Yatırım fonları, emeklilik fonları, ETF ve garantili fonlardan sonra Türk yatırımcılar sonunda hedge fonlarla da tanışıyor. Serbest fon adıyla SPK mevzuatında yer alan hedge fonların, global piyasalarda yarattığı dalgalanmaların dalga boylarının ne kadar büyük olabileceğini, son dönemlerde tüm yükselen piyasalar yakından görme fırsatı buldu. Şimdi sıra Türk yatırımcılarda.
İş Bankası, ilk hedge fonu, “İş Yatırım Arbitraj Serbest Yatırım Fonu” adıyla yakında piyasaya sürmeye hazırlanıyor. Kriz ekonomisi etkilerini yaşamaya başlayan Türk yatırımcıların fona karşı sempatilerinin ne olacağını yakında göreceğiz.
Kurulacak fon, arbitraj işlemini kullanarak müşterilerine kar elde etmeye çalışacak. Finansal piyasalarımıza pek yerleşmemiş arbitrajı gelin yakından tanımaya çalışalım.
Arbitraj, piyasalar arasındaki fiyat dengesizliklerinden yararlanarak kar elde etme işlemlerine deniyor. Hemen hemen risksiz bir yatırım stratejisi diyebiliriz. Karşılığında elde edilen getiriler, diğer hedge fonlarla karşılaştırıldığında genellikle mütevazi seviyelerde kalıyor. Bu nedenle fon yöneticilerinin piyasalar hakkında oldukça fazla bilgiye sahip olmaları gerekiyor.
Farklı piyasalarda farklı fiyatlara sahip olan varlıklar hakkında bilgi edinebilmek, sıradan yatırımcılar için oldukça zor olduğu gibi, öğrenmeleri de hedge fon endüstrisi açısından tehlikelidir. Asimetrik bilginin tüm piyasa tarafından eşitlendiğini varsayımı altında; fiyat dengesizlikleri bilgisini edinenler, kar elde etmek hırsıyla, bu dengesizlikleri suistimal edecek davranışlar sergileyeceklerdir. Asimetrik bilgi paylaşımı devam ettiği sürece de dengesizlikler ve kar giderek azalacaktır.
Aşağıdaki üç şarttan birinin varlığı halinde, arbitraj mümkündür;
-bir varlığın (hisse senedi, bono, para birimi, emtia, türev enstrüman vb.) tüm piyasalarda aynı fiyattan alınıp satılmaması. Bir hisse senedini fiyatının düşük olduğu bir piyasadan satın alıp, çok kısa bir süre içinde, fiyatının yüksek olduğu başka bir piyasada satarak kar elde etmek gibi.
-eşit nakit akışlarına sahip iki varlığın farklı fiyatlarda işlem görmesi.
-gelecekteki fiyatı bilinen bir varlığın, bugünkü fiyatının düşük olması. Future kontratlar, bir hisse senedini, bugün belirlenen bir fiyat üzerinden gelecekte belirlenen bir tarihte satma yükümlülüğü içeren türev ürünlerdir. Eğer bir hisse senedi için future kontratın değeri, hisse senedinin değerinden yüksekse; hisse senedini satın alıp future kontratı derhal satmak, aradaki farkı kar olarak yazmak anlamına gelecektir.
En tipik arbitraj stratejisi, şirket birleşmeleri ve satın almaları öncesinde meydana gelir. Risk arbitrajı denilen bu yöntemde, satın alınması hedeflenen şirketin hisse senetleri alınırken, satın alacak şirketin hisseleri satılır. Yani uzun-kısa pozisyonlar alınır. Satın alma işlemi sonrasında, satın alınacak şirketin hisselerinin değeri düşerken, satın alan şirketin hisselerinin değeri yükselecektir. Böylece çift taraflı bir kar elde edilecektir. Elbette ki, bu stratejinin, hisse senedi fiyatlarının beklentilerin tersi yönde hareket etmesi riskini taşıyacağı unutulmamalıdır.
Arbitraj stratejileri, oldukça kompleks ve sofistike algoritmalar içerir. Başarılı işlemler için gerekli olan fiyat farklılıkları, pek uzun süreli olmazlar. Çünkü piyasaların daima kendi kendisini doğrulayan içsel bir mekanizması vardır. Bu nedenle kar elde etmenin tek yolu, olabildiğince hızla hareket ve mümkün olduğunca yüksek işlem hacmi yaratmaktır. Bu da şüphesiz yüksek kaldıraç anlamına gelmektedir.
Bir diğer yaygın arbitraj stratejisi, gelişmiş bilgisayar programları kullanarak, hisse senedi fiyatlarını analiz etmek üzerine kuruludur. Yakalanan fiyat boşlukları hızlı bir şekilde değerlendirilirse, denge noktaları oluşmadan kar elde edilebilecektir. Görüldüğü gibi, arbitraj işlemi yapıldıkça, fiyatlar arasındaki düzensizlikler de kapanacaktır. Bu nedenle hedge fonların, sadece en hızlı ve bilgili olanları bu fiyat dengesizliklerinden yararlanarak kar elde edebileceklerdir.
Riski ve heyecanı seven yatırımcılar için önerilebilecek arbitraj hedge fonlar, SPK düzenlemeleri gereği sadece nitelikli yatırımcılara satılabilecek. Yani yerli ve yabancı fonlar, aracı kurumlar, bankalar, sigorta şirketleri, portföy yönetim şirketleri, ipotek finansman kuruluşları, emeklilik ve yardım sandıkları, vakıflar ve benzeri kuruluşlar. İlgilenen sıradan yatırımcılar ise şimdilik beklemek zorundalar.
İş Bankası, ilk hedge fonu, “İş Yatırım Arbitraj Serbest Yatırım Fonu” adıyla yakında piyasaya sürmeye hazırlanıyor. Kriz ekonomisi etkilerini yaşamaya başlayan Türk yatırımcıların fona karşı sempatilerinin ne olacağını yakında göreceğiz.
Kurulacak fon, arbitraj işlemini kullanarak müşterilerine kar elde etmeye çalışacak. Finansal piyasalarımıza pek yerleşmemiş arbitrajı gelin yakından tanımaya çalışalım.
Arbitraj, piyasalar arasındaki fiyat dengesizliklerinden yararlanarak kar elde etme işlemlerine deniyor. Hemen hemen risksiz bir yatırım stratejisi diyebiliriz. Karşılığında elde edilen getiriler, diğer hedge fonlarla karşılaştırıldığında genellikle mütevazi seviyelerde kalıyor. Bu nedenle fon yöneticilerinin piyasalar hakkında oldukça fazla bilgiye sahip olmaları gerekiyor.
Farklı piyasalarda farklı fiyatlara sahip olan varlıklar hakkında bilgi edinebilmek, sıradan yatırımcılar için oldukça zor olduğu gibi, öğrenmeleri de hedge fon endüstrisi açısından tehlikelidir. Asimetrik bilginin tüm piyasa tarafından eşitlendiğini varsayımı altında; fiyat dengesizlikleri bilgisini edinenler, kar elde etmek hırsıyla, bu dengesizlikleri suistimal edecek davranışlar sergileyeceklerdir. Asimetrik bilgi paylaşımı devam ettiği sürece de dengesizlikler ve kar giderek azalacaktır.
Aşağıdaki üç şarttan birinin varlığı halinde, arbitraj mümkündür;
-bir varlığın (hisse senedi, bono, para birimi, emtia, türev enstrüman vb.) tüm piyasalarda aynı fiyattan alınıp satılmaması. Bir hisse senedini fiyatının düşük olduğu bir piyasadan satın alıp, çok kısa bir süre içinde, fiyatının yüksek olduğu başka bir piyasada satarak kar elde etmek gibi.
-eşit nakit akışlarına sahip iki varlığın farklı fiyatlarda işlem görmesi.
-gelecekteki fiyatı bilinen bir varlığın, bugünkü fiyatının düşük olması. Future kontratlar, bir hisse senedini, bugün belirlenen bir fiyat üzerinden gelecekte belirlenen bir tarihte satma yükümlülüğü içeren türev ürünlerdir. Eğer bir hisse senedi için future kontratın değeri, hisse senedinin değerinden yüksekse; hisse senedini satın alıp future kontratı derhal satmak, aradaki farkı kar olarak yazmak anlamına gelecektir.
En tipik arbitraj stratejisi, şirket birleşmeleri ve satın almaları öncesinde meydana gelir. Risk arbitrajı denilen bu yöntemde, satın alınması hedeflenen şirketin hisse senetleri alınırken, satın alacak şirketin hisseleri satılır. Yani uzun-kısa pozisyonlar alınır. Satın alma işlemi sonrasında, satın alınacak şirketin hisselerinin değeri düşerken, satın alan şirketin hisselerinin değeri yükselecektir. Böylece çift taraflı bir kar elde edilecektir. Elbette ki, bu stratejinin, hisse senedi fiyatlarının beklentilerin tersi yönde hareket etmesi riskini taşıyacağı unutulmamalıdır.
Arbitraj stratejileri, oldukça kompleks ve sofistike algoritmalar içerir. Başarılı işlemler için gerekli olan fiyat farklılıkları, pek uzun süreli olmazlar. Çünkü piyasaların daima kendi kendisini doğrulayan içsel bir mekanizması vardır. Bu nedenle kar elde etmenin tek yolu, olabildiğince hızla hareket ve mümkün olduğunca yüksek işlem hacmi yaratmaktır. Bu da şüphesiz yüksek kaldıraç anlamına gelmektedir.
Bir diğer yaygın arbitraj stratejisi, gelişmiş bilgisayar programları kullanarak, hisse senedi fiyatlarını analiz etmek üzerine kuruludur. Yakalanan fiyat boşlukları hızlı bir şekilde değerlendirilirse, denge noktaları oluşmadan kar elde edilebilecektir. Görüldüğü gibi, arbitraj işlemi yapıldıkça, fiyatlar arasındaki düzensizlikler de kapanacaktır. Bu nedenle hedge fonların, sadece en hızlı ve bilgili olanları bu fiyat dengesizliklerinden yararlanarak kar elde edebileceklerdir.
Riski ve heyecanı seven yatırımcılar için önerilebilecek arbitraj hedge fonlar, SPK düzenlemeleri gereği sadece nitelikli yatırımcılara satılabilecek. Yani yerli ve yabancı fonlar, aracı kurumlar, bankalar, sigorta şirketleri, portföy yönetim şirketleri, ipotek finansman kuruluşları, emeklilik ve yardım sandıkları, vakıflar ve benzeri kuruluşlar. İlgilenen sıradan yatırımcılar ise şimdilik beklemek zorundalar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder