Son günlerde ekonomistlerin en büyük takıntısı istatistikler. Rakamlarla kafayı yemiş bir ekonomist topluluğuna sahibiz. Sosyal medya ve basına ne zaman baksanız mutlaka karşınıza birkaç rakam çıkıyor. Bir görüşü desteklemek ya da eleştirmek için başvurulan yeni silah artık istatistikler. Mesela şöyle şeyler oldukça yaygın: "OECD'nin gelişmişlik sıralamasında Trinidad Tobago, Andorra ve Belize'nin hemen ardından 56. olduk ve El Salvadoru'u geride bıraktık." Bu tür rakamlara meraklıysanız her yerde karşınıza çıkacak birçok rakam görebilirsiniz. Biz de merak edenler için ülkemizle ilgili dikkatlerden kaçan birkaç istatistiği bir araya getirdik ve küçük bir hikaye oluşturduk.
Ülkemizde 100 kişi yaşıyor.
50'si erkek, 50'si kadın.
3 erkek ve 4 kadın okuma yazma bilmiyor.
28 kadın ilkokul mezunu.
6 kadın üniversite okumuş.
28 kişi yoksulluk sınırının altında yaşıyor.
18 kişiye içme suyu sağlanamıyor.
25 kişi sigortalı bir işte çalışıyor.
12 kişi asgari ücretli çalışıyor.
42 kişi son bir yıl içinde borç almış.
3 kişi bankadan icralık.
9 kişi kredi kartı borcunun sadece asgari tutarını ödeyebiliyor.
34 kişi faturalarını düzenli ödemiyor.
80 kişi ev alırken deprem dayanıklılığına bakmıyor.
13 kişi akraba evliliğine onay veriyor.
20 kadın yaşamının bir döneminde eşinden fiziksel şiddet görmüş.
13 kadın gördüğü şiddete alttan alarak ve susarak karşılık vermiş.
Geçen yıl 8 kişi tiyatroya gitmiş.
Opera ve bale izlemeye giden hiç kimse olmamış.
Kitap okuyan kimse de olmamış.
6 kişi cemaat üyesi.
5 kişi dinlenmiş.
13 kişide silah var.
3 kişi psikoz, 1 kişi şizofren.
70 kişi sabah kalkınca yüzünü yıkamıyor.
58 kişi tuvaletten çıkınca ellerini yıkamıyor.
9 kişi tuvaletten çıkınca sifonu çekmiyor.
15 kişi TV yarışmalarına başvurmuş.
71 kişi Otizm diye bir şey duymamış.
Tüm bunlardan sonra;
Eğitimin kalitesinden memnun olanlar 65 kişi.
Güvenlik güçlerinin toplumsal olaylarda vatandaşa muamelesinden memnun olanlar 77 kişi.
Sağlık hizmetlerinden memnun olanlar 65 kişi.
Kendisini mutlu hissedenler 90 kişi.
Aslında işin özü şudur. Ne kadar istatistik okursanız okuyun hiçbir şey ifade etmez. Önemli olan onları yorumlayabilmektir.
İstatistiğin mini etek gibi gibi olduğunu her kim söylediyse doğru söylememiş. Doğrusu şu olmalıymış: "İstatistik babydoll gibidir, ne kadar güzel olsa da tek işlevi başka biri tarafından çıkarılıp atılmaktır!"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder