Büyüme rakamlarını çalışarak yükseltemediğimiz için rakamların ruhuna üfleyerek değiştirme yoluna gitmemiz iş yapma ve problem çözme modelimizi bir kere daha gündeme getirdi. Birkaç gündür dünya basınında bu konuyu anlatan yazılar görüyoruz. İş ve başarı modelimizin ne olduğunu anlamaya çalışıyorlar. Ekonominin nasıl büyüdüğünden yola çıkarak iş yapma şeklimizi sorguluyorlar ve ekonomik sorunları nasıl çözdüğümüzü anlamaya çalışıyorlar. Muhtemelen anlayamayacaklar. Öyleyse bunu kendilerine anlatmak yine iRRasyonel'e düşüyor.
5 adımda ekonomik sorunları nasıl çözüyoruz?
1- Başarılacak bir iş yaratmak
Kendimize iş edinmeyi ve sonra da o işi başarmayı seven insanlara sahibiz. İnsan gücümüz yeterli olunca geriye başarılacak bir iş bulmak kalıyor. Dünyayı sosyal medyadan her saniye izlediğimiz için başarılacak işleri bulmak da zor olmuyor. PISA sınavında başarılı olmak için eğitim seviyesini yükseltmek, yabancı yatırımcı çekmek için büyüme oranlarını arttırmak, tüketimi çoğaltmak için enflasyon oranlarını azaltmak, teknolojiyi geliştirerek dünyaya kafa tutmak gibi değişik işleri kendimize hedef koymamız hiç zor olmuyor. Ardından da hemen çalışmaya başlıyoruz.
2- Bu iş benim işim değil
İşi tanımladıktan sonra sıra görevlendirmeye geliyor. Acaba bu işi kim yapacak? Çok şükür, bu konuda dünyaya kafa tutacak bir rekabet gücümüz var. İşi kimin yapacağını ya da kimin yapmayacağını hemen belirleyebiliyoruz. Ne Mars'ta 2026 yılında yaşam alanı kurmak isteyen Elon Mask ne de 2017 itibariyle tamamen yenilenebilir enerjiyle çalışacağını söyleyen Google bu konuda bizimle yarışabilir. Görevlendirmeyi nasıl mı yapıyoruz? Aynen şöyle: "Bu iş benim işim değil, herkesin yapabileceği bir iş, öyleyse herhangi biri bu işi yapabilir."
3- İşin yapılacağından emin olmak
Hedefi belirledik ve görevlendirmeyi yaptık. İşimiz bundan sonra oldukça kolay. Artık üçüncü aşamaya geçebiliriz. Bu aşama dünyada bir tek bizde var. Üçüncü aşamamız şudur: "Herkes, birisinin o işi yapacağından emindir." Amerikalılar hala Google'ın yenilebilir enerjiye geçişinden ya da Elon Mask'ın Mars'ta hayat kurabileceğinden derin şüphe duyarlarken bizde durum oldukça farklıdır. Herkes başarıdan emindir. Psikologların bile henüz açıklayamadığı bu iç rahatlığı sadece bize özgüdür. Ondan dolayıdır ki, acaba bu işe başlandı mı, iş ilerliyor mu, çözülmesi gereken sorunlarla karşılaşıldı mı, başarısızlık ihtimali var mı gibi hususlar aklımıza hiç gelmez.
4- İşin yapılmadığını öğrenince çok sinirlenmek
Herkes birisinin o işi yapacağından emindi. Üstelik herhangi birinin yapacağı bir işti ama hiç kimse yapmamıştı. Üstelik hiç kimse bana daha önce bilgi vermemişti ve ben olayı facebook'ta son yediğim yemeğin fotoğrafını paylaşırken öğreniyordum. Şimdi ben kızmayayım da kim kızsın? Sanki Mars'ta koloni kurun, ya da İstanbul'un elektriğini güneşten temin edin dedik. Yazıklar olsun!
5- Suçlayacak birini bulmak
Görüldüğü üzere, hiç kimse herhangi birinin bu işe başlamadığını ve işi hiç kimsenin yapmadığını fark edememişti. Herhangi birinin yapabileceği bir işi hiç kimse yapmadığına göre herkesin suçlayacak birisini bulması hiç zor olmayacaktır. İşte, beşinci ve son aşama budur. Olan olmuş ve fatura hepimize kesilmiştir. Öyleyse bizde gerekeni yaparız. Sosyal medyanın başına geçip o son twit'i atarız: "Sorumluları kınıyorum!"
Bir ekonomik sorunu nasıl çözdüğümüzü hala anlamayan yabancılar varsa kısaca yeniden özetleyelim: Bizde tüm işleri herkes, herhangi biri, birisi ve hiç kimse yapar. Sorumlu ararsan bulamazsın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder