31 Mart 2009 Salı

Finansal sistem değişmeli mi?



Avrupa Merkez Bankası (ECB) başkanı J.C.Trichet, geçen ay yaptığı bir değerlendirmede, finansal sistemin büyük bir düzeltme yaşadığını belirterek “her şey değişmeli!” açıklamasını yapmıştı.

Krizin başından bu yana her gün, hayal edilmesi bile güç birçok olayla karşılaştık. Son model gerçekler önceki günü hep unutturdu. Müdahaleler sürekli başarısız oldu. Artık problemin çarkların bir veya birkaçında değil makinenın tamamında olduğu düşüncesi herkese hakim olmaya başladı.

Trichet’nin, her şey değişmeli tezinden hareketle, nelerin değişmesi gerektiğini bir kere daha sıralamaya çalışalım.

Kar eden bir şirketin hasmane bir tutumla, güçlü bir rakibi tarafından satın alındıktan sonra, verimlilik adına personel çıkarması,

Bu satın almaları bankaların düşünmeden finanse etmeleri,

Moraliteye değil teminata kredi verme anlayışı,

Yatırımcıların firmalar üstünde yarattıkları kar baskısı sonucu firmaların personel çıkarması,

Şirketlerin kendi yatırımlarından maksimum getiri elde etmek için personel çıkarması,

Risk arttıkça azalan vergi sistemi,

Sisteme katma değer eklediğini düşünen bankacılara ödenen abartılı ücretler,

Son 40 yılda 300 kat artan yönetici ücretleri,

Global çöküşlerde önce bankaların kurtarılması,

“Kendin ve ailen için en doğru olanı yap” düşüncesinin yerini alan “sadece kar et” mantığı,

Batmayacak kadar büyük bankaları batmaktan beter eden elitlere, Harvard ve Stanford’ta öğretilen müfredat,

Kendi yatırımlarını sıfır riskli gören ve tüm kabahati ödenmeyen kredi taksitlerine yükleyen MBA’li yöneticiler,

Nefes alan her canlıya kredi kartı vermeyi risk yönetimi sayan, pazarın vasıfsız seçkin yöneticileri,

Hisse senetlerinin işlem gördükleri pazarları borsa sanıp casino olduğunu anlayamama düşüncesi,

150 yıl önce alınan Lehman Brothers hisse senetleri bugün kaç para eder sorusunun cevabını vermeden, hisse senedi uzun vadeli yatırım aracıdır gibi pembe klişelere inanma tutkusu,

Düşen varlık fiyatlarıyla açlığa sürüklenen insanları umursamadan, kısa pozisyon ile elde edilen karlarla nitelikli ve büyük yatırımcı olma sevdası,

Türev enstrumanların sanallığı üzerinden gelen zenginlik,

“Acele et gecikenler kaybedecek” paradigması sonucu girilen hatalı yatırımlar,

Yatırılan 1 birim mevduatla, kaldıraç adıyla 100 birim kredi vermek,

Sadece aşırı hırslı kişilere pozisyon açan insan kaynakları modeli,

3 rating şirketinin derecelendirdiği, 4 denetleme şirketinin kontrol ettiği ve 5 yatırım bankasının (şu an hiçbiri yok) yönettiği global ekonomi.

Sanırız bunların hepsi değişmesi gerekiyor. Ve daha birçokları…

Hiç yorum yok: