28 Şubat 2009 Cumartesi

Küçülme rakamları nasıl yorumlanmalı?



Resesyon endişeleri giderek artıyor. Ülkeler küçüldükçe stres her yanı sarıyor.

ABD, 2008 yılının son çeyreği için küçülme rakamını %6,2 olarak revize etti. Rasyonel bir bakış açısıyla nasıl yorumlanmalı acaba?

Aynı dönemde İngiltere’deki küçülme oranı %1,5. Ekonomik açıdan en istenmeyen durumlardan biri küçülme.

Japonya’da yıllık küçülme oranı %12,7. Ülkedeki mal ve hizmetlerin değerlerinin bir yıl içinde bu kadar azalması, kırılganlığı da arttıracaktır hiç şüphesiz.

Almanya 4. çeyrekte %2,1 ve İsveç %4,9 oranında küçülme gösterdi. Liste uzayıp gidiyor...

Tablo gerçekten karamsarlık verici. Ucuz ve bol para politikalarının uygulana geldiği 2000’li yıllar boyunca, yüksek hızlarla büyüyen global ekonominin nasıl büyüdüğü hiçbir zaman sorgulanmadı. Bu nedenle bugün yayınlanan bu rakamlar, sıradan insanlar için hala yeteri kadar anlamlı değil. Ekonomilerin yıllardır nasıl yüksek büyüme oranları tutturduğu sorusuna, küçük bir hikaye ile yanıt aramaya çalışalım.

Hikayemizin iki kahramanından biri Balon ailesi olsun. Orta sınıf bir aile. Bir şirkette çalışan anne ve babanın aylık kazancı toplamda 4.000 TL. Ailemizin okula giden 2 de çocuğu olduğunu düşünelim.

Balon ailesi, düşen faizler ve kolaylaşan kredi olanaklarını öne çıkaran reklamlardan etkilenerek, bir ev almaya karar verir. 200.000 TL tutarındaki evin 50.000 TL’lik kısmı yıllardır biriktirdikleri parayla, kalanı ise banka kredisiyle finanse edilir ve hayallerini kurdukları eve sahip olurlar. Evin fiyatı, ailenin yıllık gelirinin 4 katından daha fazladır ama bu çok mühim değildir. Çünkü evin değeri daha bir yıl geçmeden 220.000 TL’ye yükselmiştir ve giderek artan hızla yükselmeye devam etmektedir. Balon ailesi bu durumdan son derece mutludur. Sanki evde kendilerinden başka kazanan biri daha vardır. Her yıl en az 20.000 TL, üstelik vergi bile ödemeden.

150.000 TL tutarındaki kredi biraz yüksek olsa da faiz oranlarının düşük olması endişeleri azaltmaktadır. Gelir ve giderlerin dengelenmesinde bazı güçlükler olsa da, yaşam kalitelerinden ödün vermek istemeyen Balon ailesi, bu açıkları kredi kartlarını rahatça kullanarak gidermektedir. Tatil, yeni model mallar ve sosyal ihtiyaçlar için kullanılan kredi kartları, her ay 2.000 TL’ye yakın bir borç daha ilave etmektedir Balon ailesinin bilançosuna. Ama sorun yoktur. Kredi imkanları boldur ve küçük sıkıntılar yeni kredilerle kolayca aşılmaktadır.

Yıllar böyle akıp giderken, evin reisi uzun süredir hayalini kurduğu son model arabayı almak ister. Nasıl olsa evin değeri artmaktadır. Üstelik arabayı satan kuruluş krediyi de vermektedir. Arabanın fatura fiyatı olan 40.000 TL tutarında bir kredi daha kullanılır ve araba satın alınır.

Bir süre sonra ödemeler Balon ailesini zorlamaya başlar. Gelirler sabit olduğu için aradaki fark kredi kartlarıyla kapatılmaya çalışılır…

Balon ailesinin yan komşusu Durgun ailesidir. Başarılı buldukları Balon ailesine daima derin bir saygı beslemektedir Durgun ailesi. Yaşam kalitelerini arttırmalarını hayranlıkla izleseler de, son model arabayı aldıkları zaman, Bay Durgun biraz kıskançlık da duymamış değildir. Ne de olsa kendisi de o arabaya hayrandır.

Durgun ailesi Balon ailesinden daha az gelire sahip olsa da daima bir miktar tasarruf yapabilmektedir. Konut kredileri hariç hiç borçları yoktur. Evlerini Balon ailesiyle aynı zamanda almışlardır ve düzenli ödemektedirler. Kemerleri sıkıdır ve kendileri için güzel günlerin geleceğinin hayallerini kurmaktadırlar…

Peki, sizce bu ailelerden hangisi daha varlıklıdır?

Cevap büyük ölçüde son on yıllık ekonomik genişlemenin neresinde durduğunuza bağlı. Fakat ortada tek bir gerçek var. Balon ailesi, son on yıllık ekonomik büyümenin yapı taşı ve motorudur. Yüksek büyüme hızları, yüksek harcama eğilimleriyle günümüze kadar taşınmıştır. Şimdi soruyoruz:

“Büyüme bunun neresinde?..”

Hiç yorum yok: