Herhangi bir sosyal bilimler dalında, mesela 50 kitap okusanız, belli bir bilgi birikimine sahip olduğunuzu düşünebilirsiniz ama söz konusu ekonomi ise durum biraz farklıdır. Ekonomi konusunda 500 kitap da okusanız belli bir bilgi birikimine sahip olduğunuzdan emin olamayacağınız gibi bildiklerinizden de şüphe duyar bir bakış açısına sahip olursunuz. Şüphenizi biraz olsun azaltmak için 501. kitabı alır ve okumaya başlarsınız.
Önceki 500 kitapta olduğu gibi 501. kitapta da yazar size ekonomiden hiç anlamayan bir aptal muamelesi yaparak konuya girer ve yine önceki 500 kitapta yer alan şu cümleyle konuya başlar:
"Şimdi bu ekonomi var ya, sen bilmezsin evladım, Yunanca oeconomicus sözcüğünden gelir; oikos aile, nomos yönetim anlamına gelir ki, yani evin idaresi demektir."
Hadi ya; sen söylemesen ben maymundan geliyor sanacaktım... Madem konuyu açtın sonra ne olmuş peki?
İşte, yazar bu noktada keser ve tam 2500 yıl sonraya, Adam Smith'in zamanına atlar. İyi de Yunanlılar evi nasıl idare ediyordu, hangi teorileri kullanıyordu, faiz ve gecikme faizi neydi diye sorsan yanıt alamasın. Sahi Antik Yunanlılar evlerini hangi ekonomi kurallarıyla idare ediyordu?
Bu sorunun yanıtını bugüne kadar veren derli toplu bir ekonomi kitabı yoktur. Merak edenler önce Ksenephon'un Oeconomicus adlı yapıtına başvururlar. Ne de olsa kavramı ilk kullanan odur. Ama orada karşılarına çıkan şey istenilen şey değildir. Çünkü o çağlarda ekonomi diye ayrık bir şey yoktur aslında. Araştırmayı biraz daha ileri götürenler muhtemelen Moses Finley'ın çığır açan başyapıtı "Odysseus'un Dünyası"na, oradan da David Graeber'in "Borç- İlk 5000 Yıl" adlı eksiksiz çalışmasına başvurabilirler. Ama yine de pek bir şey bulamazlar. Peki ama eğer ekonomi sözcüğü oeconomicus'tan geliyorsa bazı kuralların benzerlik göstermesi gerekmez mi?
İşte, tüm bu kitapları ve diğer antik çağ metinlerini de inceleyerek ekonominin atası olan oeconomicus'un bazı temel ilkelerini ortaya çıkardık. Bugüne kadar bu yönde bir araştırma yapılmadığı için konunun ayrıntılı düzenlemesini ekonomi tarihçilerine bırakarak oeconomicus'un temel ilkelerini maddeler halinde aktarmaya başlayalım:
Oeconomicus'tan Ekonomi'ye 20 değişmeyen kural:
1- Oicos'un tüm fertlerine ait tüm mal mülk oeconomicus'un konusudur.
2- Oikos'u idare etme, aile içinde barışçıl bir idare sağlamak değil, oikos'u her bakımdan çekip çevirmek demektir.
3- Hiçbir oikos özünde birbirinden farklı değildir.
4- Kendine ait bir oikos'u olmayan biri, seçim ve hareket özgürlüğünden yoksun olmaya adaydır.
5- Emeklerinin karşılığında bir oikos edinenler, onun verdiği aidiyet hissiyle hem maddi güvenliklerini sağlarlar, hem de psikolojik değerlere ve doyuma kavuşurlar.
6- Oikos içerisindeki en temel yönetim ilkesi, oikos halkının tüketim ihtiyaçlarını karşılamak ve maddi isteklerini tatmin etmektir.
7- Oikos'un ihtiyaçlarının giderilmesinde oikos'un kendi kaynakları kullanılır; bu kaynaklar gerektiğinde ganimetle desteklenir.
8- Ekip-biçme, öğütme, dokuma, avlanma gibi getirisi olan tüm işler, bireyler tarafından üstlenilse de, sağlanan yarar oikos'un bütünü içindir.
9- Tüketim oikos'un reisinin planlamasında yürür.
10- Oikos içinde ticaret imkansızdır.
11- Erkek çocuklar baba evinden ayrılıp kendi oikos'larını kurmadıkları sürece, kişisel eşyalara sahip olmaları zaruri değildir. Kız çocuklar elbise ve takı gibi özel eşyalara sahip olabilirler.
12- Yokluklar bireyin değil, oikos'un sorunudur.
13- Yararı olan her çeşit eşya bir ödeme aracı olarak görülmelidir.
14- Yirmi sığır karşılığında bir köle satın alınabilir, ama sığırlar satılmak istendiğinde bunun bedelinin bir köle olamayacağı iyi anlaşılmalıdır.
15- Diğer oikos'larla karşılıklı ilişkilerde değişmez tek ilke eşitlik ve karşılıklı kazançtır. Başka bir oikos'un zararına sağlanan çıkar, sadece savaşlar için geçerlidir.
16- Temel ürünler için yapılan takas, geleneksel olarak belirlenmiş oranlarda eşitlik ilkesine göre yapılmalıdır.
17- İlkelere sadık kalınmadığı görüldüğünde, oikos'un reisi alışverişi yarıda kesebilir.
18- Ahlaki kurallar, takasın mesleğe dönüşmesini engellemek için konulur.
19- Kendi emek özgürlükleri üzerindeki haklarını gönüllü olarak başkalarına terk edenler kadere kurban gitmişlerdir.
20- Özgür biri olmak, bir başkasının buyruğu altında yaşamamak demektir.
Bugün ekonominin kuralları sıradan insan için artık anlaşılmazdır. Eğer ekonomiyi anlamak istiyorsanız oeconomicus'un 20 kuralı belki faydalı olabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder