19 Haziran 2012 Salı

Rastlantısallık mı, saçmalık mı?

Finansal piyasalarda her gün koparılan fırtınanın basitçe tek bir sebebi vardır demek hatalı bir çıkarım olmayacaktır sanırız: Fiyatların ne yöne gideceğini bilememek!

Yaşanan her olay, gelen her veri, ulaşılan her bilgi bu belirsizliği ortadan kaldırmak için kullanılır. Tüm bu değerlendirmeler sonrasında da fiyatların ne yöne seyredeceği hakkında çıkarım yapılarak yatırım kararları alınır. Finansal piyasalar, gelecekteki fiyatların ne olacağı konusunda birçok teori geliştirmiştir. Son derece gelişmiş matematik modellerden basit sezgisel çıkarımlara kadar birçok tahmin yöntemi fiyatları öngörmek için kullanılır. Bu modeller içinde en eski ve belki de en çok başvurulan yöntemlerden biri Rastlantısal (Rassal) Yürüyüş Teorisidir (Random walk theory). Kökenleri Fransız broker Jules Regnault’nun 1863 tarihinde yayınlanan kitabına kadar uzanan bu teori, geçmiş fiyatların gelecek için belirleyici olamayacağı düşüncesine dayanır.

Geleceğin öngörülmezliği rasyonel aklın temel varsayımıdır. Beynin sınırlı çıkarım gücü geleceğin öngörülebilir olmadığı hipotezini fiyatların oluşumu için de çoğu zaman kullanır. Teorik olarak herkese mantıklı gelecek bu düşünce acaba irrasyonel bir bakış açısıyla değerlendirildiğinde köklerinde bir hata içeriyor olamaz mı?

Rassal yürüyüş fiyat hareketlerinin rastlantısal ve önceden tahmin edilemez olduğunu söyler. Fiyatın seyrini bozacak ani yükseliş ve düşüşler için varlıkların satılmamasını önerir. Bu birçoklarına mantıklı gelebilir. Fakat hayatlarını finansal piyasalara adamış insanlar için rastlantısallık “saçmalık” sözcüğü ile aynı anlama gelir. Fiyatların zaman zaman rastlantısal olduğu kabul edilse de her zaman rastlantısal olduğuna inanmak hayalcilik olacaktır. Tanımlayamayacağınız bir hareketi rastlantısal olarak niteleyebilirsiniz; peki ya tanımlayabildiklerinizi?

Aslına bakılırsa matematiksel olarak bugüne kadar geliştirilen ve başarısından şüphe duyulmayan bir fiyat öngörme modeli yoktur. Ama yine de bu, trendlerin var olmadığı şeklinde yorumlanabilir mi? Dün ya da geçen hafta yaşanan şeylerin fiyat hareketleri üzerinde etkisi olamaz mı? Ya da birileri için rastlantısal olan herkes için de rastlantısal mıdır? Örneğin bir elektro kardiyogram grafiği sıradan bir insana çok fazla rastlantısal görünebilir. Fakat o konuda eğitimli bir doktor için bütün o parlak noktaların çok fazla anlamı vardır ve elbette ki rastlantısal değildirler. Öyleyse rastlantısallığı bozan şey nedir?

İnsanların içerisinde yer aldığı eylemlerin rastlantısallığı üzerine önemli araştırmalardan biri bir NBA basketbol takımı olan Philadelphia 76ers araştırmasıdır. Psikologlar yaklaşık iki sezon boyunca oyuncuların tüm şutlarını incelemeye almışlardır. Önceki şut ile bir sonraki şutun başarılı olup olmadığı üzerinde yoğunlaşan çalışmada üst üste yapılan atışların sonuçlarının herhangi bir doğrusal ilişki göstermediği tespit edilmiştir. İlk atışları başarılı olan oyuncuların ikinci atışlarının da başarılı ya da başarısız olacağını söylemek mümkün olmamıştır. Birçok ekonomist bu çıkarımın finansal piyasalara da uygulanabileceğini söyler. Peki ama nasıl?

Finansal piyasaların belki de en yaratıcı şirketlerinden biri Marketocracy adlı internet sitesidir. Bu sanal borsada kendi portföylerini yöneten sıradan internet kullanıcıları paralarını arttırmak için büyük bir mücadelenin içine girerler. Şirket bu sanal borsada hem fiyatları izler, hem de en başarılı 100 portföy sahibini işe alır. En iyi amatör portföy yöneticilerinden oluşan Masters100 adlı bu ekip 2002 yılında endeksteki artışın %14, 2003 yılında ise %43 üzerinde getiri sağlamıştı. Bu muazzam bir başarıdır. Şirket yöneticileri bu başarının nasıl gerçekleştiği konusunda şaşkınlık içindedir ve sebeplerini öğrenmek için fon yöneticilerinin pozisyonlarını daha yakından izlemeye alırlar. Grup içinden bazı portföy yöneticileri, Knight-sbridge Tankers adlı bir petrol taşıma şirketinin hisselerinden büyük miktarda alım yapmaktadır. Fakat piyasada bu küçük şirketin farkında olan kimse yoktur. Sadece Masters100 içinden birkaç kişi bu hisseleri satın almaktadır. O anda borsalar tarihsel bir düşüş içindedir ve herkes kısa pozisyonlu işlemlere yönelmiştir. Ama fon içindeki birkaç yönetici akıntıya karşı kürek çeker gibidir. Peki ama neden?

Şirket yöneticileri bu tutarsız hareketin nedenini öğrenmek isterler ve ilgili portföy yöneticilerine bir eposta atıp satın alımların nedenini sorarlar. Aldıkları inanılmaz derecede ayrıntılı bilgi şirket yöneticilerini şaşkına çevirir. O anda bu bilgi Wall Street’te bile yoktur. Amatör portföy yöneticilerinin verdiği bilgi şöyleydi: “Şirketin tankerleri Singapur’da kayıtlıdır. Bu kayıtlara bakmak için Singapur’a gittik… Bu tankerler ömürlerinin sonuna gelmek üzere. Ömrünün sonuna gelen bir tankerin değeri sıfırdır. Ömrü biten tankerler belli bir bedel karşılığı söküm tesislerine gönderilerek hurdaya ayrılır. Fakat şu anda çelik fiyatları tarihinin en yüksek seviyelerinde. Bu nedenle gemilerin hurda satışından büyük bir para kazanılacak. Bu da şirketin kasasına nakit olarak girecek ve şirketin dağıtacağı temettü miktarı tavan yapacak.”

Birkaç amatör fon yöneticisi Wall Street profesyonellerinin bile ulaşamayacağı bir bilgiye ulaşmış ve inanılmaz bir öngörü gerçekleştirmiştir. Dedikleri gibi de olmuştur. Şirketin o yıl dağıttığı temettü inanılmaz bir artış göstermiştir.

İnsan beyninin yorumlayamayacağı her şeyin nedenini rastlantısallık olarak açıklamak birçoklarına rasyonel gelebilir. Ama birkaç amatör fon yöneticisinin irrasyonel dehası bu düşüncemizi bir kere daha düşünmemize neden olabilir.

2 yorum:

Unknown dedi ki...

Yine, nefes almadan okunacak bir yazı...Bittikten sonra, insan şöyle bir durup vay bee diyor... Ellerinize sağlık...

L.K. dedi ki...

yazı oldukça sürükleyici ve bitişi de çok güzel olmuş gerçekten.İrrasyonel kavramı da çok iyi anlaşılıyor bu yazıda çok teşekkürler.