9 Haziran 2015 Salı

Nereden geldiğimizi bırak, nereye gittiğimize bak!

Ekonomimizin çöküş işaretleri vermesi klasik tartışmayı yine gündeme getirdi. Kimine göre başarılı ve güçlüyüz, kimine göreyse başarısız ve zayıf. Bu tartışmayı birçok farklı argümanla yapmak mümkün. O nedenle bu tartışmaya girecek değiliz. Bizim yanıtını arayacağımız soru daha farklı: Nereye gidiyoruz?

Bir ülkenin geleceği evrensel normlar ekseninde değerlendirildiğinde 3 ana faktöre bağlıdır: Bilim ve teknolojiye verilen önem, sosyal bilimlere verilen önem ve sanata verilen önem. Bir ülkenin geleceği bu üç damarın güçlü olması ile mümkündür. Öyleyse gelin bu alanlara yakından göz atalım ve ülkemizin nereye gittiğine hep beraber karar verelim.

Bilim ve teknoloji, sosyal bilimler ve sanata verilen önemin en güçlü kanıtı hiç şüphesiz yetişmiş bilim insanlarının sayısıdır. Üniversitelerde veya kurumlarda görev yapan akademik ünvanlı personelin sayısı bir ülkenin nereye gittiğini oldukça isabetli şekilde gösterir. Söz gelimi Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) geleceğin teknolojilerini yaratıp Amerikan şirketlerine aktaran üniversite olarak bilinir. Burada çalışan binlerce akademisyen yeni teknolojiler yaratarak Amerika'nın gücünü muhafaza ederler. O nedenle akademik kadrolarının artmasıyla öğünürler. Peki ya ülkemizde durum nedir dersiniz?

Ülkemizdeki üniversitelerde görev yapan akademik ünvanlı personel sayıları acaba bizi nereye götürüyor? Bir ülkenin gücünü gösteren en kritik dallarda acaba ülkemizdeki akademik personel sayısı nasıl?

Bilim ve Teknoloji ile başlayalım. (2013 yılı verileri ile)

Branş........................PROF........DOÇ........Y.DOÇ
Uçak.........................9................7............26
Uzay Bilimleri............7................6............13
Enerji Sistemleri.......16..............12...........37
Petrol ve Doğalgaz.....4...............--............7
Deniz Bilimleri...........2..............1..............4
Nükleer.....................3..............2..............1
Y.Enerji ve Plazma F...6..............4..............4
Atom ve Molekül F.....9..............1.............--
TOPLAM...................56.............33............92

Kısaca özetlemek gerekirse, 2013 yılı verileri ile Bilim ve Teknolojinin en kritik dallarında ülkemizde 56 Profesör, 33 Doçent ve 92 Yardımcı Doçent bulunuyor. Ne acı ki, eldeki 3 Nükleer profesörüyle nükleer santral yapmaya giriştik; vardiyalı çalışacaklar herhalde.

Peki Sosyal Bilimlerde durum nedir dersiniz?

Branş.................PROF...DOÇ....Y.DOÇ
Felsefe..............79........59........118
Coğrafya............44........34.........89
Psikoloji.............85........48........165
Sosyoloji............100......75.........267
Antropoloji.........12.......10.........17
TOPLAM............320.....226.......656

Kısaca özetlersek, Sosyal Bilimler alanında 320 Profesörümüz, 226 Doçentimiz ve 656 Yardımcı Doçentimiz bulunuyor. Ama sosyal medyaya bak, herkes sosyal bilimci.

Şimdi de sanata bir göz atalım.

Branş....................PROF...DOÇ...Y.DOÇ
Tiyatro...................5.........5.........12
Opera....................2.........2..........5
Dans......................1.........--..........1
Bale......................2..........3...........1
Piyano ve Harp......9..........4...........20
Nefesli-Vurmalı S...2..........2...........8
TOPLAM...............21........16........47

Kısaca özetlersek, Sanat'ın en önemli kollarında ülkemizde 21 Profesör, 16 Doçent ve 47 Yardımcı Doçent bulunuyor. 80'li yılların gençlik dizisi Fame'de daha fazla profesör vardı.

Şimdi sonuçları yeniden özetleyelim ve üniversitelerin İlahiyat Fakültelerindeki akademik Personel ile kıyaslayalım:

Branş...............PROF.....DOÇ.......Y.DOÇ
Bilim ve Tek......56........33............92
Sosyal Bilimler..320.......226.........656
Sanat................21.........16...........47
İlahiyat...........385........230........565

Kısaca özetlemek gerekirse, İlahiyat fakültelerimizde 385 Profesör, 230 Doçent ve 565 Yardımcı Doçent görev yapıyor. Bilim-Teknoloji ve Sanat dallarındaki akademik personelden katbekat fazla. Hatta Sosyal Bilimlerden bile daha fazla. Sorun İlahiyat Fakültelerindeki akademik personelin fazlalığı değil, bizi geleceğe taşıyacak alanlardaki akademik personelin neden bu kadar az olduğudur. Sahi neden?

Diyecek bir şey ya da bir sonuç cümlesi yazmaya gerek yok sanırız. Nereye gittiğimizi anlamışsınızdır.

5 yorum:

Adsız dedi ki...

Saçmalamışsınız.Sen sanatla uğraşmak istedin profesör olmak istedin silahla ilahiyata mı ittiler? Saldırmayın artık insanların görüşlerine.İlahiyatı seçmiş olmuşlar profesör çoğu hiç bir işe yaramıyor kabul ediyorum ama sayıyla kıyaslayıp bu sonuca varmak saçmalık.

Unknown dedi ki...

yani yazıya akp hükümetine gönderme yaparak başlamışsınız kağıttan kuleyi seçimler yıktığına göre...ve söylediğinizi kanıtlamak için de kimi rakamları ard arda sıralamışsınız kaynak falan da göstermeden peki doğru kabul edelim...hadi osmanlı yı saymayalım yaklaşık 100 seneye yakın olmuş şu anki devlet kurulalı 80 sene bu ülke çok pof yetiştirdi de akp mi engelledi...bırakın bu önyargılı ideolojik bakışları da yapacaksanız objektif analiz yapın yadaaa...SUSUN

Adsız dedi ki...

Hocam, her zamanki gibi bugün de harika tespitlerde bulunmuşunuz. Nereye gittiğimizi bunca tespite gerek kalmaksızın, yukarda yorum yapan hazımsızlardan da anlayabiliyoruz.

emenbey dedi ki...

Hocam tespitlerinizde her zamanki gibi çok haklısınız. Sizden kapitalist sistem eleştirisi ve Rusya'da uygulanmakta olan Milli Ekonomi Modeli (MEM) eksenli ekonomik sistemin geleceği konulu bir yazı kaleme almanızı istirham ederim. Ekonomi okumayı sevdirici, öğretici, düşünmeye ve araştırmaya sevk edici üslubunuzdan dolayı sizi tebrik ederim. Teşekkürler, sağ olun.

Osi Ucar dedi ki...

Hocam yazılarınızı çok yakından takip ediyorum. Sadece bunda bir şeyler yazma gereği duydum... İsterseniz ne anlatmak istediğimi tarihi bir olayla açıklayayım.. İngiliz komutan Atatürk'e Türkleri aşağılamak için bir yemekte şu sözleri söyler...:
Biz asil İngilizler şeref, onur ve asil kanımız için savaşırız, siz Türkler ise para ve toprak için savaşırsınız... ATATÜRK ise bunun üzerine güler ve şu sözleri söyler:
"EVET HAKLISINIZ KOMUTAN. HER MİLLET KENDİNDE EKSİK OLAN ŞEY İÇİN SAVAŞIR..!
Bilmem anlatabildim mi hocam.

saygılarımla