15 Eylül 2013 Pazar

Gerçeğin arka odası yoktur!

Finansal piyasalar gelişmeye başlayınca hemen her şeyin parayla alınıp satılabilir hale gelmesi normalleşir. İnsan hayatının ekonominin konusu olması da sıradan bir hal alır ve yeni pazarlar oluşturulur. Çünkü her zaman en önemli şey daha fazla ticaret hacmi yaratmaktır. İnsan hayatının basit bir meta haline döndürülmesi sıradanlaştırılır. Böyle pazarlardan biri de medyatik doktor pazarıdır.

Eleştirel bakış açısını kaybetmiş savunmasız insanlar açısından, bu gösterişli pazar, kendilerine ne kadar önem verildiği şeklinde algılansa da gerçek çok farklıdır: Herkes pazarın hizmetkarıdır.

Medyatik doktorlar aracılığıyla sağılan insanlar Amerika'da yıllık 65 milyar dolarlık bir pazar oluşturmuştur. Bu rakamın ülkemiz için de giderek arttığı açıktır. Pazarın önemli yüzlerinden birinin Doktor Ender Saraç olduğu söylenebilir. "3 günlük anti-selülit diyeti"nden "21 günde göbek eriten diyet"e kadar insanı bir bütün olarak ele almayı göz ardı ederek pazarlamaya yönelik bir yaklaşım belirleyen fantezi ve tıp arasındaki çözümlere Dr.Ender Saraç'ın yazılarından ulaşabiliyorsunuz. Bu tür yaklaşımların tıbbın radarından geçmesi normal. Ama ABD gibi insan hayatının değerli olduğu yerlerde yapılan araştırmalarda bu tür tedavilerin yarısından fazlasının hatalı bilgiler içerdiği görülmüştür.

Dr.Ender Saraç'ın internet sitesine girdiğinizde şu yazıyla karşılanıyorsunuz: "Hiç birimiz boşuna yaratılmadık ve hiçbir olay tesadüf değildir." Belli belirsiz bir mistisizm içeren bu klişe ile hedef alınanın kim olduğu pek kolay anlaşılamıyor ama düşünme yeteneği sınırlı ancak harcama kapasitesi sınırsız olan zayıf insanların hedef alındığı açık.

Şimdi Amerika'ya gidelim. California'nın en ünlü estetik doktorlarından Gary Parker'ın odasına girdiğinizde şu yazıyla karşılaşıyordunuz: "Boşuna yaratılmadık ve hiçbir şey tesadüf değil." Hemen hemen Dr.Ender Saraç'ınki ile aynı. Dr.Parker, hem ünlülerin estetik amaliyetlarını yapıyor, hem de TV'lerde konunun bilimsel tarafını insanlara anlatarak bilgi veriyordu. Tipik bir sağlık endüstrisi hareketi. Medyatik hale dönüştürülen iyi bir doktor ve onun üzerinden kazanılan büyük paralar.

Bir gün Dr.Parker'ın gözleri odasının girişindeki yazıya takıldı. O yazıya belki kariyeri boyunca ilk kez bakıyordu ve o an artık kararını vermişti. Bir yardım gemisine atlayıp Afrika'ya gider. Yüzünü gerdirme, yağlarını aldırma derdinde olan bunak insanlar yerine savaş, açlık, yoksulluk içinde ölümü bekleyen çaresizleri ameliyat etmeye başlar. Çenesindeki tümör nedeniyle yemek yiyemeyen Sierra Leoneli genç, çiğ et yediği için dudaklarını kaybeden Liberyalı küçük kız, burnunu gorilin parçaladığı Fildişi Sahilli çocuk, damağı parçalanan Liberyalı çocuk ve daha birçokları. Hepsine hayat vermiş Dr.Parker. Küçük bir gemi kamarasında yaşayarak o günden bugüne tam 27 yıldır ölümü bekleyen insanlara hayat vermeye devam ediyor.

Yıllar sonra kendisine odasının duvarında yazan "Boşuna yaratılmadık ve hiçbir şey tesadüf değil." yazısı hatırlatıldığında şu yanıtı veriyordu: İnsanların karın yağlarını almak ne hayatın anlamı, ne de yaşadığınız zenginlik, hayatın nedenselliğinin kavranmasıdır. Oysa gönüllü olarak Afrika'da yaptığım her ameliyat sadece o insanları değil, beni de değiştirdi.

İnternet sitesindeki "Hiç birimiz boşuna yaratılmadık ve hiçbir olay tesadüf değildir." yazısının hemen karşısındaki markasız ilaç reklamından da anladığımız gibi Dr.Ender Saraç ve onun gibiler iyi doktor olsalar da önce sektörün çıkarları için vardırlar. Ama yine de bir şeyi yaparlarsa bundan herkes kazançlı çıkabilir: Önce duvarlarına koydukları o yazının ne anlama geldiğini kendilerinin anlaması!

Herkes Dr.Ender Saraç'ın biliminden faydalanamayabilir ama ortaya konan bilimin herkesin saygı duygusunu tatmin etmesi gerekir. Burada herkesin saygısını hak eden kişinin Dr.Parker olduğu açıktır.

Hayatın gerçeğinin ne olduğu herkese göre değişebilir belki ama ne yaparsak yapalım bir şeyi değiştiremeyiz: "Gerçeğin arka odası yoktur!"

Hiç yorum yok: