakışmıyor.

Adsız dedi ki...

Bu blog'a yakismayacak ölçude kalitesiz degerlendirmeler yapilmiş.

Adsız dedi ki...

bu mantığa göre FİFA Dünya sıralamasında ilk sıradaki takım her zaman kendinden alt sıralarda bulunanlarla oynadığı için aslında başarılı değildir.

Unknown dedi ki...

Son derece taraflı ve yanlış bir analiz olmuş.

a.goren dedi ki...

ahahahahahahahaha bide şey var FT şampiyon olduğu 6 senede rakipleri uefa sıralamasında ilk yüzde bile değildi. Türk medyası imparator tarih yazdı der ama gerçek ortada işte asfghsggh

a.goren dedi ki...

ahahahahahahahaha bide şey var FT şampiyon olduğu 6 senede rakipleri uefa sıralamasında ilk yüzde bile değildi. Türk medyası imparator tarih yazdı der ama gerçek ortada işte asfghsggh

Kirim dedi ki...

Terim, Toplam kariyerinde oynattığı
(1987 Ankaragücü'nden başlayarak günümüze) 656 maçta 359 galibiyet 160 beraberlik 137 mağlubiyet ile %54.73 gibi genel başarı yüzdesine sahiptir.
Bu oran 96-00 arası GS ile pik yapmıştır.(203maç-130Galibiyet-46Beraberlik-27Mağlubiyet 64.04% Başarı oranı)
Bir diğer en başarılı sezon ise 2001'de Ac Milan'ın başında bulunduğu senedir.(13Maç-8Galibiyet-3Beraberlik-2Mağlubiyet ve 61.54% başarı oranı) Hani şu Pirlo'nun kitabında Terime göndermeler yaptığı sezon!
Milli takımda ise 93-96 arası 17G-8B-9M ile % 50
05-09 arası 26G-18B-14M %44.83 (2008 Yılında Terim'li Türkiye Avrupa Futbol şampiyonasında Almanya ile YARI FİNAL maçına çıkmıştır)
Terim'in diğer başarıları;
Türkiye U-21 (1 Kupa)
1993 Akdeniz Oyunları Şampiyonluğu (1): ve 1991 Final (1)

Galatasaray (13 Kupa)
UEFA Şampiyonlar Ligi Çeyrek final (1): 2012-13
UEFA Kupası (1): 2000
Süper Lig (6): 1997, 1998, 1999, 2000, 2012, 2013 İkincilik (1): 2003
Türkiye Kupası (2): 1999, 2000 Final (1): 1998
Süper Kupa (4): 1996, 1997, 2012, 2013 Final (1): 1998

Son olarak, herkes Şenol hocanın Dünya Kupasında şampiyon olamayışından dolayı dilediği özrü Terim'in ise 2016 turnuvasına katılmayı başarı olarak sunmasını paylaşıyor. Bakınız 2002'de 3. olan kadroda tam olarak 12 GS'li futbolcu bulunmakta.İlk 11de ise tam 8 futbolcu Terim'in kurduğu UEFA ve Süper Kupayı alan oyunculardır.
Sanırım sonuçlar ortada. Başka söze gerek var mı bilmiyorum.