15 Temmuz 2013 Pazartesi

Söz konusu senin çıkarınsa dünyanın en iyi merkez bankasını sen kurardın!

Şu aralar herkes merkez bankalarının faiz ve politika hamlelerini anlamaya çalışmakla meşgul. Fed’in peşi sıra tüm merkez bankaları kendi hamlelerini yapmaya koyuldu. Ekonomik anlamda küresel bir kur savaşı gerçekleşiyor. Merkez bankaları politik ve askeri güçlerine de güvenerek kendi paralarını rekabet edebilir seviyelerde tutmaya çalışıyorlar. Ülkelerin tek tek yararına olan bu savaşlar küresel olarak bir kaos yaratıyor. İşte böyle bir durumda herkes çok eski ve basit bir sorunun yanıtını yeniden aramaya başlıyor. Acaba merkez bankaları olmadan ekonomiler işlemez mi?

Biraz ekonomi eğitimi almış biri merkez bankalarının ekonominin olmazsa olmazı olduğunu bilir. Zaten bunun tersini söylemek pek de rasyonel bir düşünce olmayacaktır. Peki ama ekonominin artık rasyonel olmadığı dünyada sizce merkez bankaları ne kadar rasyonel?

William Ruddick genç bir Amerikalı. Kendisi hakkında çok fazla bilgiye ulaşılamıyor. Hayatını fakir insanların hayatlarını sürdürmelerine adamış bir yardımsever. 2012 yılında bir yardım kuruluşu ile birlikte Kenya’ya geldiğinde aç insanlar için yiyecek dağıtmaktan daha fazla bir şey yapılması gerektiğini düşünür. Asıl sorunun ne olduğu üzerine kafa yorduğunda, veriler onu kısa zamanda şu gerçeğe götürür: “İnsanların işi yok ve bu nedenle paraları yok!” Ülkenin bir parası ve merkez bankası vardı ama nedense bu paralar halka ulaşmada pek yeterli olamıyordu. Öyleyse yapılacak olan şey belliydi: Köylüler kendi merkez bankalarını kurmalıydılar!

Ruddick hemen çalışmaya başladı. 200 yerel firma ile görüştü. Onları yeni bir para çıkarmaya ikna etti. Böylece Bangla-Pesa doğdu. Sisteme katılan her firma 4 garantör tarafından destekleniyordu. Piyasaya çıkan paranın yarısı sisteme güvence veren bu 200 firmanın ürünlerine harcanırken kalan yarısı halkın zenginleşmesine katkı sağlayacak projelere harcanıyordu. Basit resimli kağıtlara benzeyen Bangla-Pesa çıkar çıkmaz herkesin dikkatini çekmişti. İnsanlar bu parayı kullanarak ticaret yapmaya, Kenya’nın milli parası şiline göre daha istekliydiler. Sisteme her giren yeni firma para hacmini de arttırıyordu. Böylece ticaret giderek gelişmeye başlamıştı.

Kısa bir süre içinde yörenin gelişmesi hızlanmıştı. Ticaret hacmi %20 artmıştı. İnsanların paraya güveni gelmiş, iş hacmi yükselmişti. Ruddick’in hedefi artık elektronik Bangla-Pasa transferlerine başlamaktı. Fakat Kenya Hükümeti tarafından düzen bozma suçundan tutuklanması fazla uzun sürmemişti. Ruddick, geçtiğimiz aylarda yakalanarak hapsi boylamıştı. Kurduğu sistem ise maalesef çökertilmişti.

Aslında Ruddick ne bir dahi, ne de sıradışı bir yaratıcıydı. Bugüne kadar binlerce kez denenmiş bir yöntemi denemiş ve başarılı olmuştu. Sisteme bir çeşit tamamlayıcı bir para eklemişti. İnsanların mevcut parada eksik buldukları şey bu parada yoktu. O ne miydi?

Herhangi bir merkez bankasının internet sitesine girip görevlerini okumaya başladığınızda “halk” ya da “insanlar” sözcüğünü pek göremezsiniz. ABD Merkez Bankası Fed’in kuruluş kayıtlarını incelediğinizde ise bunun nedenini anlarsınız. Banka, Morgan ve Rockefeller ailelerinin çıkarlarını korumak için kurulmuştur.

Bunun diğer merkez bankaları için de böyle olup olmadığı konusunda açık bir kanıta sahip değiliz. Ama bir şeyi rahatlıkla çıkarabiliriz: Söz konusu senin çıkarınsa dünyanın en iyi merkez bankasını sen kurardın!”

1 yorum:

Konsolide Denemeler dedi ki...

GÜZEL BİR YAZI-TABİKİ.BİZ DEDE BÖYLE OLDU.SAYIN KEMAL DERVİŞ BİZ DEKİ MERKEZ BANKASINI ÖZELLEŞTİRDİ.ÜSTELİK BİZ DEKİ BİZİMDE DEĞİL.FİNANS KAPİTALİN ÇIKARLARINA HİZMET EDEN BİR YAPI SADECE.