13 Ağustos 2014 Çarşamba

Hadi hep beraber bilimi hissedelim!

Bugünün en çok gururlandığımız haberi muhtemelen İranlı kadın matematikçinin aldığı matematik ödülü. Sosyal medyadan anladığımız herkesi bir gurur kaplamış. Sebebi muhtemelen duyduğumuz yakınlık. Bir de zorluklarla mücadele edilmesi gerçeği. Çünkü bu prestijli ödülü kazanan Meryem Mirzakhani bir kadın; ne de olsa erkeklerin oyunu kabul edilen matematikte onları yendi. Aynı zamanda İranlı; dikenli bahçede açan bir gül. Üstelik müslüman; "ecnebilere" karşı büyük bir zafer. Öyleyse gelin hep beraber kutlama yapalım. Zaten gazeteci İsmet Berkan'ın "kuru hamaset" ile dolu yazısı sanal bir haz vermiştir kalabalığa. Eğlenceyi bozmak istemeyiz ama acaba bir şeyi gözden kaçırmadık mı?

Çarpıcı ekonomi kitaplarıyla bilinen Robert H.Frank, Darwin Ekonomisi adlı kitabında Birkhaman Rai adında bir yerliden bahseder. Frank, Nepal'de görev yaparken bir aşçıya ihtiyaç duyar ve Rai'yi işe alır. Rai, bir gün bile okula gitmemiştir ama son derece yetenekli bir aşçıdır. Zaman ilerledikçe Frank'ın başka ihtiyaçları da oluşur. Rai hepsini halleder. Rai, profesyonel satıcılar kadar iyi pazarlık yapmaktadır. Keçileri kesebilmekte, evin çatısını kusursuzca onarabilmektedir. Duvarları sıvayabilmekte, bozuk çalar saatleri tamir edebilmektedir. Metal kapları kalaylayabilmekte, ahşaptan usta bir marangoz gibi mobilya yapabilmektedir. Ayakkabıları yenisinden daha güzel görünecek şekilde tamir edebilmektedir. Köyün tüm "kocakarı" bilgeliğine sahip olup günlük sağlık sorunlarına tedaviler önerebilmektedir. Ekonomist Frank hayatı boyunca bu kadar yetenekli başka biriyle karşılaşmamıştır.

Frank, ülkesi Amerika'ya döndüğünde ekonominin önemli bir gerçeğini kavrar. Rai'ye bir yıl için ödediği birkaç yüz dolar hayatı boyunca Rai'nin görebileceği en yüksek gelirdir. Fakat bundan daha acı başka bir gerçek vardır: Rai, Amerika'da yaşıyor olsaydı büyük bir ihtimalle zengin olmuştu!

Bugün İranlı matematikçi Meryem'in hikayesini okuyanlar bir gerçeği fark etmişlerdir. Meryem, matematik adına öğrendiği ve kendisine ödül getiren hemen her türlü bilgiyi Amerika'nın en saygın üniversiteleri olan Harvard ve Stanford ile Clay Enstitüsünde elde etmiştir. İşte acı gerçek budur: İnsanlar ne kadar yetenekli ve çalışkan olurlarsa olsunlar, Nepal ya da Somali gibi bir ülkede Matematik ödülü kazanmaları imkansıza yakın bir durumdur. Tarihsel veriler dikkate alındığında bu gerçek İran ve Türkiye için de geçerlidir. Bilimin "hissedildiği" ülkelerde bilimsel başarı ancak "abidik gubudik sosyal medya tezahüratı" ile sağlanır.

Öyleyse ne duruyoruz, hadi hep beraber bilimi hissedelim!

Hiç yorum yok: