4 Mart 2009 Çarşamba

Petrol fiyatları 300 $'a doğru...

İnsanoğlu, öngörü makinası gibi sürekli yeni tahminler üretse de, hiçbir zaman o tahminlere göre hareket etmeyi düşünmez. Ta ki tahminler gerçekleşene kadar.

Petrol fiyatlarının 147 $ seviyelerinde olduğu geçen yıl Temmuz ayında, tüm dünyada büyük gürültüler kopuyordu. Yükselen maliyetler ve artan fiyatlar yaşamın her alanına engel koyuyordu. Daha çok üretim, daha fazla alternatif enerji çığlıkları herkesin ağzındaydı. Ve sonra 6 ay gibi kısa bir süre içinde, fiyatlar 40 $’ın altına düştü.

Haykırışlar, problemi bir anda çözüverdi. Peki, problem çözüldü mü?

Şimdi hazır olun; petrol fiyatları, 300 $ seviyelerine olan yolculuğuna başlamak üzere.

Global resesyonun yarattığı kredi soğukluğunun etkisinde düşen enerji talebinin geçici olduğu açık gibi gözüküyor. Başka bir deyişle, petrol fiyatlarını 147 $’a çıkaran sorun giderilmiş değil. Yatırımcıların bile başını döndüren aşırı volatilite, en agresif seviyelerini test ederek petrol fiyatlarına dalgalı salınımlar yaşatıyor. Makro değişkenlerin etkilerini bir yana bırakarak, petrol fiyatlarının neden bu kadar geniş aralıkta sallandığının nedenleri anlatalım.

Petrol şirketleri fiyatları nasıl etkiliyor?
Türev piyasa uzmanlarının “contango” dedikleri, future kontratların değerleri ile piyasa fiyatları arasındaki farkın yükseldiği bir an yaşanıyor petrol fiyatlarında. Basit bir örnekle anlatmak gerekirse, Nisan 2009 vadeli kontrata göre petrol fiyatı 38,10 $. Bu karşın Nisan 2010 vadeli kontrata göre ise 50,26 $. Aradaki 12,16 $’lık spread, yüksek bir seviye olarak yorumlanıyor.

Bu noktada BP, Shell, Exxon gibi petrol şirketleri petrol arzını kısarak, Nisan 2010 vadeli kontratlarda kısa pozisyon alıyorlar. Depolanan petrol, cari fiyatlar üzerindeki yukarı yönlü riskleri arttırırken, kısa pozisyon alınan kontratlar, petrolün gelecek fiyatlarını aşağı yönlü baskı altına alıyor. Böylece cari fiyatlar üzerindeki volatilite ile düşen global talep fiyatları düşürüyor.

Hedge fonlar petrol fiyatlarıyla nasıl oynuyor?
Hedge fonlar, emtia işlemcileri ve ETF’ler, kontrat yuvarlama denilen bir işlem mekanizması izliyorlar. Vadesi yaklaşan kontratlarını satarak gelecek ay vadeli kontratı satın alırlar. Kısa pozisyon aldığı kontratın vadesi dolmadan pozisyon kapatılır, takip eden ay vadeli kontratta yeniden kısa pozisyon alınır. Böylece ne faiz ne de fiziki teslim yükümlülüğü üstlenilmeden düşen petrol fiyatlarından kar elde edilir. Kontrat yuvarlama işlemleri ile 40 $ seviyelerine çekilen petrol fiyatları artık bu işleme duyarlılığını yitirdi. Hedge fonlar işlemleri durdurduğu an, fiyatların yüksek sıçrayışlar göstermesi normal görünüyor.

Petrole talep artacak
Global resesyon nedeniyle dramatik seviyelere düşen talebin, ekonomin canlanmasıyla birlikte artışa geçeceği bir gerçek. Fakat buradan ekonomik iyileşmenin yüksek enerji fiyatlarıyla geleceği anlaşılmamalıdır. Bir, belki de üç yıl içinde petrolün fiyatının 300 $ seviyesine çıkması olağan sayılmalıdır.

Alternatif enerji kaynakları üzerinde yapılan çalışmalardan henüz realize edilebilir sonuçlar elde edilememiştir. Uranyum madenlerinden bio dizel teknolojilere kadar yapılan yatırımların hisse senedi fiyatları sert çıkışlar yakalasa da, artık bu sektör yavaş yavaş sönmeye başlamıştır.

Öte yandan OPEC’in petrol arzını kademeli düşürme çabaları talep seviyesinde denge bulduğu an, geçen yılki 147 $’lık fiyatın yakalanması fazla uzun sürmeyecektir. Ardından da 300 $ seviyelerinin.

Emtia ve varlık fiyatları artık hayatın göstergesi olmaktan çıkmış, global finansal casino’nun oyun araçları haline dönüşmüş. Elden gelebilecek tek şey seyretmek!

Hiç yorum yok: