21 Ağustos 2008 Perşembe

Açığa Satış (Short Selling)


Amerika Sermaye Piyasası Kurumu (SEC); BNP Paribas Securities Corp., Bank of America Corp., Barclays Plc, Citigroup Inc., Credit Suisse Group AG, Daiwa Securities Group Inc., Deutsche Bank AG, Allianz SE, Goldman Sachs Group Inc., Royal Bank of Scotland, HSBC Holdings Plc, JPMorgan Chase & Co., Lehman Brothers Holdings Inc., Merrill Lynch & Co., Mizuho Financial Group Inc., Morgan Stanley ve UBS AG hisse senetlerinde açığa satış işlemini bir süreliğine durdurdu.

Açığa satış (short selling), yatırımcıların ödünç aldıkları hisse senetlerini, belli bir süre sonunda geri vermek taahhüdüyle satmalarıdır. Hisse senedi ve hedge fon piyasalarında oldukça yaygın bir işlemdir.

Bir emeklinin hisse senetleri kasasında veya hesabında dururken, birilerinin olmayan hisse senetlerini satması hangi yasal düzenlemeyle haklı bulunabilir sorusu akla gelmektedir. Açığa satıştaki hisse senetlerinin değerinin, mevcut hisse senetlerinin değerinden fazla olduğu, finansal sıkışıklık içinde olan firmalarda oldukça sık karşılaşılan bir durum. Büyük şirketleri iflasa, küçükleri geldikleri yere geri gönderen bu acımasız gerçekten başkası değil.

Açığa satış aslında piyasanın hayati organlarından biri. Parasını ödediğiniz sürece açığa satış yapılması piyasalarda fazla sorun yaratmasa da “çıplak açığa satış”la(naked short selling) bedelini ödemeden alınan hisselerin satılması önemli sorunlar doğuruyor. Bugünün finans dünyasında, şirketlerin kendi hisselerini bile açığa satmaları normal bir finansal işlem olarak yorumlanmaktadır. Bu tip işlemlerde gerek vergi boyutu, gerekse asimetrik bilgi boyutu finansal sektör düzenleyicilerinin süzgeçlerine takılmadan; elde edilen karlar, finansal tablolara rahatça aktarılabilmektedir; Wall Street’in, Washington’un düzenleyici kurumu olduğu söylentileri arasında…

SEC’in mevcut düzenlemerinde, açığa satış bedelleri 3 gün içinde takas birimine yatırılmak zorunda (T+3). Yani açığa satış yapan yatırımcının bu işlemine aracılık eden broker, bu hisseleri önce tedarik etmek zorunda. Fakat açığa satılan hisselerin fiyatı bir iki gün içinde düşüş gösterdiğinde, kısa pozisyon kapatılarak aradaki fark net kar olarak cebe indirilmekte. Tamamen borsa ve kayıt dışında yapılan bu işlemler piyasalar üzerindeki psikolojik baskıyı arttırmaktadır. Geçtiğimiz yıllarda, birçok şirket, çıplak açığa satış yöntemiyle, kendi hisse senetlerinin değerini düşürerek kar elde etmekten suçlanmışlardır. Hisse fiyatının düşmesi için yeteri kadar satış yapılması yeterlidir ve böyle kolay bir kar kimsenin karşı gelebileceği bir şey değildir. Anormal olansa açığa satış miktarının mevcut senetlerden fazla olmasıdır.

Kısa satışın 19 finansal şirket için yasaklanmış olması, diğer şirketlere farklı, finansal şirketlere farklı muamele yapıldığı söylentilerini de alevlendirmektedir. Finansal şirketlerin geçmiş kötü yatırımları sonucu yeni sermaye iştahlarının artması, açığa satış’çıların da iştahını arttırmıştır doğal olarak. Bu 19 şirketin finansal şirket olmaktan öteye diğer ortak noktaları ise, bugün dünyayı büyük bir krize sokan ipotek teminatlı menkul kıymetleri satan ve satamadıklarını hala aktiflerinde tutan şirketler olmalarıdır.

Açığa satış teknik olarak, bir piyasa manipülasyon şeklinden daha çok, piyasanın farklı kısımlarına likidite enjekte eden bir araç olarak yorumlanıyor. Çünkü açığa satış miktarı arttıkça gerçek satış miktarı da artıyor. Bu da fiyatları yönlendiriyor. Tersi bir kurguyla düşünüldüğünde, ödeme gücü olmayan müşterilere verilen mortgage kredileri sonrası konut fiyatlarının yükselmesinin oluşturduğu balon, bir açığa alış işlemler havuzundan başka bir şey değildir. Her ikisinin de ekonomiye verdikleri sonuçlar tartışılmalıdır.

Açığa satış hakkında ayrıntılı bilgiye Finansal Krizin Gizli Doğası: Maça Kızı Efekti adlı kitabımdan ulaşılabilir...

Hiç yorum yok: