Bank of America(BoA) CEO’su Kenneth Lewis’in, Merrill Lynch’in satın alımının Hazine sekreteri Paulson tarafından organize edildiği, Merrill Lynch’in mali durumunun bozukluğunun BoA hissedarlarından saklanması için Paulson’un baskı yaptığını açıklaması sanırız birçoklarına şaşırtıcı gelmemiştir. Ekonomik olguları rasyonel sınırlar içinde değerlendirebilme çabalarının boşa çıkarıldığı bir kriz yaşıyoruz artık.
Aynı Amerikan Hazinesi, ülkenin 19 büyük bankasında başlattığı stres testinin ilk sonuçlarını geçtiğimiz hafta açıkladı. Beklendiği gibi yanıtlar hiç kimseyi tatmin etmedi tabi ki.
Stres testi hayatın birçok alanında yer alan bir kontrol yöntemi. Basit bir tanımlamayla, yeni geliştirilen bir uygulama ya da yeni kullanılmaya başlayan bir sisteme “ne zaman patlayacak/bozulacak” düşüncesiyle yapılan yüklemelere stres testi deniyor.
19 banka için kullanılan metodoloji ise, zor ekonomik koşullar altında, kredi, mortgage bazlı menkul kıymet, diğer menkul kıymet ve kredi türevleri gibi bilanço dışı yatırımlarındaki kayıp düzeyinin 2009 ve 2010 yıllarında ne olabileceği tahmin edilmeye çalışılarak bu koşullardaki sermaye ihtiyacının düzeyi belirlenecek.
Bankalara sorulan en kritik soru, borçluların borcunu ödemediği varsayımında kredi kayıplarının ne kadar olacağı. Sorunun cevabını herkes tahmin edebiliyordur herhalde. Batan her kredi sermayede aynı tutarda eksilmeye neden oluyor ve batıklar sermaye seviyesine ulaştığı zaman artık çanlar çalmaya başlıyor. O aşamadan sonra yatırımcılar şirketin ipinin çekilmesi için sabırsızlanmaya başlıyorlar.
Mark to market muhasebe kuralının uygulamasının durdurulması nedeniyle, batık krediler artık bilançolarda canlı kredi gibi gösteriliyor. Böyle bir durumda yapılabilecek stres testinin ne kadar güvenilir, şeffaf ve yatırımcılar açısından ışık tutar olacağını siz düşünün artık.
4 Mayıs’ta açıklanması beklenen sonuçların gerçekçi değerlendirmelerden öteye yeni yalanlar içereceği herkesin ortak düşüncesi. Diğer resmi rakamlar gibi beklentiler dahilinde değerlendirilerek, hisse senedi piyasalarına yeni bir ralli yaptırılmaya çalışılacak. Dedikodular satılırken yalanlar satın alınacak.
Aslında tüm bu stres testi balonuna hiç gerek yok. Bankaların dürüstçe cevaplayacakları iki soru bütün gerçekleri ortaya çıkarmaya yetecektir. Toplam yatırımlarınız ne kadar ve bunların şu anki değeri nedir? Bu iki soruya yanıt verilmesi ertelendiği sürece milyarlarca insan her gün evlerinde stres testi yaşamaya devam edecektir.
Aslına bakarsanız bu soruların cevabı herkes tarafından biliniyor. Yatırımların toplam tutarı ne olursa olsun şu anki değerleri %10 seviyelerinin altında.
Serbest piyasalar için en iyi stres testi piyasanın kendi haline bırakılmasıdır. Piyasalara ve bankalara enjekte edilen paralar geri çekilse, faizler eski seviyelerine yükseltilse ve açığa satış serbest bırakılsa kimlerin kurtulup kurtulamayacağı açıkça görünecek zaten.
Önümüzdeki hafta açıklanacak sonuçlardan sonra kimlerin stres testinden geçeceğine yeniden anımsayalım.
“Adın ne?” “Citibank.” “Testi geçtin!..”
“Stresli misin?” “Hayır.” “Geçtin, sıradaki!”
“Batmayacak kadar büyük müsün?” “Evet.” “Geçtin, diğeri!”
“Hazine’nin her söylediğini yapar ve ağzını sıkı tutar mısın?” “Evet.” “Sıradaki!”
“Stres testinden nasıl geçilir?” “Hırs, suistimal, yalan.” “Sıradaki!”
“Batmadan önce ne yaparsın?” “Devletin parasıyla bir banka alır ve batmayacak kadar büyük olurum.” “Doğru, sıradaki!”
Aynı Amerikan Hazinesi, ülkenin 19 büyük bankasında başlattığı stres testinin ilk sonuçlarını geçtiğimiz hafta açıkladı. Beklendiği gibi yanıtlar hiç kimseyi tatmin etmedi tabi ki.
Stres testi hayatın birçok alanında yer alan bir kontrol yöntemi. Basit bir tanımlamayla, yeni geliştirilen bir uygulama ya da yeni kullanılmaya başlayan bir sisteme “ne zaman patlayacak/bozulacak” düşüncesiyle yapılan yüklemelere stres testi deniyor.
19 banka için kullanılan metodoloji ise, zor ekonomik koşullar altında, kredi, mortgage bazlı menkul kıymet, diğer menkul kıymet ve kredi türevleri gibi bilanço dışı yatırımlarındaki kayıp düzeyinin 2009 ve 2010 yıllarında ne olabileceği tahmin edilmeye çalışılarak bu koşullardaki sermaye ihtiyacının düzeyi belirlenecek.
Bankalara sorulan en kritik soru, borçluların borcunu ödemediği varsayımında kredi kayıplarının ne kadar olacağı. Sorunun cevabını herkes tahmin edebiliyordur herhalde. Batan her kredi sermayede aynı tutarda eksilmeye neden oluyor ve batıklar sermaye seviyesine ulaştığı zaman artık çanlar çalmaya başlıyor. O aşamadan sonra yatırımcılar şirketin ipinin çekilmesi için sabırsızlanmaya başlıyorlar.
Mark to market muhasebe kuralının uygulamasının durdurulması nedeniyle, batık krediler artık bilançolarda canlı kredi gibi gösteriliyor. Böyle bir durumda yapılabilecek stres testinin ne kadar güvenilir, şeffaf ve yatırımcılar açısından ışık tutar olacağını siz düşünün artık.
4 Mayıs’ta açıklanması beklenen sonuçların gerçekçi değerlendirmelerden öteye yeni yalanlar içereceği herkesin ortak düşüncesi. Diğer resmi rakamlar gibi beklentiler dahilinde değerlendirilerek, hisse senedi piyasalarına yeni bir ralli yaptırılmaya çalışılacak. Dedikodular satılırken yalanlar satın alınacak.
Aslında tüm bu stres testi balonuna hiç gerek yok. Bankaların dürüstçe cevaplayacakları iki soru bütün gerçekleri ortaya çıkarmaya yetecektir. Toplam yatırımlarınız ne kadar ve bunların şu anki değeri nedir? Bu iki soruya yanıt verilmesi ertelendiği sürece milyarlarca insan her gün evlerinde stres testi yaşamaya devam edecektir.
Aslına bakarsanız bu soruların cevabı herkes tarafından biliniyor. Yatırımların toplam tutarı ne olursa olsun şu anki değerleri %10 seviyelerinin altında.
Serbest piyasalar için en iyi stres testi piyasanın kendi haline bırakılmasıdır. Piyasalara ve bankalara enjekte edilen paralar geri çekilse, faizler eski seviyelerine yükseltilse ve açığa satış serbest bırakılsa kimlerin kurtulup kurtulamayacağı açıkça görünecek zaten.
Önümüzdeki hafta açıklanacak sonuçlardan sonra kimlerin stres testinden geçeceğine yeniden anımsayalım.
“Adın ne?” “Citibank.” “Testi geçtin!..”
“Stresli misin?” “Hayır.” “Geçtin, sıradaki!”
“Batmayacak kadar büyük müsün?” “Evet.” “Geçtin, diğeri!”
“Hazine’nin her söylediğini yapar ve ağzını sıkı tutar mısın?” “Evet.” “Sıradaki!”
“Stres testinden nasıl geçilir?” “Hırs, suistimal, yalan.” “Sıradaki!”
“Batmadan önce ne yaparsın?” “Devletin parasıyla bir banka alır ve batmayacak kadar büyük olurum.” “Doğru, sıradaki!”
(...)
Gördüğünüz gibi sınıfta kalan kimse yok, herkes başarılı. Bear Stearns ve Lehman Brothers batmamış olsaydı sanırız onlar da bu testten geçeceklerdi. Hem de iyi bir dereceyle!
Credit Suisse’ten Robert Parker’ın dediği gibi: “ABD Hazinesi bütün bankaların testi geçtiğini şeffaf olmayan bir şekilde açıklayacaktır. Fakat bu bankaların ilave sermaye gereksinimleri birkaç ay içinde ortaya çıkacaktır. Çünkü bir bankanın stres testini geçemediğini açıkladığınız an o bankaya güven kalmaz.”
Umarız stres testinin ne getireceğini açıklıkla anlatabilmişizdir.
Gördüğünüz gibi sınıfta kalan kimse yok, herkes başarılı. Bear Stearns ve Lehman Brothers batmamış olsaydı sanırız onlar da bu testten geçeceklerdi. Hem de iyi bir dereceyle!
Credit Suisse’ten Robert Parker’ın dediği gibi: “ABD Hazinesi bütün bankaların testi geçtiğini şeffaf olmayan bir şekilde açıklayacaktır. Fakat bu bankaların ilave sermaye gereksinimleri birkaç ay içinde ortaya çıkacaktır. Çünkü bir bankanın stres testini geçemediğini açıkladığınız an o bankaya güven kalmaz.”
Umarız stres testinin ne getireceğini açıklıkla anlatabilmişizdir.
Stres testleri hakkında ayrıntılı bilgiyi Finansal Krizin Gizli Doğası: Maça Kızı Efekti adlı kitabımda bulabilirsiniz...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder