Krizler çöküş gibidir. Daima küçülme getirir. Fakat finansal piyasalar 2007 yılından bu yana yaşanan krize rağmen büyümesini sürdürebilmektedir. Hisse senedi, emtia, döviz ve hatta birçok ülkede gayrimenkul piyasaları yaşanan büyük krize rağmen genişlemeye devam etmektedir. Ülke ekonomilerine, finansal kuruluşlara, şirketlere ve hatta liderlere güven bu kadar düşük seviyelerdeyken finansal piyasalar nasıl genişlemektedir?
Finansal piyasalar yatırımcılar olmadığı sürece varlığını sürdüremez. Yatırımcı demek insan demektir. İnsan demek ise finansal piyasaların karmaşık yapısını akıl ve duygularını gizemli bir bileşimle sentezleyerek çözümlemeye çalışan kişidir. Çoğu zaman sıradan bir insan ya da çağının düşünce şeklinin çok ilerisinde düşünen irrasyonel bir dehadır. İşte bu irrasyonel deha, ekonomi bu kadar kötü giderken finansal piyasalarda işlem yapmaya neden devam eder? Acaba kimsenin göremediği bir şeyi mi görmektedir?
Goldcorp, Kanada’nın en küçük altın şirketlerinden biriydi. Hatta küçük bir kasaba şirketiydi. Bu küçük şirket dünyanın en büyük ikinci altın üretim şirketi haline nasıl dönüşmüştür dersiniz?
Elbette ki altın rezervlerini bularak… Peki diğer şirketler rezervlerin yerini bulamazken Goldcorp nasıl bulmuş olabilir?
Altın, dünyanın nadir elementlerinden biridir. Yerinin tespit edilmesi ve çıkarılması son derece zordur. Bilimsel söylemler dünyada bu güne kadar çıkarılan altının 160.000 ton civarında olduğunu söyler. Bu miktar, eni, boyu ve yüksekliği 20 metre olan bir odaya ancak sığabilecek bir miktarı ifade eder. Sadece 20 metre... Birçok kişi bu miktara inanmayacaktır ama kaynaklar bunu söylemektedir. Öyleyse nasıl olmuştur da küçük bir altın arama şirketi, büyük şirketlerin bile bulmakta zorluk çektiği altın rezervlerini bularak dünyanın en büyük ikinci altın şirketi olabilmeyi başarmıştır?
Goldcorp, klasik altın arama teknikleri ile büyüyemeyeceğini ve büyük şirketleri geçemeyeceğini bilir. Şirkette çalışan altın arama uzmanları ne kadar bilgili olsalar da en akıllı kişilerin şirkette çalışmayan kişiler olduğunu düşünür. Bu nedenle daha etkili altın arama ve bulma yöntemleri tasarlamak için bir yarışma düzenler. Bu amaçla Ontorio’da kendisine ait bir altın arama alanı hakkındaki tüm bilgileri kamuoyuna açıklar. Toplam 55.000 hektar araziyle ilgili detaylar yarışmaya katılan sıradan insanlarla paylaşılır. Bu alan üzerinde altının nerede olabileceğini ve en iyi altın arama yöntemlerini önerenlere 575.000 dolar ödül vereceğini duyurur. Yarışmaya 100’ün üzerinde teklif gelir.
Şirket uzmanları gelen önerileri büyük bir titizlikle incelerler. Sonuçlar hayret vericidir. Tamamen amatör madencilerden oluşan yarışmacıların “şu noktada altın var!” dedikleri yerlerin %80’inden fazlasında büyük altın rezervlerine erişilmiştir. Bundan daha şaşırtıcı olanı bu alanlardan 55 adedi şirket uzmanlarının altın olmasına hiç ihtimal vermedikleri alanlar olmasıdır. Bu muazzam bir başarıdır. Şirketin satışları bir anda 100 milyon dolardan 9 milyar dolara çıkar ve zaman içinde dünyanın en büyük ikinci altın madeni şirketi olur.
Uzmanların bile bulamadıkları altın rezervlerini irrasyonel dâhiler bulabilmişlerdir. İşte bugünkü finansal piyasalar bu irrasyonel dâhiler için altın arama alanı gibidir. Alanda altının nerede olduğu bilinmese bile, aklı ve duygularını gizli bir formül gibi kullanarak yatırım kararları veren yatırımcılar bu madenlerin yerini aramaktadırlar. Çoğu zaman da bunda başarılı olmaktadırlar. Havanın (ekonominin) kötü olması ise altın arama faaliyetlerine asla engel olamamaktadır.
İşte finansal piyasaların her durumda büyümesinin altındaki fenomen budur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder