Yatırım yapmak hiç kimse için kolay bir iş değildir. Profesyonel yatırımcılar veya finans uzmanları da en az küçük yatırımcılar kadar hata yapar ve para kaybederler. Fakat sonuçta hiç kimse profesyonel yatırımcıları yetersiz performanslarından dolayı "vahşice" eleştirmez. Oysa küçük yatırımcılar için durum öyle mi? Ne bilgisizlikleri kalır, ne aptallıkları, ne aşırı özgüvenleri, ne de duygusal kararları. Tüm kişisel nitelikleri derin bir eleştiriye tabi tutulur. Yıllar, onyıllar ve hatta yüzyıllar böyle geçti. 17. yüzyıldaki Hollanda lale çılgınlığından 21. yüzyıldaki dotcom krizine kadar eleştirilen hep küçük yatırımcı oldu. Bununla birlikte dört yüz yılda bir şey hiç değişmeden bugüne kadar gelmeyi başardı. Tüm başarısızlıklarına rağmen küçük yatırımcılar yüzyıllardır yatırım yapmaya devam ettiler. Küçük bir soru: Peki ama neden?
Basit gibi görülen bu çetrefilli sorunun yanıtını bulmayı klasik ekonomistler dört yüz yıl başaramadılar. Davranışsal finansçılar ise sadece birkaç yılda buldular. Buldukları şey son derece çarpıcıydı. Küçük yatırımcılar ne söylendiği gibi bilgisiz, ne aptal, ne de aşırı duygusaldılar. Büyük çoğunluğu finans dışındaki bir alanda başarılı bir kariyer elde etmiş kişilerdi. Öyleyse sorun neredeydi?
Davranışsal finansçılara göre sorun küçük yatırımcının karar verme şeklindeydi. Yatırım hayatlarını içine kapalı kendi küçük dünyalarında yaşıyorlardı. Bu küçük dünya onların yatırım alışkanlıklarını yönlendirip yönetiyordu. Kişiler, bu küçük dünyaya adeta tepeden bakarmış gibi davranıyor ve yatırım kararlarını veriyorlardı. Davranışsal finansçılara göre bu durum yüzyıllardır değişmemişti. Sosyolog Nikolas Rose'a göre kişinin kendi ahlaki değerlerinin baştan çıkarıcılığı ile piyasa sisteminin kışkırtıcılığı kişisel karar verme alışkanlığını körüklüyordu. Bundan ötürüdür ki kişiler yatırım kararlarını yalnız vermeye devam ediyorlardı. Peki bu durum nasıl değişebilir?
Yatırım yapmayı öğrenmek kolay bir iş değildir. Ekonomi ile ilgili bir üniversiteye gitmek, varlık fiyatlamayı ve portföy yönetimini öğrenmek gerekir. Ama bu herkesin yapabileceği bir şey değildir. Bunun yerine finans dergileri okurlar, kitapları incelerler, internete göz atıp tüyo araştırırlar. Bu yollarla piyasanın nasıl işlediğini ve piyasaları nasıl algılamaları gerektiğini öğrenirler. Bu yöntemleri kullanarak karar vermeye çalışan küçük yatırımcılar sonunda kaçınılmaz olarak ekonominin başrol oyuncusu Homo Economicus'a dönüşür. Yani kendince tüm verileri inceleyerek maksimum getiri sağlayacak yatırım kararına dönüştüren rasyonel insan.
Basitçe özetlemek gerekirse, küçük yatırımcı aslında ekonominin Rasyonel İnsan dediği kişidir. Yatırım kararını sahip olduğu tüm bilgiyi değerlendirerek veren yalnız insan. Buna yönlendiren ise kişinin ahlaki değerleri yanında dünyayı kavrayış şekli ile piyasanın bireyselliği kışkırtıcı çalışma sistemidir. Küçük yatırımcı kendini finansal sistemin kıskacından korumaya çalışırken kendi geleceği için daha fazla sorumluluğun altına girer. Bilgi ve yeteneği ile varlıklarını arttırma isteği onu zor ve belirsiz bir geleceğe doğru yolculuğa çıkarır. İşte asıl soru buradadır. Küçük yatırımcı hayal ettiği geleceğe finansal açıdan nasıl ulaşacak?
Ekonominin başrol oyuncusu rasyonel insan Homo Economicus gelecekteki refahımızın sağlanmasından bizim dışımızda hiç kimsenin sorumlu olmadığı anlayışını içselleştirmiş bir kişiliktir. Ekonomik teorinin üzerine inşa edildiği Homo Economicus'un artık tahtı sallanıyor. Hem de şiddetli bir şekilde. Bundan böyle gelecekteki refahınızdan sizin dışınızda sorumlu bir kişi daha olacak. Kim mi? Finansal Planlama Uzmanı.
Kişilerin gelecek hedeflerini yakalamasına yardımcı olarak onun hayat standardını yükseltmeyi profesyonel görev edinen Finansal Planlama Uzmanları finansal piyasaların dört yüz yıllık işleyişini de yeniden düzenlemeye başlamış durumdalar. Finansal Planlama Derneği yılın başından bu yana bunun için çalışıyor. Artık yalnız değilsiniz. Herkesin bir Finansal Planlama Uzmanı olacağı günler çok yakın.
Unutmayın, geleceğinizden artık sadece siz sorumlu değilsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder