27 Ekim 2016 Perşembe

Ekte 3 CV gönderiyorum!

Bugün artık iyi bir CV'niz yoksa iş bulabilmeniz pek kolay değil. O nedenle iyi okullardan mezun olmanız, yabancı dil bilmeniz, iyi şirketlerde tecrübe kazanmanız, herkesin hayranlıkla baktığı hobilerinizin olması ve güçlü referanslara sahip olmanız gerekiyor. Eğer bunların bir veya birkaçına sahip değilseniz hayatta başarılı olmanız mümkün gözükmüyor. Yaşadığınız dünya bunun örnekleriyle dolu.

CV'si boş olduğu için hayatta hiçbir başarı elde edememiş birçok insan siz de tanıyorsunuzdur mutlaka. Bunun ne kadar acı bir şey olduğunu bildiğinize de eminiz. Eğer hala öğrenemeyenler varsa biz birkaç örnekle yeniden anlatalım.

Birazdan CV'si boş olduğu için hayatta başarısız olmuş üç kişi ile sizi tanıştıracağız. Başarısız oldukları için onların adını duymamış olduğunuzu düşünüyoruz. Başarısız insanları kim tanır ki zaten? Eminiz bu insanlara siz de iş vermezdiniz. CV'si bu kadar boş olan bir insana kim iş verir ki?

Hazırsanız, iş ilanlarımızı ve bu ilanlara gelen CV'leri okumaya başlayabiliriz. İlk iş ilanımız ve gelen CV ile başlayalım öyleyse.

İş ilanı 1: Dilbilimci aranıyor!

Gelen CV:
Adı: Tevfik Esenç
Mezun olduğu okullar: Hiçbir okula gitmedim.
Konuştuğu yabancı diller: Ubıhça
İş tecrübesi: Manyas'ın Hacıosman köyünde bir dönem muhtarlık.
Hobileri: Hiç kimsenin bilmediği bir dilde kendi kendine konuşmak.
Referasları: Georges Dumezil (Büyük Fransız dilbilimci ve mitograf), David Crystal (En önemli İngiliz dilbilim profesörü)

Yanıtınız nedir bilmiyoruz ama muhtemelen hiç okumamış birini, üstelik kendi kendine konuşan bir "deli"yi dilbilimci diye işe almazsınız. Oysa Fransızların en önemli dilbilimcisi Georges Dumezil Tevfik Esenç'e meslektaşım derdi. Tevfik Esenç kim mi?

81 sessiz ve üç sesli harften oluşan dünyanın en zor dillerinden biri Ubıhçayı bilen son kişi. Maalesef vefat ettiğinde bu dil de insanlık tarihinden silindi. Türkiye'den hiç kimse bu dili yaşatmak için mücadele etmezken Georges Dumezil Tevfik Esenç ile el ele vererek bu dilin Fransızca sözlüğünü çıkardı.

Hakikaten çok önemsiz biri, işe almaya değmez. Zaten alınmadı da. Ülkemizde kendisini tanıyan olmasa da dünya onun değerini kavramıştı. CocaCola'nın CEO'su Muhtar Kent'in ögeçmişi Wikipedia ansiklopedisinde 14 dile çevrilirken Tevfik Esenç'in özgeçmişi 15 farklı dilde yer alıyor. Yani dünya onu işe almış, sadece biz almamışız.

İş İlanı 2: Müzisyen aranıyor!

Gelen CV:
Adı: Hayri Dev
Mezun olduğu okullar: Hiçbir okula gitmedim.
Konuştuğu yabancı diller: Yok
İş tecrübesi: Marangoluk, terzilik, ayakkabıcılık ve çobanlık.
Hobileri: Ağaç dallarına üfleyerek sesler çıkarmak, düğünlerde şarkı söylemek.
Referasları: Jerome Cler (Fransız Etimolog), UNESCO.

Bu cahili işe almak mı, aklını kaçırdın herhalde.

Fransız bilim insanı Jerome Cler'in çektiği Ormanlar Arkası (derriere la foret) adlı belgeselle onu dünya tanıdı. Ülkemizde bir köy çalgıcısıyken Avrupa'da büyük sanatçı sayılmaya başladı. Kendi yaptığı çam düdüğü ve üç telli cura o ölünce yok olacak, aman yok olmasın diye, Unesco tarafından "Yaşayan İnsan Hazinesi" sayıldı. Çünkü Avrupalılar bir müzik aletini ustası gibi yapamamanın sanata neler kaybettirdiğini Stradivarius'ta yaşamışlardı. Bizde düğünlerde çalarken Fransa, Belçika ve Hollanda'nın en prestijli üniversitelerinde, o ülkelerin en aydın insanlarına çaldı. Hayatında ilk kez konser için yurt dışına çıkarken ayağında yırtık ayakkabıları ve yanında gazete kağıdına sardığı müzik aletleri vardı.

Biz Hayri Dev'e sadece köy düğünlerinde iş imkanı verirken Avrupalılar en prestijli üniversitelerinde konser verdirdiler.

İş İlanı 3: Doktoralı akademisyen aranıyor!

Gelen CV:
Adı: Yaşar Yılmaz
Mezun olduğu okullar: Hiçbir okula gitmedim ama dışarıdan sınava girerek ilkokul diploması aldım.
Konuştuğu yabancı diller: Yok
İş tecrübesi: Türkü söylemek.
Hobileri: Dertli mahlasıyla şiirler yazmak.
Referasları: Michigan Üniversitesi

Yine bomboş bir CV daha. İlk iki CV'de olduğu gibi sadece yabancı referanslar var, Türkiye'den tek kişi bile referansı yok. İş veren olmayacaktır herhalde.

Şiiri sazla söyleyen Aşıklık adlı geleneğin en önemli ustalarından biriydi Aşık Reyhani. Bu toprakların insanının duygusal yönünü onun kadar iyi anlatanı yoktur herhalde. "Ben gerçeğim, yanlış fikir olamam" diyerek çağın değerlerine meydan okuyabilen ender insanlardandı.

Michigan Üniversitesi fahri doktora ünvanı vermişti Aşık Reyhani'ye. Biz ise doğru dürüst bir iş veremediğimiz için yoksulluk içinde ölüp gitmişti.

Söylenecek pek fazla bir şey yok aslında. Ama yine de arada bir hatırlamakta fayda var: Kendini bir başkasının yerine koymayı ve onların bedenine bürünmeyi denediğin yalnızca bir dakika bile dünyayı farklı bir yer haline getirir.


1 yorum:

Timur Çimen dedi ki...

Süper bir yazı.Hüzünlü bir o kadar da çarpıcı.