9 Temmuz 2009 Perşembe

İsveç mevduat faizini sıfırın altına düşürdü



1668 yılında kurulan ve dünyanın en eski bankası olan İsveç Merkez Bankası Riksbank, 2 Temmuz’da finansal piyasaları şaşırtan sansasyonel bir karara imza attı. Riksbank mevduat faiz oranını -%0,25’e indirdi. Yanlış okumadınız, sıfırın altına düşürdü. Yani bir anlamda imkansızı gerçeğe dönüştürdü.

Bunun büyük Merkez Bankaları tarafından gerçekleştirilen ilk negatif faiz kararı olduğu söyleniyor. Birkaç hafta önce FED’in yatırılan paralar için faiz isteme çabalarını okumuştuk. Fakat ters faize cesaret edilebileceği kimsenin aklına gelmemişti. Bu durumun, belli başlı merkez bankalarının bundan sonraki para politikaları için zemin olacağı düşünülüyor.

Peki, FED ve diğerleri bu kararı destekleyip mevduat faizlerini negatife çekecek mi? Amerika’nın aşırı rezervleri göz önüne alındığında, uygulanacak negatif faiz, bankaların bu rezervlerle çok büyük tutarlarda varlık (hisse senedi, bono, emtia vs.) satın alımına gireceği fikrini en doğal senaryo olarak akla getirebilir. Ama reel ekonomideki para sirkülasyonunun artacağı konusunda yorum yapmak biraz zor.

Eksi faiz, ekonominin cevabını öteden beri vermekte zorlandığı bir durum. Ekonomistler bu noktada ikiye ayrılmış durumda. Bir kısmı, merkez bankalarının sıfırı taban olarak görmekten vazgeçmeleri gerektiğini savunurken, bir kısmı da tam tersini savunuyor.

Enflasyon oranının sıfır olduğu bir resesyonla karşı karşıya bulunduğumuz için sıfır faizin sınır olarak görülmesi gerektiği düşüncesi akla uygun geliyor. Örneğin borçlanma faiz oranlarının -%2 olduğunu düşünelim. Bu durumda borç alınan her 100 birim para, 100 birim olarak harcanırken, ertesi yıl 98 birim olarak geri ödenecek. Bu fırsatı değerlendirmek isteyenlerin sayısının artacağı, daha fazla borçlanılacağı ve talebin artacağı açıktır. Ama karşı tarafta yer alan kreditörlerin bu duruma sıcak bakacağı pek mümkün gözükmüyor. Çünkü kredi verdiği her 100 birim parayı 98 birim olarak geri almayı pek istemeyeceklerdir. Bu da kreditörleri faizin negatif olmadığı diğer piyasalara yönlendirecektir.

Kreditörlerin azalması kadar tehlikeli bir durum daha vardır. İnsanlar, bankalarda değer kaybeden paralarını derhal çekip harcamayı düşüneceklerdir mutlaka. Böylelikle piyasalar tekrar canlanacak, işler yoluna girecek diye hesaplanabilir. Ama bankalardan çekilen paralar arttıkça, bir süre sonra bankalar kredi verecek kaynağı bulamayacak ve sermaye yetersizliği içine girecektir. Bu nedenle negatif mevduat faizinin tehlikeli bir enstruman olduğu ortadadır.

İsveç’in bu zor kararı nasıl verdiğine gelince cevabı bulmak oldukça kolay. İsveç ekonomisi nerdeyse durmuş durumda. 2009 yılı küçülme beklentisi %5. Ücretler, ev ve tüketici fiyatlarında keskin düşüşlerin geleceği öngörülüyor. Bu nedenle ülkenin ekonomi rahipleri, deflasyonu durdurmak adına kadere teslim edilen bir politikanın altına imza attılar.

IKEA’yı bulan, trafiği soldan sağa çeviren İsveç’liler, paranın nasıl kullanılacağını da biliyordur elbet!

Bakalım İsveç’i ABD, İngiltere, Japonya ve diğerleri takip edecek mi?

Hiç yorum yok: