23 Eylül 2013 Pazartesi

Futbol başarımız tamamen tesadüf!

Galatasaray, Türk futbol tarihinin en büyük başarısı olarak kabul edilen 2000 Uefa Kupası Şampiyonluk maçına çıkarken herkeste büyük bir heyecan ve bekleyiş vardı. Acaba beklenen başarı gelecek miydi? Maçtan birkaç gün önce eğer Galatasaray kupayı alırsa gazeteye hangi manşeti atardınız sorusuna ilginç cevaplar verilmişti. Manken Tuğba Özay “Rahat uyu Kanuni, Avrupa’yı fethettik” derken, Sunucu Ece Erken “Dünya büyüklüğümüzü kabul etsin” demişti. Manken Demet Akalın “Türkün ayak sesleri” derken, Doktor Haydar Dümen “Zaferin şahlanışı” diye manşet atmıştı. Galatasaray o gün çıktığı maçı kazanmış ve manşetleri gerçek kılmıştı.

Yukarıda verdiğimiz dört manşet üzerine düşünüldüğünde ortak bir anlamı içerdikleri görülebilir. Dördü de başarının, önceki adımlar itibariyle öngörülebilir olduğunu ve ondan sonrasında da sürdürülebilir olacağını ifade etmeye çalışıyor. Tuğba Özay “Rahat uyu Kanuni, Avrupa’yı fethettik” derken uzun yıllardır (sanki Kanuni’den bu tarafa) yeşil sahalarda verilen mücadelenin sonunda başarıyı getirdiğini vurguluyor gibiydi. Ece Erken, Demet Akalın ve Haydar Dümen başarının bundan sonra da devam edeceği ve bunun sadece bir başlangıç olduğunu belirtiyordu. Acaba bu dört ünlü doğru mu söylüyordu? Başarı gerçekten geliyorum demiş ve sürdürülebilir olacağı mesajını vermiş miydi?

Ünlülerin doğru söyleyip söylemediğini araştırmak üzere çalışmaya başladık. Türk futbol tarihinin son 60 yıllık tarihini inceleyerek futbol uzmanlarınca da kabul edilen en önemli 15 başarısı belirlendi. Milli takımın 4, Galatasaray’ın 5, Beşiktaş ve Fenerbahçe’nin 2, Göztepe ve Bursaspor’un 1’er başarısı tespit edildi. Sonra bu futbol başarıları, öncesi ve sonrası ile karşılaştırıldı. Bilimsel olmayan mukayeseli bir değerlendirme modeli oluşturuldu. Başarının öncesinde o başarının geldiğini işaret eden basamak bir başarı var mıydı ve başarının sonrasında aynı başarı devam ettirilebilmiş miydi? Ulaştığımız sonuçlar hiç de medyatik kişilerin söylediği gibi değildi. Başarı, belli aşamaları geçerek elde edilmemiş ve elde edilen başarıdan sonra daha büyük bir başarı yakalanamamıştı. Yani Türk futbol tarihindeki başarılar tamamen tesadüfiydi.

Yapılan araştırmada belli bir turnuvada bir takımımızın elde ettiği başarı, öncesi ve sonrasında aynı ya da benzer turnuvada elde ettiği başarı ile kıyaslandı. Örneğin Milli takımımız 1996 Avrupa Şampiyonasına katılmayı başarmıştı. Ama ne öncesindeki 1994 Dünya Kupası, ne de sonrasındaki 1998 Dünya Kupasına katılabilmişti. Yani başarının bir basamağı olmadığı gibi sürdürülebilir de olmamıştı. Keza Beşiktaş 2003 yılında Uefa Kupası çeyrek finaline kalmayı başarmıştı. Fakat Beşiktaş ne önceki yıl olan 2002’de ne de sonraki yıl olan 2004’te Avrupa Kupalarında bir başarı yakalayabilmişti. Başarının basamağı olmadığı gibi, sürdürülebilir de olamamıştı.

Türk futbolunun yakaladığı 15 başarıda sadece 4 kez başarıya basamak teşkil edecek bir ön başarı tespit edilmiştir. Bunlar Milli takımın 2002 Dünya Kupasındaki 3.lüğü öncesinde 2000 yılında Avrupa Şampiyonasında çeyrek final oynaması, Galatasaray’ın 1994 yılında Şampiyonlar Liginde gruplara kalması öncesinde 1993 yılında Uefa Kupasında çeyrek final oynaması, Göztepe'nin 1969 yılında Fuar Şehirleri Kupasında yarı final oynamasından önce 1968 yılında Fuar Şehirleri Kupasında çeyrek final oynaması ve Fenarbahçe’nin 2008 yılında Şampiyonlar Liginde çeyrek final oynaması öncesinde 2007 yılında Uefa Kupasında çeyrek final oynamalarıdır. Bu veriler başarının %73 oranında öngörülmez ya da daha açık şekilde söylersek tesadüfi olduğuna işaret etmektedir.

Elde edilen bu 15 başarı sonrasında ne olduğunu araştırdığımızda ise eşit veya daha büyük bir başarının yakalandığı 2 durum tespit edilmiştir. Galatasaray 1994 yılında Şampiyonlar Liginde gruplara kalmayı başarırken, önceki yıl Uefa Kupasında çeyrek final ve sonraki yıl ise yine Şampiyonlar Liginde gruplara kalmayı başarabilmiştir. Göztepe 1969 yılında Fuar Şehirleri Kupasında yarı final oynamayı başarırken, önceki yıl aynı kupada 3.tur ve sonraki yıl Kupa Galipleri Kupasında çeyrek final oynamayı başarmıştır. Türk futbol tarihinde ulaşılan bir başarının öncesinde bir basamak başarının olduğu ve sonrasında da başarının belli ölçüde sürdürülebilir olduğu iki başarı budur. Bu sonuç başarının %87 oranında sürdürülemez olduğunu göstermektedir.

Kısaca özetlemek gerekirse Türk futbolunun dünyadaki başarısı %73 oranında öngörülemez ve tesadüfi ve %87 oranında ise sürdürülemezdir. Ünlülerin dediği gibi dünyanın büyüklüğümüzü kabul edeceği bir durum da maalesef ortada yoktur. Bu öngörülmezliğin futbol kulüplerinin çalışma etiği, futbolcu ve teknik adamların zihinsel becerileri ve kişilikleri gibi açık sebepleri olabilir. Ya da sakatlık, kulüp içi ilişkiler veya finansal sorunlar gündeme gelebilir. Belki de bazıları başarıda bir süreklilik ya da basamak aramayacaklardır. Yahoo'nun 1.1 milyar dolara satın aldığı Tumblr'nin sahibi David Karp, bu başarıya ne basamak ne de süreklilik ile yaratmıştı. Ama sonuçta başarılı olmuştu. İşte tüm bu sorulara cevap verecek olan futbol üzerine düşünenlerdir. Maçların, sadece takım dizilişleri veya oyun anlayışlarındaki eksiklikler nedeniyle kaybedildiğini düşünmek, bu sonuçlara göre mantıklı bir çıkarım gibi görünmemektedir. Öngörülmezliği öngörmek belki mümkündür; ne dersiniz?


ARAŞTIRMAYA DAHİL EDİLEN BAŞARILAR

Takım Başarı
A Milli 1954 Dünya Kupası 1.tur
A Milli 1996 Avrupa Şampiyonası 1.tur
A Milli 2002 Dünya Kupası 3.lük
A Milli 2008 Avrupa Şampiyonası Yarı final
Galatasaray Şampiyonlar Ligi 62-63 Çeyrek final
Galatasaray Şampiyonlar Ligi 69-70 Çeyrek final
Galatasaray Şampiyonlar Ligi 88-89 Yarı final
Galatasaray Şampiyonlar Ligi 93-94 Gruplar
Galatasaray Uefa Kupası 1999-2000 Şampiyon
Beşiktaş Şampiyonlar Ligi 86-87 Çeyrek Final
Beşiktaş 2002-03 Uefa Çeyrek Final
Fenerbahçe 2007-08 Şampiyonlar Ligi Çeyrek final
Fenerbahçe Kupa Galipleri 63-64 Çeyrek Final
Göztepe Fuar Şehirleri Kupası 68-69 Yarı Final
Bursa Kupa Galipleri 74-75 Çeyrek Final


1 yorum:

Zeynep T dedi ki...

Neden seksist bir yaklasim?
Ozellikle "mankenlerimiz" lafi rahatsiz edici ve medyadaki 3. sayfa haberleri gibi kullanilmis.
Zeynep Turan