14 Nisan 2014 Pazartesi

İki cins bira severim: Bedava ve Budweiser!

Herkesin en büyük hayali zengin olmak. Zengin bir müsrif olmak ise herhalde ikinci en büyük hayal. Aslında zengin olmanın yolu belli: Bir işyeri açmak, yatırım yapmak ya da tasarruf etmek. Eğer bir insan kendini varlıklı biri yapmak istiyorsa bu üç seçeneğin dışında elinde başka bir seçenek yok.

Peki biz ne yapıyoruz? Kazancımızın tamamından fazlasını harcıyoruz. Tüm gelirimizi harcamış olmamız yetmezmiş gibi üzerine bir de kredi ve kredi kartı gideri ekliyoruz. Yani gelecek dönemlerdeki kazancımızı da harcamış oluyoruz. Zengin görünmek uğruna geleceğimizi harcıyoruz. Anlık zengin görünme arzusu hepimizi mahvediyor. Peki biz bunları yaparken gerçek zenginler ne yapıyor dersiniz?

Gazeteler ve medyada görüyorsunuzdur mutlaka. Zenginler har vurup harman savuruyor. Para sorun olmadığı için harcama da sorun olmuyor. Geziyor, tozuyor, yiyor, içiyorlar. Yani aklınıza gelecek ne varsa yapıyorlar, hepsi bu. T.Stanley ve W.Danko adlı iki Amerikalı iş teorisyeni de aynen böyle düşünüyordu. Araştırmaya başladıklarında ise gerçeğin hiç de böyle olmadığını gördüler.

Stanley ve Danko, bulgularının sonuçlarını Bitişikteki Milyoner (Millionaire Next Door) adlı kitapta yayınladılar. 1996 yılında yayınlanan kitap on milyon dolardan fazla varlığı olan kişiler üzerinde yapılan araştırmaların sonuçlarını içeriyordu. Araştırmacıların inceledikleri milyonerler tek kelimeyle pintiydi. Neredeyse tamamı imkanlarının altında bir yaşam sürüyordu. Birçoğu ikinci el araba kullanıyor, çok az para harcıyor ve büyük miktarda para biriktiriyordu. Yüksek statülerini sergilemiyor, maddi bağımsızlıklarını mütevazice korumaya çalışıyorlardı. Mevki ve gösteriş peşinde koşmak yerine tasarruf yapmaya devam ediyorlardı. Herkes, gösteriş yapmadıktan sonra zengin olmanın ne anlamı var diye düşünürken, gerçek zenginler araba, saat ve mücevher gibi lüks ürünlere çok az para harcıyorlardı.

Aslında her şey çok açık. Biz yarınki paramızı bugünden harcarken gerçek zenginler hala tasarruf yapmaya devam ediyorlar. Borçla gerçeğe dönüştürdüğümüz hayallerimizi faturanın son ödeme gününe kadar yaşamaya devam ederken, milyonerler kazandıklarının çok çok azını harcamayı sürdürüyorlar.

Anlatılmak isteneni herkes anlamıştır. O nedenle sözü fazla uzatmanın bir anlamı yok. Bir zenginin dediği gibi: İki cins bira severim: Bedava ve Budweiser!

Hiç yorum yok: