Şimdi size finansal piyasalarda zengin olmanın altın formülünü veriyoruz: “İsteyin, Alın ve Kabul Edin!”
Formülü şüpheyle karşılayanlar için biraz daha açalım. Önce bir hisse senedi alabilirsiniz. Hangisi olduğu mühim değil. Ardından fiyatının yükselmesini tüm kalbinizle isteyin. Muhtemelen fiyat yükselecektir. Eğer yükselmediyse hata sizdedir. Çünkü isteğinizle evrenin verdiklerini aynı hatta getirememişsiniz demektir. Biraz çalışırsanız mutlaka başaracaksınız…
Finansal piyasalardan hiç anlamayan birinin bile bu zırvalığa inanacağını sanmıyoruz. Peki bunun ne anlama geldiğini merak ediyorsanız hemen söyleyelim. Bu düşünceler James Arthur Ray adlı kişisel gelişim gurusunun temel başarı ve zenginlik formülü. “Etkili insanların 7 alışkanlığı” kitabının yazarı Stephen Covey’in de hocası olduğunu söyleyen Ray, kişisel gelişim ayinlerinde ölçüyü biraz fazla kaçırarak birçok insanın ölümüne sebep olduğu için şu sıralar hapiste.
Kişisel gelişim kitaplarını her yıl milyarlarca lira harcıyoruz. Motivasyon ve ilham yeteneğini geliştirerek insanlara ve şirketlere başarının, zenginliğin ve mutluluğun altın formülünü veren kitaplara maalesef karşı koyamıyoruz. Stephen Covey’in “Etkili insanların 7 alışkanlığı” kitabını tüm dünyada yüz milyonların okuduğu söyleniyor. Covey kadar “stereo” düşünce zenginliği veremese de yerli “mono” versiyonu olabilecek yazarlar da giderek artıyor...
Kişisel gelişim kitaplarına bakıldığında, bildiğinden daha fazlasını bizlere sunmak için gösterdiği çabayı takdir etmeden geçemeyeceğiniz bir guru ile karşılaşıyorsunuz. Neredeyse hayatın tüm gizli yasalarını -bilimin tüm çabalarına rağmen bulamadığı- birkaç anekdot ve yarattığı sağduyu balonuyla sunduğunu görüyorsunuz. Kitapların ne kadar başarılı bulduğunu söyleyen kişilerin ifadeleri de hemen yanı başında. Başarı hikayelerinde kullanılan örneklemin ana kütlesinin hiçbir zaman belirli olmadığı ve bu anekdotlarla ulaşılan sonucun test edilebilirliğindeki zayıflık birazcık içgörü sahibi olan herkesin anlayabileceği bir şeydir. Ayrıca "kendinden bilme" de bir haklılık aracı değildir. O nedenle bu tür yorumlar fazla bir bilimsel kanıt sunmuyor. Sanatçı, sporcu, bilim adamı gibi bilinen simaların hikaye ve sözlerini bu kitaplarda sıklıkla görebilirsiniz. Ama mesela en büyük bilim filozoflarından sayılan Karl Popper’in şu düşüncesinden ufak bir iz bile bulamazsınız: “Milyonlarca beyaz kuğu gördükten sonra, tek bir siyah kuğuyla karşılaşmak, ‘bütün kuğular beyazdır’ önermesini geçersiz kılar.”
Kişisel gelişimciler eleştiriye açık olsalar da üzerinde durdukları zemine karşı eleştiriye pek saygılı değillerdir. Çünkü tartışılması zor diye sundukları anekdotların ad hoc (durumun gereklerine göre geliştirilmiş) olduğu son derece açıktır. Oysa böyle bir yaklaşımla bakıldığında tüm kesin yanlışları bile doğru kılabilirsiniz. Kişisel gelişim kitapları dogmatizm ve modaya uyma eğilimini usta bir lafazanlıkla sunarak gelişmiş bir eleştirel bakış açısına sahip olamayanların eleştirilerinden kolayca sıyrılırlar. Kısmi mühendislikle pratik bir sahne yaratırken, kendi gelişmişlikleri ölçüsünde anlambilimlerini (semantik) yaratırlar. İşte anekdotlardaki bu anlambilimsel farklılıklar bir toplumun düşünce şeklini değiştirirken büyük bir zarara da sebebiyet veriyor.
Eleştirmen Steve Salerno, kişisel gelişim kitaplarının hedeflere ulaşmada etkisiz ve kişisel olarak da zararlı olduğunu söylüyor. Bu kitapları okuyanların büyük bir bölümü bu iki sonucu biliyordur ama bir kere daha açıklayalım. Evet, kişisel gelişim kitapları etkisizdir çünkü yapılan araştırmalar bu tür kitap satışlarının %90’a yakınının eski müşterilere olduğunu söylemektedir. Bu açıkça şu anlama gelir: Eski kitap vaat ettiği cenneti getirememiştir.
İkinci olarak bu tür kitapların kişisel olarak zararlı olduğu gerçeğidir. Zarar, sadece ödenen parayla sınırlı değildir. Economist dergisinde, 11 Haziran 2009 tarihinde yayınlanan “Positive thinking’s negative results” (Pozitif düşüncenin negatif etkileri) başlıklı makale çok çarpıcı bir gerçeği ortaya koymaktadır. Kişisel gelişim kitapları tek bir düşüncenin doğruluğuna inanır: “Pozitif düşünce olumlu sonuçlar getirir.” Fakat Waterloo Üniversitesinden Joanne Wood’un yaptığı deneyler bunun tam tersini söylemektedir: Pozitif düşünme, kendine güveni olmayan kişisel gelişim sektörünün hedef kitlesi için negatif davranışlar yaratmaktadır. Çünkü bu tip insanlar kendi düşünceleriyle sürekli çatışma halindedir. Pozitif düşünce kendine güvenmeyen bir düşünce sisteminde güçlü bir dirençle karşılaşır. Yani kendini sevmeyen bir kişinin pozitif düşüncesi bu düşünceyi terse çevirmeyip daha da güçlendirir. Bunun sonucunda da kişisel gelişim kitaplarını okuyanlar pozitif düşüncelerini arttırırken kendine güven duygularını daha da zayıflatırlar.
Finansal piyasalar birçok insanı zengin edemez belki ama milyonlarcasını eder. Oysa bilimin cilasıyla süslü bidonlarını ahlakın gizli musluğuyla dolduran hikayeci ve hayalci kişisel gelişim yazarlarının kitaplarını okuyarak kesinlikle zengin olamazsınız. Yine de olmakta ısrar edenler varsa eleştirmen Christopher Buckley’in şu sözünü hatırlatabiliriz: “Kişisel gelişim kitaplarından zengin olmak istiyorsanız yapmanız gereken bir tane yazmaktır.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder