11 Mayıs 2016 Çarşamba

Troll denilen yaratığın 6 kişilik bozukluğu!

Hayatımızda yeteri kadar dezenformasyon yokmuş gibi bir de "troll" denilen bir yaratıkla karşı karşıyayız. Sosyal medyada karşılaştığımız bu insanların tipik davranış özelliği düşüncesini kişisel menfaat uğruna satabilme yetenekleri. Herhangi bir düşünceyi bir çıkar karşılığı savunarak o düşünceye hizmet etmek gibi bir anlayışla çalışırlar. Sonuçta hizmet ettikleri şey dezenformasyon olsa da eleştirel yeteneği gelişmemiş insanlar için yönlendirici olma ihtimalleri yüksektir. Peki troll denilen bu yaratığı tanıyor muyuz?

Sosyal medyada hemen her gün karşılaştığımız bu yaratıkla ilgili açıklayıcı bir bilgiye maalesef sahip değiliz. O nedenle bu tuhaf yaratığı daha iyi tanımak için bir kılavuz hazırladık. Kişilik özelliklerini ve davranış şekillerini açıkça tanımladık. Hala troll olmak isteyenler varsa aşağıdaki kılavuz fazlasıyla yeterli olacaktır.

Troll denilen yaratığın 6 kişilik bozukluğu:

1- İnternete Bağımlılık Bozukluğu
Başarılı bir troll olmak için ilk şart internete bağımlılık bozukluğu (Internet Addiction Disorder) denilen rahatsızlığa sahip olmanızdır. Webkolikler, multimedya bağımlıları ve siberpunkların ortak hastalığıdır bu. Aşırı internet kullanımı zihni çöp kutusuna çevirerek bilginin gerektiğinde müspet bir amaç için kullanımının önüne geçer. Bu rahatsızlığa sahip insanlar bilgiyi kullanma becerisinden uzaktırlar. Çünkü bir zihne ya da hafızaya değil fikirlerin gereksiz eşyalar gibi tıkıldığı çöp kutusuna sahiptirler. Düşüncelerin kontrollü şekilde yayılımını sağlayamazlar. Kısaca beyinsel işleyiş bozukluğuna sahiptirler diyebiliriz.

2- Kinetozis
Başarılı bir troll olmak için ikinci şart kinetozis denilen rahatsızlığın benzer bir formuna sahip olmaktır. Halk arasında taşıt ya da deniz tutması denilen bir fenomen vardır. Gözlerden iletilen verilerle iç kulaktaki denge merkezinde üretilen verilerin uyuşmaması sonucu oluşur. İşte, troll denilen bu yaratıkta da benzer bir rahatsızlık söz konusudur. Düşündüğü ile yaydığı bilgi uyuşmaz. Anlık ileti rahatsızlığı diyebileceğimiz bu kinetozis türü internet ağlarına bağımlı cankiler arasında sıklıkla görülür. İnternetin bilgi otoyollarına saatlerce tek başına takıldıkları kendi odalarından kontrolsüzce giren yaratıklardır.

3- Teknolojik Ototomi
Ototomi, hayvanların bir veya daha fazla uzvunu bilerek kaybetmesi anlamına gelir. Arılardan kertenkelelere kadar birçok hayvan belli bir strateji uğruna organlarını feda ederler. İşte, troll'lerde de teknolojik ototomi diyeceğimiz bir sendrom vardır. Feda ettikleri şey sadece düşünceleri değil aynı zamanda insanlık onurudur. Teknolojinin verdiği imkanları kullanarak düşüncelerini ve insanlıklarını feda ederler. Bunun karşılığında sağladıkları çıkarla da ayakta kaldıklarını düşünürler.

4- Olgunluk yoksunluğu
Çağdaş insanları tanımlayan en etkili koşul olgunluk eksikliğidir. Düşünsel, cinsel, duyusal ve psikomotor bozukluk olarak kendini gösterir. Teknolojik kusurların mantıksal sonucu olarak ortaya çıkan bu kusurlar troll denilen yaratıklarda diğerlerine göre son derece yüksektir. İnternetin inorganik kültürü, insanın olgunluktan yoksun troll halini kışkırtmakta ve açığa çıkartmaktadır.

5- Ilse Koch romantizmi
Nazi kamplarında 50 bin kişiyi öldürmekten sorumlu bulunan Ilsa Koch adlı sarışının sahip olduğu romantizme sahip olmadan başarılı bir troll olamazsınız. İnsanlık tarihinin en acımasız kadınlarından biriydi Koch. Dövmeli vücutlara düşkünlüğü nedeniyle öldürttüğü esirlerin derilerindeki dövmeleri kesip çanta, eldiven, gece lambası ve işlemeli iç çamaşırı yapardı. Troll denilen yaratığın düşünce şekli de Koch'tan farklı değildir aslında. Her şeyi yadsıyan bir aklın savunduğu düşünce dövmeli insan derisinden yapılan iç çamaşırından daha iğrenç olamaz herhalde.

6- Seks-kültür-reklam kompleksi
İşte, asıl sorun budur. Bir troll'ün kişisel bozuklukları ne olursa olsun bir toplumu bir arada tutan değerler yok olduysa yapılacak bir şey kalmamış demektir. Fransız filozof Paul Virilio'nun "seks-kültür-reklam kompleksi" dediği bozukluk bunu oldukça güzel açıklar. Birçok kişi tarafından fazla sayıda işlenen, fakat asla cezalandırılmayan, belirli bir suç ya da kötülükle de ilintilendirilmeleri imkansız olan kötülükler sıradanlaştı mı o toplum yok olmaya başlamış demektir. Bu, Alman filozof Hannah Arendt'in Kötülüğün Sıradanlığı adlı başyapıtında anlatığı şeyden farklı bir şey değildir.

Bir troll için söylenmesi gereken tek şey şudur aslında: Attığı her adım insanlık için küçük ama insandışılık için çok büyük bir adımdır.

Hiç yorum yok: