Şimdi size resmin geri kalanından birkaç ayrıntı sunarak ne yöne gittiğimizin cevabını bulmaya çalışalım.
Özellikle ABD ve İngiltere’deki işsizlik rakamları 1929 seviyelerine yaklaşmış durumda. İşsizlik ekonominin en hayati göstergelerinden biri. Dünya ekonomisin %85’ini oluşturan G20 ülkelerindeki artış hızının yüksekliğine baktığımızda, gelecek dönemin daha berbat olacağının sinyallerini alabiliyoruz.
Global krizin mimarı ve ilk kurbanı olan global bankalardaki problem henüz giderilmiş değil. Sadece ABD’de harcanan 400 milyar $’la, sermayesi 40 milyar $ olan 10 adet banka kurulabilirdi. 10/1 kaldıraç oranıyla 4 trilyon $’lık yeni ve sağlıklı bir sistem yaratılabilirdi. Fakat bu yapılmadı ve bu zombi bankalar kurtarılmaya çalışıldı. Gelinen nokta ise başlangıçtan bir adım ileride değil. 3 ay önce bankalardaki toksikleri 2.2 trilyon $ olarak tahmin eden IMF, bu hafta rakamı 4 trilyon $ olarak düzeltti.
Yatırımcılar ve sıradan vatandaşların 50 trilyon $’ı bir anda yok oldu. Duran kredilerle birlikte tasarrufların geri kalanı da mevcut borçların ödenmesi için kullanılıyor. Kişisel tasarruflar da patlayan bir balon gibi sönerken fakirleşme büyümeye devam ediyor.
Kredi kartları patlamaya hazır bir bomba gibi sırada bekliyor. Artan işsizlik geri sayımı hızlandırıyor.
Dünya Bankası bu yıl dünya ekonomisinin %1.7 küçüleceğini öngörüyor. Bu 2. dünya savaşından bu yana en büyük rakam. OECD ise üye 30 ülkedeki küçülmenin %4.3 olmasını bekliyor. Dünya ticaret hacminin ise %13 daralacağını tahmin ediyor. Bu rakamlar 1929’un bile üzerinde.
2 katrilyon $’lık loş türev ürünler piyasası bir türlü aydınlanamıyor. Kredi tahakkuk swap’larından (CDS) sonra sıra faiz oranı swap’larına (interest rate) gelmiş görünüyor. Pazarın hiçbir oyuncusundan ses çıkmıyor. Tedirginlik hat safhada.
Sizce tüm bunlardan sonra krizin neresindeyiz?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder