6 Eylül 2016 Salı

TED Konferansları ile 5 adımda kendini kandırma!

Son dönemlerin popüler konularından biri TED Konferansları (Tedtalks) denilen yaratıcı konuşmalar. İnternetten bir video açıyorsunuz ve karşınıza size ilham, cesaret, hayat görüşü vs. veren popüler bir kişi çıkıyor. Dersine iyi hazırlandığı için akıcı bir sunumla anlatıyor da anlatıyor. "Bugün geri kalan hayatımın ilk günü" diye düşünen milyonlarca kişi için artık yeni bir hayat başlıyor diyebiliriz. Yoksa diyemez miyiz?

Artık büyük bir pazar haline gelen TED Konferansları aslında kendini aldatmaktan öteye pek de bir işe yarıyor gibi görünmüyor. Motivasyonlarımıza ilişkin iyimserliğimiz ile kendimizi olduğumuzdan daha yeterli görme eğilimlerimizi geliştirmekten başka somut bir faydası olduğunu söylemek oldukça güç. Bu konferansları izleyerek geliştirebileceğiniz tek özelliğiniz kendinizi kandırabilme beceriniz. TED Konferansları ile kendini nasıl daha iyi kandırabileceğini merak edenler için küçük bir kullanım kılavuzu oluşturduk. İnternetten bir TED Konferansı açarak siz de uygulamalı olarak eğitimimize katılabilirsiniz.

TED Konferansları ile 5 adımda kendini kandırma:

1- Kendi becerilerinize aşırı güven duyun!
Psikolog S.Taylor, gerçekçi olmayan iyimser inançlara pozitif yanılsamalar diyor ya işte başlangıç noktamız tam da burası. Kendi beceri ve niteliklerinize duyduğunuz aşırı güven sizin pozitif yanılsamanızdır. Konuşmayı dinlemeye başladığınızda aklınıza ilk gelen şey, "başkaları bu yanılsamaya kolay düşüyor ama ben düşmem" ise kendinizi kandırmaya başlıyorsunuz demektir. Hata verdiğinde bilgisayarı açıp kapamak dışında bildiğiniz başka bir şey olmaması bir yazılım devi olmanıza engel değildir. "Benim neyim eksik kardeşim!". Artık aldığınız ilhamla kendinizi dünyayı değiştiren insanlarla eşit seviyede görebilirsiniz.

2- Hayali iyimserliğinizi oluşturun!
İkinci aşama da tam burada başlar. Kendi yeteneklerinize olan aşırı güveniniz geleceğinizin nasıl olacağına dair hislerinize de yansır. Kendiniz hakkında iyimser, başkaları hakkında kötümser düşünmeye başlarsınız. Geçmişte ne kadar sıradan bir kişi olursanız olun iyimser düşünceler zihninizi sarmaya başlamıştır. Zihninizin sadece sizle meşgul olması, sahip olduğunuz potansiyeli de abartma algınızı güçlendirir. "Ahi Evran Üniversitesinde iki yıl boş yere okumadım herhalde!" Dünyayı değiştirecek yeni lider sizsiniz artık.

3- Abartılı kontrol algınızı arttırın!
Başaramayacağımız çok açık olan şeyleri becerilerimizi kullanarak başarabileceğimize eğilimli zihnimiz performansını bulmuştur artık. Kararlarımızın dünyayı şekillendireceğini düşünmeye başlayabiliriz. Psikolog E.Aronson'un, sıradan insanın "kendime hakimim" demesi için en çok zorlanacağı yer burasıdır işte. Kişi artık kendini faydalı ve etkin bir kişi olarak görmeye başlamıştır. Başaramayacağı açık olan şeyleri başaracağına emindir. "Amcaoğlunu, enişteyi, halamgillerin işsiz kızlarını da koyarım şirkete!" Her şey kontrol altındadır, panik yok!

4- Kendinizi aldatma becerinizi yükseltin!
Şu an en kritik aşamadasınız. Aslında hala geri dönüş için yeterli algıya sahipsiniz. Devam etmek mi istiyorsunuz; öyleyse konferansı dinlemeyi sürdürün. Şu an gerçekle aranızdaki irtibatı kopartmak üzeresiniz. Yeteneklerinizin, geleceğinizin nasıl olacağı ve dış faktörler üzerindeki kontrol gücünüzün gerçekle hiçbir ilişkisinin kalmadığı noktadasınız. Psikiyatriste giderseniz klinik depresyon teşhisinin konulacağı aşamadır burası. Kendinizi gerçekliğin katılığından korumak için yüksek bir aldatma duvarının arkasına sakladınız. Psikologların "depresif realizm", spor antrenörlerinin "şampiyon gibi düşünme", iş gurularının "lider gibi düşünme" dedikleri mahalledir burası. Kendinize, dünyaya ve geleceğinize yönelik en isabetli düşüncelere sahip olduğunuz zamanları yaşıyorsunuz. Dünyayı değiştirecek yeni lider sizsiniz ve dünyayı değiştirmeye çok yakınsınız. "Bekle beni, geliyorum Amerika!" Sadece tek bir aşama kaldı öyleyse.

5- Enkaz bırakma kabiliyeti!
Ve eğitiminizin son aşamasındasınız. İlk dört aşamadaki çabaların karşılığını alacağınız aşama. Halka iyi hitap eden kişinin iyi bir başbakan olacağını düşünen milyonların yanıldığı o kritik aşama. Hani Psikolog E.Lenger'in bilimsel verilerle ortaya koyduğu aşama: Pozitif bir yanılsama ile kendine güven duyguları artan insanlar arkalarında her zaman büyük bir enkaz bırakırlar. İşte sonuç tam olarak budur. Her yıl kendine yüksek hedefler seçen milyonlarca kişi ve firmanın arkalarında bıraktıkları büyük enkaz. "Kısmet değilmiş!"

Peki ama TED konferansları kendini kandırmaktan başka bir işe yaramıyorsa neden yapılıyorlar? İşte tüm hikaye bu sorunun yanıtında saklıdır. Bu yanıt aynı zamanda yaşadığımız kapitalist dünyanın da kısa özetidir. Hayatını ekonomi tarihini araştırmaya adayan Ekonomi tarihçisi John V.Nye'nin yanıtıyla son noktayı koyalım: "İş adamlarının fazla akılcı ve duyarlı oldukları zamanlarda ülke ekonomileri durgunluk yaşar. Dinamik bir ekonomi, "şanslı aptallar" diyebileceğimiz sorumsuzca risk almaya hazır olan aşırı iyimser girişimcilere ihtiyaç duyar. Bu şanslı aptalların, hayalini kurdukları, dünyayı değiştirecek türden başarıları elde etme şansları ise neredeyse sıfırdır."

1 yorum:

ismail dedi ki...

Yazılarınızı merakla okuyan birisiyim. Sizden farklı bakış açıları öğrendim.
TED konferansları hakkındaki fikrinize kısmen katılamayacağım.Yıllardır bu konferansları internetten takip ederim.Sizin de ifade ettiğiniz gibi gereksiz özgüven pompalayan konuşmalar mevcut. Fakat şu gerçeği de atlamamak gerekir. Ciddi bilimsel çalışmaları 20 dk'da özetleyip ufuk açan konuşmalar da bi hayli mevcut. Sizin yazılarınıza konu olan bir çok araştırmaya benzer videolar izlediğim de oldu. TED konferanslarının bilet fiyatlarına bakılacak olursa Chris Anderson'ın bu organizasyonu ne amaçla kurduğu ortada. "Bedava" kitabında bunu açıkça da ifade ediyor.

Kişisel görüşüm; TED videolarından pozitif anlamda faydalanılabilir.