12 Ağustos 2008 Salı

Hedge Fon Stratejilerine Kısa Bir Bakış

If you bet on a horse, that’s gambling.
If you bet you can make three spades, that’s entertainment.
If you bet cotton will go up three points, that’s business.
See the difference? (Blackie Sherrod)

Hedge fonlar Eylül ayı itibariyle Türkiye piyasasına hızlı bir giriş yapmaya hazırlanıyor.

Yurtdışı hedge fon piyasasındaki olumsuz gelişmeler tecrübe edilerek hazırlanan Hedge fon yasasıyla birlikte bankalar kurdukları yeni fonlara müşteri toplamaya başlayacaklar. Gelişmiş piyasalarda hiçbir kontrol ve konsolidasyon düzenlemesine tabi olmayan hedge fonlar, ülkemizde sıkı bir düzenleyici kontrolü ve belirli sermaye yeterlilik şartlarına sahip olacaklar. Fonların ülkemizdeki gelişimiyle ilgili yorumları, sistemin hayata geçmesinden sonraya bırakarak, hedge fonların global pazardaki konumuna ve ürün özelliklerine bakalım.

Hedge Fonları, yatırım fonlarıyla karşılaştırarak çok kısa olarak tanımlamak gerekirse; Yatırım fonları (Mutual Fund), katılımcılardan topladığı her 100 YTL ile 100 YTL tutarında bir yatırım yapar. Hazine Bonosu, hisse senedi veya kıymetli maden alabalir. Yapılan yatırımın değerinin %10 arttığı varsayımında, teknik olarak sizin portföyünüzde %10 değer kazanır. Tersi durumda da aynı oranda azalır. Hedge fonlar ise topladıkları her 100 YTL ile, kaldıraç oranı başta ikili anlaşmalar veya yasalarla belirlenen, 10,20,30 veya daha yüksek oranlı yatırımlar yapabilir. Kaldıraçlı işlemler türev piyasalar, future ve opsiyon borsalarında yapılır. Bu piyasalarda sözleşmeye konu kıymetler fiziki olarak el değiştirmediği için, belirli bir teminatla misli işlemler yapabilme olanağı mevcuttur. Örneğin Hedge fonun, 100 YTL ile 1000 YTL yatırım yaptığını varsayalım. Yapılan yatırımın değerinin %10 arttığı varsayımında, portföyünüzün getirisi %100 artacak; yatırımın değeri %10 azaldığında ise 100 YTL olan portföyünüz %100 değer kaybedecek ve 0 olacaktır. Yatırımın kaldıraç oranı aynı oranda portföyünüze yansıyacaktır.

Avrupa Merkez Bankası başkanının ekonomideki "kuş gribi" olarak tanımladığı hedge fonların, yüksek kaldıraçlı işlemler ve yeterince çeşitlendirilemeyen portföyleri nedeniyle, başlangıçta düşük olasılıkla değerlendirilen felaket senaryolarına yakalanması, üzerlerindeki kara bulutları arttırıyor.

Portföy çeşitlendirmesini azaltarak kaldıraç oranının agresif şekilde yükseltilmesi ve hesaplanamayan olumsuz senaryoların nasıl biraraya gelip ekonomiye bu kadar ağır bir tahrip ve isteksizlik verdiğini bazı hedge fon senaryolarını çözümleyerek ortaya çıkarmaya çalışalım.En yaygın senaryolardan biri Long/Short Equity (L/S) denilen, hisse senetlerinde kısa ve uzun pozisyon alınarak oluşturulan yatırım sepetidir. Uzun pozisyon alınan hisse senetlerinin fiyatlarının yükseleceği, kısa pozisyon alınanların fiyatının düşeceği varsayımı ve beklentisi fonun getiri senaryosunu oluşturmaktadır.

Bir örnekle açıklayalım.

Bir hedge fonun 1milyon $’lık A bankası hisselerini satıp 1 milyon $’lık B bankası hisselerinden alım yaptığını düşünelim. Piyasaların, tüm bankacılık hisselerinin yükselmesi yönünde hareket ettiği varsayımında; kısa pozisyon alınan A bankası hisselerinin değerinde oluşan zarar, B bankası hisselerinin değerinde oluşan karla kompanse edilecektir. Benzer şekilde ters yönlü bir piyasa hareketinde de kar/zarar oluşmayacaktır. Profesyonel fon yöneticisinin senaryo beklentisinin gerçekleşmesi halinde ise, yani kısa pozisyon alınan A bankası hisse senetlerinin değerinin düşmesi ve B bankası hisse senetlerinin fiyatlarının yükselmesi durumunda, fon piyasada emsali olmayan bir kar elde edecektir.

Nötr piyasa koşullarındaki senaryolarda zarar öngörmeyen L/S portföyler, 1997 yılında ünlü fonlardan Victor Niederhoffer’s Fund’un batışına sebep olmuştu. Gerçekleşmesi başta düşük hesaplanan ama gerçekleşen durum şuydu: Taylant menkul kıymetler borsasına kote ve fiyatları oldukca ucuz hisselerde alınan uzun pozisonlar sonrasında bu hisselerin fiyatlarının daha da düşmesi ve kısa pozisyon alınan hisse senetleri fiyatlarının ise daha da yükselmesi sonucu oluşan büyük zarar.

Bir diğer yöntem istatistiksel arbitraj (statistical arbitrage) olarak bilinen eşleştirme yöntemidir. Varlıkların gelecekteki değerleri üzerine yapılan sezgisel fiyatlamaların temel alındığı bir yaklaşıma dayanır. Bir yazı tura oyununda yazı gelmesi halinde 1 YTL alacağınızı, tura gelmesi halinde 0.5 YTL kaybedeceğinizi düşünün. Oyunda hangi tarafın kazanacağı başlangıçta bilinemese de istatistiksel olarak kazanç hesaplanabilir: 1YTLx%50-0.5YTLx%50=0.25 YTL. İstatistiksel olarak her oyundaki kazanç 0.25 YTL olacaktır.

Hedge fonların izledikleri yöntem ise şöyledir.

Piyasa özellikleri, karakteristikleri ve temel yapıları değerlendirilerek hisse senetleri ikili çiftler halinde gruplanır. Hisselerden biri olumlu performans gösterdiğinde, olumsuz (fiyatı düşen) performans gösteren hisse senedinde kısa pozisyon alınırken, diğerinde uzun pozisyon alınır. Burada hedge, fon portföyde bulunan yüzlerce çift hisse senedinde aynı tarz pozisyon alarak, hem piyasa riskini azaltmış olmakta, hem de uyumlu eşleştirme ile Beta riskini (Pazar getirisi ile hisse senedi getirisi arasındaki korelasyonu gösteren oran) azaltmaktadır.

2007 yılı Temmuz ve Ağustos aylarında, bu modellerle yatırım yapan hedge fonların, sebebi bugün bile açıklıkla anlaşılamayan bir olumsuz senaryo gerçekleşmesiyle, teminat tamamlama çağrıları (magrin call) ve likidite çıkışları sonrası büyük zararlar yarattığı bilinmektedir.

Global Makro hedge fonlar, döviz kurları gibi makro değişkenlere yatırım yapan fonlar olarak finans litaratürüne Georgo Soros tarafından yerleştirildiği kabul edilir. Soros, 1992 yılında, ingiliz pound'unun devalüe edileceği beklentisi üzerine 10 milyar $ yatırmış ve çok geçmeden de 2 milyar $'ı cebe indirmiştir. Sterlin'deki düşüşe Soros'un aldığı kısa pozisyon neden oldu söylentileri sonradan yapılmış olsa da, İngiltere'nin Euro Zone'un dışında kalması olayın tek somut sonucu olarak görünmüştür.

Hedge fonlar dünya ekonomisinin en önemli belirleyicileri olarak varlıklarını sürdürmeye devam ediyorlar. Ülkemizde nasıl stratejiler izleyecekleri henüz belli olmamakla birlikte, piyasa derinliğinin seçenekleri kısıtlayacağı açıktır.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Bir örnekle açıklayalım.

Bir hedge fonun 1milyon $’lık A bankası hisselerini satıp 1 milyon $’lık B bankası hisselerinden alım yaptığını düşünelim. Piyasaların, tüm bankacılık hisselerinin yükselmesi yönünde hareket ettiği varsayımında; kısa pozisyon alınan A bankası hisselerinin değerinde oluşan zarar, B bankası hisselerinin değerinde oluşan karla kompanse edilecektir. Benzer şekilde ters yönlü bir piyasa hareketinde de kar/zarar oluşmayacaktır. Profesyonel fon yöneticisinin senaryo beklentisinin gerçekleşmesi halinde ise, yani kısa pozisyon alınan A bankası hisse senetlerinin değerinin düşmesi ve B bankası hisse senetlerinin fiyatlarının yükselmesi durumunda, fon piyasada emsali olmayan bir kar elde edecektir.
Hakan bey cümlede eksiklikmi var benmi anlayamadım...A ve B bankalarında yapılan işlem hem kompanse ediyor,hem kar zarar riskinisıfırlıyor aynı zamandada emsali olmayan para kazanılıyor ?mantıken A bankası kazandırırken B bankasının zarar ettirmesi ne kar ne zarar durumu yaratmazmı...buradaki devasa gelir nasıl oluşuyor :)

sbrhkn@gmail.com dedi ki...

Fonun öngörüsünün doğru olduğu açısından değerlendirildiğinde; piyasa yükselirse uzun pozisyon alınan hissedeki yükseliş kısadaki düşüşten daha yüksek olacaktır. Tersi durumda da piyasa düşerse kısa pozisyon alınan uzun pozisyon alınan hisseden daha yüksek olacaktır. O nedenle kar her iki durumda da fon lehine oluşacak. Yalnız burada iki banka ibaresi yetersiz bir örneklem sunuyor haklısınız. Şu örneklem daha açıklayıcı olabilir. Aynı pazara hitap eden iki petrol şirketi düşünelim. Pazarın alabileceği petrol sabit olsun. Böyle bir durumda şirketlerden biri satışlarını arttırdığı zaman diğeri otomatik olarak azaltacaktır. İşte hedge fonların ikili strateji kullandıkları şirket türleri bu şekilde korelasyon gösteren hisselerdir. Kısacası, dikkatinizden kaçmadığı üzere, yazıda eksik bir tanımlama bulunuyor.