26 Şubat 2016 Cuma

Finans yazarı olmak için sahip olmanız gereken 6 kişilik bozukluğu!

Bugünlerde herkes ekonomi ve finans yazarlığına soyunmuş durumda. Sosyal medyada, bloglarda ve yazılı medyada her gün birçok yorum okuyoruz. Yazıları belli bir takiple okuduğunuzda yazarların yorum ve fikirlerindeki zigzagları rahatlıkla görebiliyorsunuz. Bir gün önce söylediğinin ertesi gün tersini söyleyen, yıllardır kriz gelecek deyip bir türlü istediği krizi getiremeyen, dolar, euro şu olacak deyip bir türlü pariteyi yakalayamayan, Fed faizi arttıracak deyip bir türlü Fed'i ikna edemeyen, Merkez yükseltecek deyip bir türlü Merkez'i "tava getiremeyen" onlarca yazar her gün yorumları ile bizleri aydınlatıyor. Her hatalı yorumdan sonra adeta "öyle dedim ama sor niye dedim" misali eski bir Türk filmi repliğine bürünen sayısız yazarımız var. Yazıları sürekli okuyan insanlar bu kadar yüksek tutarsızlığa gülüyorlardır herhalde. Fakat yazarların sayısı da sürekli artıyor. Ne dersiniz, sizce bu işte bir tuhaflık yok mu?

Var, hem de çok büyük bir tuhaflık var. Tuhaflığın ne olduğunu merak mı ediyorsunuz? Aşağıdaki adımları takip ederek ekonomi yazarlığımızın arkasındaki büyük tuhaflığı siz de öğrenebilirsiniz. Hatta belki siz de bir ekonomi ve finans yazarı olabilirsiniz.

Ekonomi ve finans yazarı olmak için sahip olmanız gereken 6 kişilik bozukluğu:

1- Bilinçli ikiyüzlü olun!
Ekonomiden hiç anlamayan insanlara tüm enerjinizi kullanarak yorum yapıyorsunuz, ne yazık ki makus talih sizi sevmiyor ve yorumunuz bir anda yanlış oluveriyor. Hatayı kabul etmek zavallılığını göstermeyeceksiniz herhalde. Yapmanız gereken davranışlarınızla ahlaki yargılarınız arasındaki çelişkiyi yok etmek. Yani bilinçli ikiyüzlülük. Hani birçok erkek Bill Clinton'u oval ofis fantazisi nedeniyle kınamıştı ya; çoğu aynı fantazi peşinde koşarken. İşte, yapmanız gereken tam olarak budur. Merkez Bankası faizi indirecek dediniz ve indirmedi mi; ertesi gün şöyle yazın: "Yükseltirken beşer beşer yükseltiyorsun; şimdi yarım puan bile indirmiyorsun!"

2- Hatayı kabul et, sorumluluğu reddet!

Yaptığınız yorumda çok ısrarcıydınız ama maalesef tersi mi oldu; mesela şöyle mi dediniz: "Dolar alan yaya kalır!" Sonrasında da dolar çok mu yükseldi. Birçok insan dediğinizi yaptı, elindeki doları sattı ve para mı kaybettiler. Sizi dinleyen yatırımcıların para kaybetmesi önemli değildir. Yapmanız gereken hatayı kabul edip sorumluluğu reddetmektir. Bunun için edilgen cümleleri kullanmakta usta olmanız gerekir. Yani ertesi gün şöyle yazmalısınız: "Tamam, yorumda hatalar yapılmıştır ama benim tarafımdan değil. Fed'in politikaları son derece saçma!"

3- Önyargıyı doğrulama eğiliminizi geliştirin!
Bilgi, mantıklı bir şekilde işlenerek yorum yapılırmış gibi demode yaklaşımları ciddiye almayın. Doğrusu, bilgi inancınızla bağdaşıyorsa doğrudur, işte hepsi bu. Bilim insanları buna önyargıyı doğrulama eğilimi diyor. İnsanlar, inançlarının hatalı olduğunu gösteren kanıtlara bakmaya zorlandığında o kanıtı eleştirmenin, çarpıtmanın ya da dikkate almamanın yollarını ararlar. Yani şu: Yaptığınız yorum hatalı çıktıysa, "Ben düzenbazın tekiyim" demeniz gerekir. Emin olun sizi okuyan ahali de aynen şunu diyecektir: "İşte size dürüst bir ekonomist; bunu itiraf edebilmek büyüklük gerektirir."

4- Görünmez ayrıcalık ilkesi!
Ekonomi yazarı olmak için sahip olmanız gereken belki de en önemli ve gizemli yetenek budur: Görünmez ayrıcalık! İlk kez duyduğunuza eminim. Anlamı şudur: Ekonomiden anlayan insanlar finansal okuryazarlıkları kısıtlı insanlara yorum yaptıkları zaman, kendilerini ayrıcalıklı olarak görmezler. Ayrıcalıkları onlar için görünmezdir. Bu da şu anlama gelir: Hata yaptıklarında ikinci kez düşünmeyi gerekli görmezler. Çünkü sahip oldukları bilgiyi yeterli olarak görürler. Hani ekonomi sınıfında uçanları züppe olarak görürken birden zengin olursun ve kendini o koltuklarda bulursun da şöyle dersin ya: "Bu zavallılarla aynı koltukta uçacak değilim ya!"

5- Bilişsel uyumsuzluk!
Efsanevi sosyolog Leon Festinger'in aşılmaz teorisi Bilişsel Uyumsuzluk ekonomi yazarlığı yolunda senin en yakın dostundur. Hani Festinger kıyametin 21 Aralık'ta kopacağına inanan ve bu yolda tüm servetini harcayan tarikat üyelerini incelediğinde, kıyamet kopmayınca üyelerin şöyle dediğine hayretle şahit olmuştu ya: "Çok dua ettik ve kıyamet kopmadı." Yani Festinger şunu söyler: Birbiriyle uyumsuz iki biliş zihinsel huzursuzluğa sebep olur ve insanlar bunu azaltmanın bir yolunu buluncaya kadar huzur bulamazlar. Mesela dolar artacak dediniz ama düştü mü; ertesi gün şunu yazın: "Piyasa tepkisi çok sert oldu ve dolar düştü!" İşte hepsi bu, artık huzurlusunuz.

6-Erdemli döngüyü kurun!
Bu kavram bilimin en yeni kavramlarından biridir. Bu çağda iyi bir ekonomi yazarı erdemli döngüyü kurma yeteneğine sahip olmalıdır. Yani şudur: Okuyucuya alçakgönüllü bir saygı sunarak kendinizi kabul ettirmek yerine okuyucunuzun size bir iyilik yapmasını sağlayın. Mesela yazınıza saçma sapan, hilkat garibesi misali yorumlar yapan andavallara siz de şöyle cevaplar verin: "Çok doğru!.. Çok haklısınız!.. Ben bunu düşünememiştim!.." Artık erdemli döngüyü sonsuza dek kurdunuz demektir; bir ton aptal okuyucuya sahipsiniz.

Kısaca şunu demek istiyoruz. Tek bir doğrusu olmayan hiçbir konu uzmana bırakılamaz. Bu da şu anlama gelir: Cinsel sorunları olduğunu söyleyen kadınlar üzerinde yapılan bir araştırmada, Viagra aldıklarını söyleyen kadınların %41'i libidolarının güçlendiğini söylemişti. Oysa Viagra yerine şeker hapı verilen ama Viagra verildiği söylenen ikinci gruptakilerin ise %43'ü libidolarının güçlendiğini ifade etmişti.

Ne mi demek istiyoruz; ekonomi yazarı da Viagra aldığını sanan kadın gibi düşünür. O nedenle en fazla heyecan yaratan organ her zaman beyindir!

1 yorum:

ANIL TOKAT dedi ki...

iktisatçı; dün yaptığı tahminin bugün neden tutmadığını yarın en iyi açıklayacak olan kişidir.

:)