1 Ocak 2021 Cuma

Davranışsal finans eğitimleri neden faydasızdır?

Covid'in yarattığı oynak finansal ortam ile birlikte herkes hatta evde baktıkları kedi köpekleri bile davranışsal finans uzmanı oldu ve sanal ortamlarda eğitim vermeye başladı. Tek bir kitap okuyarak bile kendinizi uzman hissedeceğiniz bir alan olduğu için sosyal medya posta kutularınız eğitim davetleriyle dolu. Davranışsal finans eğitimlerinin yarattığı gürültülü ortamda "masum öğrenci"nin stratejisi nasıl olmalı? Bu eğitimler faydalı mı? 


Davranışsal finans eğitimlerinin içeriklerini incelediğimiz zaman tamamının temel bilgileri herhangi bir kitapta anlatılan şekliyle bir aktarımcı aracılığıyla öğretmeye çalışan bir formata sahip. Eğitimcilerin zaten finansal piyasa tecrübesi olmadığı için anlatılanlar teoriden öteye gidemiyor. Hal böyle olunca da insanların yüzyıllardır bildiği konular yeni bir keşifmiş gibi sunuluyor. Gelin isterseniz bu eğitimlerde anlatılan şeylere biraz daha yakından bakalım ve bu eğitimlerin neden zaman ve para kaybı olduğunu yakından görelim.


Bu eğitimlerin tamamı şu soruyu sorarak başlar: "İnsan rasyonel bir varlık  mıdır?" Böyle bir soruya verilecek cevap, "hamile misiniz" sorusuna verilecek "az çok hamileyim" ya da "önemli oranda hamileyim" cevabı gibi retorik kabilinden bir yanıt içermekten öteye ne verebilir ki? 


Bu soruya yanıt arandıktan sonra yatırımcıların hangi hataları yaptıkları anlatılmaya çalışılır. Bu hatalar davranışsal finansın bakış açısından son otuz yılın yeni keşifleriymiş gibi sunulur. Ama bunların tamamının Ezop masallarından beri bilinen şeyler olduğu gözden kaçırılır. Yani bir davranışsal finans eğitiminden sadece on yaşındaki çocuğunuzun okuduğu hikayelerden öğrendiklerinden daha fazlasını öğrenemezsiniz. İsterseniz gelin beraber görelim.


İlk önce öğreneceğiniz teori Çıpalama Etkisi (anchoring) denen fenomendir. Zihnin belli bir bilgiye kilitlenmesi durumunu anlatır. Şimdi düşünelim bu tür bir bilgi ne kadar yeni olabilir? Aslında size öğretilen şey 20. yüzyılda bir bankada çalışan "musahipzade ali efendi"nin bankaya olan borcunu ödemesi için telefonun öteki ucundaki borçluya, "Derhal borcunu yatır, gelirsem oraya alırım damını mamını," demesiyle verdiği icra korkusu mesajından başka birşey değildir. Şimdi böyle bir bilgi ya da onun veçheleri size yeni ne öğretebilir?


Sürü psikolojisi (herd behavior) bir diğer konudur. İmam cemaat ilişkisi ya da sürüden ayrılanı kurt kapar fenomeni zaten yüzyıllardır bilinen bir konudur. Daha detaylı bilgi edinmek isteyenler Gustave Le Bon'un 1895'te yazdığı "kitle Psikolojisi" kitabını okuyabilirler. Bu konuyla ilgili yeni bir teori bulunmayalı bir asırı geçmiştir.


Çerçeveleme etkisi (framing) öğretilen bir başka konudur. Karar vericilerin konunun kendilerine sunuluş şekli ekseninde karar vermeleri gerçeğini anlatır. İnsanları manipüle etmenin tarihi insanlık kadar eski olduğu herkesin bildiği bir konudur. Yoğurdun üzerine %90 yağsızdır yerine %10 yağlıdır yazmanın daha kötü olduğunu öğrenmek için eğitim almak sanıyorum ortaokul seviyesinde bir karar olacaktır.


Davranışsal finansçıların anlatmaktan en sevdiği konu, kayıptan kaçınma (loss aversion). Neymiş insanlar 10 lira kazanmaktansa 10 lira kaybetmemeyi tercih ederler. Dimyata pirince giderken eldeki bulgurdan olmayın diyeli kaç yüzyıl geçti atalarımızın. Ama efendim Daniel Kahneman Nobel aldı bunu bulduğu için, o kadar basit değil yani... Valla, orası sana kalmış.


Davranışsal finansçıların en çok ekmek yediği konulardan biri de kumarbazın yanılgısıdır (gambler's fallacy). Size şunu öğretirler: "Efendim, parayı yüz kere attık hepsinde yazı geldi, bir kere daha atarsak yazı gelme oranı ile tura gelme oranı aynıdır." Kardeşim salak mısın sen, neden aynı olsun ki, yüz kere yazı geldiyse gene yazı gelir, para hileli demek ki diyen çıkmaz bu eğitimlerde. 


Kendine aşırı güvenin (overconfidence) yatırım kararlarında  büyük yanlışlara sebep olduğu ballandıra ballandıra anlatılır. Hele bir "fon yöneticilerinin kendilerini ortalamadan %70 daha iyi olarak değerlendirdikleri" abuk bir anket var ki anlatmaktan yorulmazlar. Efendim olur muymuş böyle saçmalık. E, ne cevap verecekti adam? Sana şimdi aynı soruyu sorsam, bir davranışsal finans eğitimcisi olarak kendini ortalamanın neresinde görüyorsun diye. Ne diyeceksin, altında mı? 


Teyit yanılgısı (confirmation bias) inandığımız gerçeklere yakın bilgileri kabul etmekle alakalı bir konu. Efendim neymiş, bilgi edinirken kendi görüşümüzü destekleyen şeylere inanır mışız. E, ne olacaktı? Adam para vermiş eğitimine gelmiş, şimdi iRRasyonel'de okudum bu eğitimler faydasızmış deyip eğitimi yarıda mı bırakacaktı?


İşte, katılacağınız bir davranışsal finans eğitiminde alacağınız bilgiler bunlardır. Çok net söylüyoruz, bu eğitimlerin tamamı içerikten yoksun, özgünlükten uzak, piyasa realitesinden habersiz, hedef kitlenin beklentisinden bihaberdir. Ezop masallarını okumanız ve bu eğitimlere vereceğiniz para ile birkaç ağaç dikmeniz daha faydalı olacaktır.


Latince bir deyişle son noktayı koyalım. Medice, cura te ipsum! Doktor, sen önce kendini iyi et!

1 yorum:

Sabri SEVER dedi ki...

Sayın hocam bir süre yoktunuz.
Fakat dönüşünüz muhteşem oldu :)
Devam sayın hocam.
Teşekkürler.