Daha iyi bir toplum yaratmak yerine, var olan toplum içinde kendi konumumuzu iyileştirmek için çabalayıp durdukça mutsuzluğumuz da giderek artıyor. Sistematik olarak korunan spekülatif balonlar olmadan ayakta kalması imkansız kağıttan kuleler inşa ettikçe memnuniyetsizliğimiz de büyüyor. Daha fazla değil daha az yemenin yollarını arıyoruz ve tarihte ilk kez yoksullar zenginlerden daha şişmanlar. Açıkçası artık mutlu değiliz.
İş hayatı, sosyal hayat, politik hayat ya da kültürel hayat derken bir türlü mutlu olamayanlar evlenirsek mutlu oluruz diye düşünebilirler. Şüphesiz evlilik güçlü bir mutluluk kaynağı ama TÜİK istatistiklerine baktığımız zaman gördüğümüz bunun tam tersi. 2003 yılında evliliğinden "Çok memnun" olanların oranı %30 iken 2014'te bu oranın %17'ye düştüğünü görüyoruz. Yaklaşık 38 milyon evli insan olduğunu düşünürsek kabaca bir hesaplamayla son on yılda 5 milyon kişi daha artık evliliğinden çok memnun değil. 5 milyon kişi oldukça yüksek bir rakam. Peki ama neden?
Aslında yanıtı herkes biliyor ama biz yine de söyleyelim: Para denen toplumsal entrika yüzünden!
Hane halkı borçları 2003 yılında 12 milyar TL ilen 2014'te 332 milyar TL seviyelerine yükselmiştir. Yani 28 kat artmıştır. Hane halkı borcu kaba bir tanımlamayla para sanarak aldığımız banka kredileri ile yarattığımız borca diyoruz; anne, baba, kardeş olarak. Öte yandan bu süreçte kişi başına milli gelirimiz sadece iki kat artmıştır. Kıyaslama yaparsak, borcumuz 28 kat artarken varlığımız 2 kat artmıştır. Öyleyse yeniden soralım: Bu kadar yüksek bir hane halkı borcunun evlilikte mutluluk bırakması olası mıdır?
Elbette ki hayır. İşte, durum bundan ibaret. Son on yılda evliliğinden çok memnun olmayan 5 milyon insan daha yaratmışız. Bu sayıya ortalama iki çocuk da eklersek 10 milyon kişiye ulaşıyoruz. Gerçekten çok düşündürücü.
Fransız ekonomist P.Rospabe'ye göre paranın ilk kullanıldığı yer evliliklerin ayarlanmasıydı, yani "başlık parası" da diyebileceğimiz gelinin fiyatı. Para maalesef başladığı yeri terk edemiyor. Bugün aile krizini yaratan hane halkı borcu olarak kapımıza dayanmış durumda. Üstelik bu kez mutsuzluğu da başımıza musallat ederek. Kısacası hane halkı borcu aşkı öldürüyor!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder