16 Ocak 2013 Çarşamba

Filozofik zombilere lütfen dikkat edin!

Parasal durumunuz mu kötü? Panik yapmayın, size bu illetten kurtaracak çözümü sunuyoruz. Birkaç günlüğüne bir kursa katılmanız yeterli. Girişimcilik ya da bir zanaat kursu olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Kuantum kursu.

Kuantum kursunun ne olduğunu merak edenler olabilir. Fiziği çağrıştıran bir adı olsa da aslında bir kişisel gelişim tekniği. Tekniğin ülkemizdeki merkez bankalarından Nilda Ferhan Efeçınar kurs davetinde aynen şunu söylüyor: “Bugüne kadar bu çalışmayı hakkıyla uygulayan hemen hemen herkes kendi mucizesini oluşturdu.” Yani zengin olmanız kursa ödeyeceğiniz orantısız bir ücrete bakıyor. Ne dersiniz, sizce N.F.Efeçınar haklı olabilir mi?

Kuantum terapistleri, kuantum fiziği denilen fiziğin en karmaşık alanlarından birini tedavilerine alet ediyorlar. Kuantum fiziği ile saçma bağlantılar kuruyorlar. Orta ve üst sınıfı hedef alan pazarlama teknikleri ile plasebo etkisinden (düşünerek kendini iyileştirme) öteye herhangi bir faydası henüz ölçülememiş olan bir teknikle etkisiz ilaçlar çağına dönüşe çağrı yapıyorlar.

Kuantum fiziği, maddenin partikül ve dalgalarının hareketlerini matematiksel olarak tanımlamayı sağlayan bir bilim dalı. Kuantum terapistleri, kuantum fiziğinin bazı matematiksel modellerini kendi çözümlemelerine ismen dayanak yaparak kişiler üzerinde bir baskı yaratıyorlar. Kuantum fiziği açılımlarıyla da bu karışıklığı sıradan insanın içinden çıkamayacağı bir hale dönüştürüyorlar. Kişileri, etkili tıbbi çözümlerden uzak tutarak ümit etmenin hatalı bir boyutunu sunuyorlar. Kısaca kuantum tedaviyi sistematik olarak modern fiziğin yanlış yorumlanması olarak tanımlayabiliriz. Filozofik ve matematiği görmezden gelen çözümler öneriyorlar. Üstelik bunu ölçülebilir boyuta sahip hiçbir objenin kuantum fiziği için uygun olmadığını bile bile yapıyorlar. Tam bir kara mizah.

Yöntemin dünyadaki yel değirmeni Deepak Chopra. Deepak Chopra, dünyanın en zengin gurusu aynı zamanda. Sanırız bu bilgi birçok şeyi açıklıyordur. Başarısı basit bir mesajda saklı: “Mutluluk mümkündür!” Bu mesaj çevresine örgülediği “düşünce-vücut” paradigması ve bulanık alanları kapatmak için kullandığı kuantum tekniği ile Hintli yazılımcıların zekasını kişisel gelişime yansıtan bir girişimci Deepak Chopra. Mutluluk mümkündür şeklindeki bir paradigma aslında basitçe şunu ifade ediyor. Eğer şu anda okuduğunuz yazı kuantum tekniğini eleştiren değil de öven bir yazı olsaydı muhtemelen on katı daha fazla kişi okuyacaktı. Ya da belki de daha fazlası.

Sözdebilimlere olan inancın gerçek bilime olan inançtan daha sempatik karşılanması kişisel bir zafiyet haline gelmiştir. Eleştirmenler “Filozofik zombilere dikkat!” diyerek insanları uyarsalar da pek fayda etmemektedir. Amerikalı yazar Robert T.Carroll, sözdebilim ve paranormal olaylara eleştirel bir yaklaşım getirdiği Skeptic’s Dictionary adlı sitesinde Chopra’nın “düşünce-vücut” sistemi ile neden bahsettiğini belirleyemediğini söylemektedir. Chopra, kuantum tekniğini sürekli bilime dayandırsa da akıllı bir insanın modeli çözümleyebilmesi imkansızdır. Sıradan insanın eleştirel yeteneği bu değerlendirmeleri yapamayacağı için çoğu zaman bu bilimsel saptırmalara inanmaktadır. Fakat Deepak Chopra bu saptırmaları uzun süre saklayamamış ve sonunda biyolog Richard Dawkins’in “The Enemies of Reason” adlı belgeseldeki çapraz bir sorusuna yenik düşmüştür. Chopra’nın itirafı aynen şöyledir: “Kuantum teorisini sadece bir metafor olarak kullandım. Fizikteki kuantum teorisi ile benim düşüncelerimin hiçbir ilgisi yoktur.” İşte gerçek bu kadar açıktır. Kuantum adı kurnazca bir pazarlama tekniğidir. Kaldı ki en ileri fizikçilerin bile anlamakta zorluk çektiği bir disiplini “duygu tüccarlarının” anlaması zaten mümkün olamaz.

Bunu fark edenlerden biri de Ig Nobel komitesidir. Ig Nobel, 1991 yılından bu yana bilimin çeşitli dallarında, bilimsel tuhaflıklara ve saçmalamalara alternatif Nobel Ödülü veriyor. Nobelli bilim adamlarından oluşan jüri dezenformasyonun en başarılı kişilerini seçiyor. Adı Ignoble (basitlik, aşağılık, düşüklük, alçaklık) sözcüğünden geliyor. 1998 yılında Ig Nobel Fizik ödülü Deepak Chopra’ya verildi. Bilim adamlarından oluşan kurul, kuantum fiziğini hayat, özgürlük ve ekonomik konulara uygulamada gösterdiği emsalsiz yorumlama yeteneği ile Chopra’yı ödüle layık gördü. Sanıyoruz bu Nobel, kuantum tedavisinin nasıl bir sahtebilim olduğunu yeterince gösteriyordur.

Ama hala bu gerçeği görmezden gelenler için uygarlık tarihinin (bize göre) en büyük teorik fizikçisi Richard Feynman’ın değerlendirmesine kulak verelim. Feynman, kuantum tekniği gibi safsataları, görünüşte bilimsel metotları takip eden ama aslında bilimsel olmayan uygulamalar olarak değerlendiriyor. Her şey bilime uygun başlar ama asla bilime uygun sona ermez. Yani uçak bir yerden bir yere gitmek üzere havalanır, ama asla bir daha iniş yapmaz!

Evet, kişisel gelişim sektörünün, uygarlık tarihinin en büyük fizikçilerinden biri olan Feynman’a göre tanımı bu kadar basittir: “Bir yere gitmek üzere havalanan ama asla bir daha inmeyen uçak!” Eminiz bu soruyu bu tür destekleri alan herkes kendine soruyordur. Size vaat edilen şey verilmemiştir. Sonsuz mutluluk, büyük servet, ilelebet aşk… Eeee, nerde öyleyse uçak?.. Ne zaman iniş yapacak?..

Girişteki sorumuza dönersek, mucize yaratacağınız vaatleriyle sizleri kurslarına davet edenlerin anlamaları gereken tek bir şey var: Faaliyete geçmiş cehaletten daha ürkütücü bir şey olamaz! O nedenle lütfen ama lütfen filozofik zombilere dikkat edin!

Hiç yorum yok: