29 Mayıs 2009 Cuma

İşler kötü giderse, suistimal yetişir

Kaybedecek bir şeyi olmayanlar her şeyi yapabilirler.

Finansal kriz giderek sosyal bir krize dönüşüyor. Certified Fraud Examiners’ın ABD’de yaptığı araştırmalarda, iş yerinde suistimale karışanların sayısının giderek arttığı görülüyor. Kurumun başkanı, “Çalışanların ödeyecek faturaları ve geçindirecek aileleri var. İyi işleyen bir ekonomide, çalışanlar suistimallere karışmayı asla düşünmezler” diyor.

Fakat ekonominin pek de iyi işlemediği ortada. İşsizliğin giderek artması, şirket içi hırsızlık, menkul kıymet manipülasyonları ve hileli işlemlerde büyük bir artışa neden olmuş gözüküyor. Vakaların ağırlıkla görüldüğü şirketler ise finansal krizde başrol oynayanlar. Yani şirketler yayınladıkları manipüle edilmiş mali tablolarla insanları aldatmaya çalışırken, personeli de boş durmamış ve kendi şirketlerini dolandırmaya çalışmış.

Subprime krizi başladıktan sonra hemen her olayda finansal sistemin doğal bir çevrimiymiş gibi karşımıza çıkan bu döngü, tahminlere göre, artışına bundan sonra da devam edecek. “Robin Hood tarzı” özrü, bu ahlaki çöküşün ve hırsızlığın hafifletici bir sebebi olamaz asla.

Öte yandan şirketlerin insanlardan çaldıklarına ne demeli. Washington Mutual, Chrysler ve Lehman Brothers hisse senetleri ve bonoları karşılığı ödenen ve bir daha geri gelmeyen paralar hırsızlık sayılmaz mı? Serbest piyasa kaderciliği bu haksızlığın geçerli bir açıklaması olarak kabul edilebilir mi? Elbette ki hayır. Ama “bir bankayı soymanın en iyi yolu ona sahip olmaktır” anlayışı girişim iştahının asıl motivatörü olduysa, maalesef yapacak fazla bir şey yoktur.

Bu karmaşık finansal sistem içinde herkesin kendi ekonomisti ve akıl hocası olması gerekiyor. Aşırı pazarlamayla aldatıldık, risk iştahımız kabartıldı vs. gibi duygusal savunmalar kabul edilebilir değildir. Apartmanın tepesinden atlayanı kimsenin takip etmeyeceği gibi, finansal sistemin çarpıklıkları da rasyonellikle ayırt edilebilmelidir. Spekülatörler girişimcilerden daha fazla finanse edilmemelidir.

Şüphesiz ki bugün artık toplumun ahlak standartlarını Wall Street yönlü finansal akımlar belirlemektedir. Casino’ya döndürülen global ekonominin belirleyeceği etik değerler de bu kadar olacaktır. Evde kurt besliyorsan ısırınca şaşırmamalısın. Çünkü bu yapabileceklerinin en masumudur.

Garcia’ya Mektup’un yazarı Elbert Hubbard’ın sözleriyle son noktayı koyalım: “Zenginler ve eğitimliler nasıl yapıldığını gösterdiği sürece fakirler ve cahiller yalan söylemeye ve hırsızlık yapmaya devam edeceklerdir.”

Hiç yorum yok: