7 Şubat 2012 Salı

Finansal Krizin Gerçek Hikayesi

Dünya finansal balonlar kabusundan bir türlü kurtulamıyor. Patlaması halinde 2012 yılı içinde etkisinin büyük olmasından korkulan Çin’deki gayrimenkul balonu şu an devlet desteğinde kontrol altında tutulmaya çalışılıyor. Aşırı yükselen ev fiyatlarının devletin müdahalesiyle düşürülmesi planlanıyor. Bakalım balon patlamadan balonun havasını almak mümkün olabilecek mi?
2007 yılında başlayan finansal kriz birçok finansal balonun patlaması sonucu bugünkü enkazı yaratmış durumdadır. Piyasalar hala patlamaya hazır Yunanistan, İtalya, Eurozone gibi balonlardan bahsediyor. Artık herkes finansal sistemin balon üretmeden yaşayamadığını düşünmeye başlamıştır. Peki, finansal balonlar nasıl oluşuyor?

Bugünkü finansal krizi anlamak için belki de en iyi bilinmesi gereken şey finansal balonların nasıl yaratıldığıdır. Finansal balonların nasıl yaratıldığını “Finansal Krizin Gizli Doğası: Maça Kızı Efekti” adlı kitabımda anlattığım bir kurgu hikayeyi burada yeniden yayınlayarak anlatalım. İşte kitabı okuyan birçok kişinin finansal krizin gerçek hikayesi dediği hikaye:

Küçük bir ülke düşünelim. Bu küçük ülkede toplam para miktarının 2 dolar olduğunu varsayalım. 2 adet 1 dolarlık madeni para da piyasadaki toplam para hacmini oluştursun.

Bu ülkede yaşayan 3 kişi olsun. Bay A ülkenin sahibiyken, Bay B ve Bay C’nin ellerinde de 1’er dolarlarının olduğunu kabul edelim. Ülkenin fiyatının da 1 dolar edebileceğini düşünelim.
Bir gün Bay B, elindeki 1 dolarla yaşadıkları ülkeyi Bay A’dan satın almaya karar verir ve ülkeye 1 dolar verebileceği üzerinde anlaşırlar. Satış gerçekleşir. Alışveriş sonrası Bay B ülkenin yeni sahibi olurken A ve C’nin elinde 1 dolar vardır. Öte yandan ülkeye değer biçilmiş ve bu alışveriş sonrası ülkenin fiyatı 1 dolar olmuştur.

Böylece ülkedeki toplam varlıklar 3 dolara çıkmıştır. A ve C’nin elindeki 1 dolar ve ülkenin 1 dolar olan değeri.

Bir süre sonra Bay C şöyle bir fikir geliştirir: “Ülkedeki arazi miktarı sınırlıdır ve arazi üretilebilir bir varlık değildir. Üstelik borç para bulmak da kolay gözüküyor. Öyleyse bu ülkenin değeri yakında kesinlikle artacaktır.”

Bu düşüncelerle Bay C, Bay A’dan 1 dolar ödünç alarak, ülkeyi Bay B’den 2 dolara satın alır.

Şimdi ülkenin varlık birikimine yeniden bakalım. A’nın C’ye verdiği 1 dolarlık kredi sonrasında Bay A’nın net varlığı 1 dolardır. B, ülkeyi 2 dolara sattığı için net varlığı 2 dolardır. C, ülkeyi 2 dolara satın alsa da, A’ya olan 1 dolar borcu nedeniyle net varlığı 1 dolardır. Bunların sonucunda ülkenin toplam varlıkları 4 dolara yükselmiştir.

Bay A, bir zamanlar sahip olduğu ülkenin değerinin yükseldiğini görünce sattığına pişman olur ve derhal harekete geçer. Zaten Bay C’nin kendisine 1 dolar borcu vardır. Bay B’ye giderek onun elindeki 2 doları borç alır. Ülkeyi Bay C’den 3 dolara satın almak üzere anlaşırlar. Ödemenin 2 doları nakit, 1 doları Bay C’nin kendisine olan borcunun iptal edilmesi suretiyle yapılacaktır.

Sonuçta A, 3 dolar değerindeki ülkenin sahibidir. Fakat B’ye 2 dolar borcu olması nedeniyle net varlığı 1 dolardır. B, A’ya 2 dolar kredi açtığı için net varlığı 2 dolardır. C’nin elinde ise 2 dolar vardır ve net varlığı 2 dolardır. Ülkenin toplam varlıkları 5 dolara yükselmiştir ve balon giderek şişmektedir.

Bay B, ülkenin fiyatının hala yükselmeye devam ettiğini fark eder. O da yeniden ülkeye sahip olmak ister ve ülkeyi Bay A’dan 4 dolara satın alır. Ödemenin 2 doları C’den borç alınan 2 dolarla, kalan 2 doları ise Bay A’dan olan 2 dolarlık alacağının iptali ile yapılır.

Bunun sonucunda, A’nın borcu silinmiş ve elinde de 2 dolar nakdi vardır. Net varlığı 2 dolardır. B, 4 dolar değerindeki ülkenin sahibi olmakla birlikte, C’ye olan 2 dolar borcu nedeniyle 2 dolar net varlığa sahiptir. C, verdiği 2 dolar kredi nedeniyle 2 dolar net varlığı vardır. Ülkenin toplam varlıkları 6 dolara yükselmiştir.

Şimdi kısa bir muhakeme yapalım. Ne olmuştur da ülkenin toplam varlıkları ekonomik olarak 6 dolara çıkmıştır. Oysa bu ülkeye başta var olan 2 dolar haricindeki nakit para dışında herhangi bir şey girmemiştir…

Bu noktada yine küçük ülkemize dönelim. Artan varlıklar sonrasında artık ülkede herkes mutlu ve zengindir.

Bir gün Bay C’nin aklına şeytani bir düşünce gelir: “Bu ülkenin fiyatının bundan daha fazla yükselmesi mümkün değil! Piyasada sadece 2 dolar var ve ülkenin değeri en fazla 1 dolar eder. En iyisi Bay B’nin bana olan borcunu vadesinde tahsil edeyim…”

Ne gariptir ki, elinde 2 doları bulunan Bay A da o sırada aynı şeyi düşünmektedir. Kimse ülkeyi satın almak istememektedir.

A, elindeki 2 dolar nakitle net varlığı hala 2 dolardır. B’nin C’ye 2 dolar borcu devam etmektedir. Sahibi olduğu ülkenin değeri ise 4 dolardan 1 dolara düşmüştür. Net varlık değeri -1 dolardır bu durumda. C’nin B’ye verdiği 2 dolarlık kredi ise tahsili şüpheli hale gelmiştir. Bu durum C’de sıkıntı yaratsa da net varlık değeri hala 2 dolardır.

Sonuçta ülkenin toplam varlık değeri 6 dolardan başlangıçtaki gibi 3 dolara düşmüştür.

Peki, ülkeden 3 doları kim çalmıştır?

Balon patlamadan önce Bay B, ülkenin değerinin 4 dolar olduğunu düşünüyordu. Fakat ülkenin fiyatının 1 dolara düşmesi ve ülkeyi satacak müşteri bulamaması B’yi, 2 dolar olan borcunu nasıl ödeyeceği konusunda düşünceye sokar.

Ülkenin net varlık değeri hala 3 dolardır.

Artık Bay B daha fazla dayanamaz ve borcunu ödeyemeyeceğini itiraf eder. Bu durumda Bay C’nin kredisi de otomatik olarak batmış olur. Karşılığında da Bay B’nin sahibi olduğu 1 dolar değerindeki ülkeyi geri alır.

Hepsinin sonunda, A’nın hala elinde 2 doları vardır ve net varlığı 2 dolardır. B iflas etmiştir ve net varlık değeri 0’dır. C’nin elinde ise 1 dolar değerinde olduğu kabul edilen ülkeden başka bir şey kalmamıştır. Yani tüm bunların sonucunda, ülkenin net varlık değeri başlangıçtaki gibi 3 dolara gerilemiştir.

Bu hikayeye farklı bir açıdan baktığımızda şu görülmektedir. Ülkenin sahibi değişse de hala bir kişinin elinde bulunmaktadır. Ellerinde eşit para olan kişilerden biri ise parasını diğerine kaptırmıştır. Bay A kazanan, Bay B kaybeden, Bay C ise henüz uçurumdan düşmediği için şanslı durumdadır. Kısacası ülkedeki insanların bir kısmı zenginleşirken bir kısmı fakirleşmiştir.(Finansal Krizin Gizli Doğası: Maça Kızı Efekti, Cinius Yayınları, 2012)

Hiç yorum yok: