Ekonomiye karşı algımızın hangi haberlerle inşa edildiğinin maalesef farkında değiliz. Gün boyu okuduğumuz ve yorumlarını dinlediğimiz ekonomi haberleri neredeyse hiç bizimle ilgili değil. Sentetik bir ekonomi haberciliğimiz var. Dünya piyasaları neye odaklanıyorsa biz de aynısını yapar gibiyiz. Gerçeklikten kopuşumuz giderek hızlanıyor.
Okyanus gibi etrafımızı saran bu haber bombardımanından bir an olsun yüzeye çıkıp etrafa baktığımızda, sahici olmayan bir dünyada olduğumuzu fark etmek hiç de zor değil. Ama alışmışız bir kere bu haberlere artık. Neredeyse son beş yıldır aynı haberlerle yatıp aynı haberlerle kalkıyoruz.
Ekonomi basınımızın tüm enerjisini alan, yorumcuların her gün defalarca analiz ettikleri bu haberleri inceleyerek en çok karşımıza çıkan 7 haberi sizler için bulduk. Herhangi bir ekonomi kanalı izlediğinizde, ya da haber okuduğunuzda büyük olasılıkla bu haberlere rastlayacaksınız. Öyleyse gelin bu 7 haberi hep beraber yeniden yorumlayalım.
Dinlemekten bıkmadığımız 7 ekonomi haberi:
1- Petrolün varili
Petrolün fiyatı o kadar çok yorumlanıyor ki, insanın bakkala inip bir varil alası geliyor. Varil mi kaldı bu zamanda, bu neyin fiyatı diyen yok. 5 varil kapağına bir varil bedava kampanyası yapacak neredeyse ekonomi yorumcuları. Oysa ne petrolümüz var, ne de petrolden anlayanımız. Varsa yoksa petrolün fiyatı. Geçen yorumculara petrol kontratı nasıl alınır diye soruldu ahali tarafından. Haliyle o kadar çok yorum yapılınca yatırım yapmak istemiş bizimkisi. "Şimdi şöyle" diye söze başlayan anlı şanlı ekonomistlerimizin nasıl saçmaladıklarını örnekleriyle versek hiçbirini bir daha ciddiye almazsınız. Neyse kurulu düzeni bozmayalım şimdi. Hafif orta zeka sıkletinde biriyseniz hemen aklınıza şu geliyor ve basıyorsunuz itirazı: "İyi de arabalar suyla mı çalışıyor, herhalde petrolün fiyatı önemli." Tamam da canım kardeşim, madem önemli, nasıl oluyor da bu varilin fiyatı tarihi dip noktalarındayken, biz de benzinin fiyatı tarihi tepe noktalarında? Kısacası sen bırak varil fiyatını da akaryakıt fiyatına bak.
2- Altının onsu
Altın fiyatları neredeyse 75 milyonun merakı. Bunu öğrenmek için de altının onsu grafiklerini takip edip duruyoruz. Onsun neye karşılık geldiğini kaç kişi biliyordur acaba. Altının onsunu bilezik fiyatıyla eşleştiren bir halk yarattık. Öyle olunca koştur finans kurumlarına altın hesabı açmaya. Oysa vatandaş daha açılan altın hesaplarının bir nevi kağıt altın (paper gold) olduğunu ve beş kilodan azının altına dönüştürülemeyeceğini bile bilmiyor. Neyse sabah olmadan uyandırmış olmayalım; gece geç yatmış, kıyamam!
3- Fed'in faizi
Son beş yılımız,Fed'in akşam arttırıyor, sabaha arttırıyor, üç vakte kalmaz arttırıyor haberlerini dinlemekle geçti. Daha ne kadar dinleyeceğiz, bilmiyoruz. Ya kardeşim, senin odaklanman gereken temel ekonomik gösterge bu mudur yani? Sanayin bitmiş, tarımın çökmüş, teknolojin ilkokul iki seviyesinde. Sen kalkmışın hala Fed ne zaman faiz arttıracak diye merak ediyorsun. Ne kadar da güzel, ne kadar da tatlı!
4- CDS'nin primi
CDS primimiz azaldı, ekonomimizin riski düştü diye sevinen milyonlar yarattık son beş yılda. Bu CDS'yi ne gören vardır, ne de ne olduğunu bilen. Finansın laboratuvarlarında yarattığı bir parazit ile ekonomimizin gücünü ölçer olduk. Finansçı kardeşim, sana çok açık söylüyorum, senin birkaç tahtan eksik olabilir, bir baktır istersen.
5- Yunanistan'ın borcu
Yıllar sonra bir ülke kendi haberlerimizin önüne geçti. Haberlerin açılışı artık Yunanistan ile yapılıyor. Borcu çokmuş, ödeyemezmiş, başbakanları tinerci gençlik neslindenmiş, falan filan. Ülkemizde hane halkı borcu milli gelirin yarısına dayanmış, kredi kartı icralık olanlar üç milyonu bulmuş kimsenin umurunda değil. Neyse biz Çipras'tan konuşmaya devam edelim: Çipras ma, bisim ekonomi senin de hosuna gidesek!
6- Çin'in büyümesi
Kendi büyümemizden daha önemli vesselam. Beklentilerin üzerinde büyüsün diye dua eden bacılarımız var artık; yoksa biz de küçülürmüşüz. Valla, hastayım ekonomi bilgine. Zavallı mısın oğlum, sana ne Çin'den. Bak ne diycem sana. Geçen bizim berber söyledi, Çin'de herkes 10 lira verse ülkenin dış borcu bitiyormuş. Bizim berber bence haklı. Çünkü bizde herkes 10 lira verse dış borcun ancak binde biri ödeniyor.
7- ABD'nin tarım dışı istihdamı
Herhalde ekonominin en etkili sunulan haberi budur desek yalan olmaz. Sunuluş tarzı kutsal kitapları aratmaz: "Biz onlara ABD tarım dışı istihdam verisi ile apaçık nasihatler verdik, onlar ise görmezler, duymazlar." Sokaktaki adamın bile beklentisi var artık: "250k'yi geçmez, kesin!" Ülkede çalışmayan 50 milyona yakın insan var, hala derdimiz ABD'nin tarım dışısı.
Sözü uzatmaya hiç gerek yok. Ekonomi haberciliğimiz kafası kıyak bir yatırımcı kitlesi yaratmış durumda. Sağlığına!
2 yorum:
Üstad haklısın ama bu başlıklar özellikle spekülatörler tarafından dikkatle takip ediliyor ve spot piyasalarda yatırım fırsatları olarak değerlendiriyor. Bu profildeki yatırımcı tabanının bilen, işlemiş habercilik yapan reyting sevdalısı TV ve İnternet siteleri de bu haberleri özenle yayınlamaktan geri kalmıyor.
Çok güzel bir tespit olmuş. Kaleminize sağlık.
Yorum Gönder