1 Aralık 2008 Pazartesi

Finansal piyasaları şaşırtan çarpıcı bir işlem

Finansal mühendislerin icat ettiği “yapılandırılmış finans” adlı bilim dalı, son on yıl içinde akla hayale gelmeyecek finansal ürünler geliştirip, global yatırımcıların ilgisini çekmeyi başarmıştır. Mühendisler, krizin yoğun bir şekilde cereyan ettiği şu günlerde de boş durmamaktadırlar. Birazdan anlatacağım ürün gerçekten hayret verici.

Klasik kökleri üzerinde yapılan bankacılık temel bir ilkeye dayanır. Müşteriden toplanan mevduat, kredi olarak yine müşterilere dağıtılır ve geri ödeme dönemi gelen müşterilerden alınan faizler de bankanın gelirlerini oluşturur.

Şu an hepsi çökmüş olan yatırım bankaları, 2000’li yıllardan sonra bu modeli kar için yeterli bulmamışlar ve yeni bir model geliştirmişlerdir. Varlıklar üzerine inşa edilen yüksek kaldıraçlı menkul kıymetler ile aşırı şişirilmiş piyasalar oluşturulmuş ve büyük cazibe balonları yaratılmıştır. Sonra da hepsi ardı ardına patlamaya başlamıştır.

Kısa sürede başarısız olan bu model, “yapılandırılmış finans” denen karmaşık sistemler oluşturarak riski transfer etmek üzerine inşa edilmiştir. Sistemin 3 önemli ayağı vardır:

Seküritizasyon (Securitization): Nihai ürünler için varlık havuzları oluşturma metodu.

Dilimleme (Tranching): Varlıkları kalitelerine göre sınıflama süreci. Yani varlıkları öyle bir şekilde sınıflayın ki, oluşturulan menkul kıymetin ratingi alttaki varlık havuzunun ratinginden yüksek olsun.

Kredi İyileştirme (Credit Enhencament): Öyle bir menkul kıymet yaratın ki ratingi, imal ve ihraç eden kuruluşun ratinginden de yüksek olsun.

Yatırım bankacılığı modeli bugün tarih olsa da, ekonomi sözlüklerine soktuğu “yapılandırılmış finans” kavramının bundan sonra da yaşayacağı açık bir gerçektir. Finansal mühendisler, patlayan her balondan etrafa yayınları yeniden toplayıp, yeni balonlar oluşturmaya son derece isteklidirler.

Şimdi gelelim krizin derinleştiği şu günlerde finansal piyasalara dahi şaşkınlık veren işlemlere. 591 milyar $’lık kaldıraçlı krediler piyasasındaki yatırımcılar, açığa satış yaptığı gerekçesiyle Goldman Sachs’tan şikayetçiler. Nasıl ve neden?

Yüksek risk, yüksek getiri mantığıyla verilen kredilerin, bilançolarda taşınması kreditörler açısından riskli bir durumdur. Özellikle şirket satın alımlarının finansmanında kullanılan krediler gibi krediler, resesyon beklentisinin borçlu firmaların tahakkuk riskini arttırması nedeniyle, bilanço dışına taşınmak istenmektedir. Daha basit bir ifadeyle satılmak istenmektedir.

Bankaların verdikleri kredileri, faiz ödemelerini beklemeden satmaları finansal piyasaların derin olduğu yerlerde son derece yaygın bir işlemdir. Ratingi olumlu olan bir firmaya verilen 100 $ anaparalı kredi, normal şartlar altında 100 $’a alıcı bulabilir. Kredinin riski arttıkça satış fiyatı düşer. Örneğin 13 Kasım itibariyle, sürümü yüksek B(-) ratingli bir kredinin satış fiyatı 71 $ seviyelerindeydi.

Yatırımcıların uzun süredir volatilitesi yüksek piyasalara odaklandıkları herkes tarafından bilinen bir durum. Bu kredileri satın alan yatırımcılar, kredilerin ödenmeme riskini üzerlerine alırken faiz gelirlerine de sahip oluyorlar.

Kısa bir süre önce, yatırım bankacılığından kurumsal bankacılığa geçen Goldman Sachs, eski günlerine dönmek ister bir görüntü sergiliyor bu günlerde. Önce petrol, sonra altın ve gümüş fiyatlarını manipüle ederek büyük karlar elde ettiği söylenen Goldman, son olarak kaldıraçlı krediler piyasasını manipüle etmeye başladı. Çıplak açığa satış (naked short selling) denilen yöntemi kullanarak; tıpki bir hisse senedi gibi, sahip olmadığı krediyi, ileride fiyatının düşeceği beklentisiyle satıyor.

Goldman’ın tüm bu işlemleri basit bir değerlendirme ışığında yapıyor: Artan resesyon beklentisinin yüksek riskli firmaları tahakkuka düşüreceği, böylelikle de firmaların geri ödemelerini yapamayacağı… Zaten yıl içinde 171 milyar $ değer kaybeden pazar, Goldman’ın piyasayı açığa satışla manipüle etmesiyle daha da değer kaybediyor ve Goldman pozisyonlarını düşük fiyatlardan kapatarak, aradaki farkı kar olarak cebine indiriyor.

Gerçekten insanı şaşırtan bir finansal işlem. Birinci dünya savaşında, yoğun top ateşi altındaki İngiliz askerlerinin, kendilerine güvenlerini anlık olarak kaybedip, ölmek üzere olduklarını hissetmeleri problemini tanımlayan “shell shock” tabiri, sanırız uygun bir tanımlama olacaktır. Çünkü uzun süredir fiyatların oldukça stabil olduğu pazarda, kredilerin açığa satışı gibi hiç işitilmemiş bir yönteme konu olması gerçekten yatırımcılarda şok etkisi yarattı. Açığa satış kredi fiyatlarını düşürmek için bugüne kadar hiç denenmemiş bir işlemdi. Denendi ve tuttu.

Artık varlıkların fiyatlarının ne kadar gerçek olduğunu, bu saatten sonra varın siz düşünün!

Hiç yorum yok: