12 Aralık 2008 Cuma

Dev Ponzi Şeması

Bazı Amerikalı ekonomistlerin tabiriyle “finansal kıyamet” her gün yeni bir evreye giriyor. Olumsuzluklar eskisi kadar düşük fiyatlanmasa da, her gün ortaya çıkan yeni gerçekler, herkesi derin bir şaşkınlık tüneline sokmuş gibi görünüyor.

Bugün basına yansıyan haber, kapitalizme yeni geçen ülkelerde bile artık karşılaşılmayacak türden. Fakat global finans piyasalarının aordu Wall Street’ten geliyor. Madoff Securities adlı hedge fonun sahibi Bernard L.Madoff, dün New York polisi tarafından yakalanıp hapse atıldı. Tutuklanma nedeni dolandırıcılık. Madoff’un şirketten ayrılırken çalışanlara söylediği son sözler, yaşadığımız krizin ahlaki çöküşte ulaştığı son noktayı yeterince gösteriyor sanırız. Madoff, şirketini “Bir büyük yalan!..” olarak tanımlayarak, kendisine yatırım yapanlara verdiği zararın 50 milyar $’ı bulabileceğini belirtti. Gerçekten yüksek bir tutar. Peki, görevi riskleri hedge ederek yüksek gelir elde etmek olan bir hedge fon, nasıl olur da 50 milyar $ kaybedebilir. İşte, hikayenin 3. dünya ülkelerinde yaşanmış olsa bile şaşıracağımız kısmı burası. Madoff, bu yıkımı nasıl yarattığını, yakalanmadan önce çalışma arkadaşlarına kısaca şöyle özetledi: “Dev bir Ponzi şeması!”

Nedir peki Ponzi şeması?

Adını 1920’li yıllarda, ülkeler arasındaki posta pulu fiyat farklılıklarını kullanarak ilk arbitraj işlemini yaratan ve bu yöntemle büyük paralar elde eden Charles Ponzi’den alan bu sistem, sonraları saadet zinciri olarak ekonomik hayatın bir çok alanında kendisine yer etti. Piramit sistemi de denen bu model, herhangi bir ürün veya hizmet almaksızın, her bir katılımcının, sadece bir defa belli bir para ödeyerek, diğer katılımcıların ödediği paralardan üstel olarak artan sürekli bir gelir elde etmesi prensibine dayanıyor. Hedge fonlar, kanunların dolandırıcılık olarak kabul ettiği bu sistemi yeniden düzenleyerek, yatırımcılara, anormal düzeylerde karlar vaat eden bir iş modeli oluşturmuşlardır.

Örneğin aylık %20 getiri vaat eden bir hedge fon, bu getiriyi sağlamak için global currency arbitraj, future işlemler, yüksek getirili yatırımlar veya offshore yatırımlar gibi değişik enstrumanlar kullanacağını söyler. Fakat bu işlemlerin hiç birini yapmaz. Hedge fonların tüm işlemleri kayıt dışı olduğu için, bu suistimal kolayca fark edilmez. Kar rakamı herkesi kışkırttığı için giderek daha fazla yatırımcı fona para yatırmaya başlar. Sıra ilk giren yatırımcıların karını ödemeye geldiğinde, para başta vaat edildiği gibi sermaye piyasası işlemlerinden değil, yeni giren yatırımcıların verdikleri paralardan sağlanacaktır. Yani D yatırımcısı fona para verdiğinde A, B ve C yatırımcısının faiz ödemesi yapılacaktır. Çark böylece devam eder. Fon yöneticisinin tek amacı fondan para çıkışlarını minimize etmektir. Kayıplar arttıkça getiri vaatleri artacak ve sonunda da sistem çökecektir.

İşte Wall Street’te de olan budur. Tarihin en büyük Ponzi vakası 50 milyar $’ı buharlaştırmıştır. Piyasaların iyi olduğu dönemlerde, sürekli akan sıcak para bu tip istismarların ortaya çıkmasını ertelemektedir. Fakat piyasalar gerilemeye başladığında, insanlar parasını geri ister ve böylece zincir çöker.

Geçtiğimiz Haziran ayında 1.9 trilyon $ olan hedge fon varlıklarının Eylül ayında 1.1 trilyon $’a gerilemesi, acaba Madoff şekliyle yönetilen kaç fonun olduğu sorusunu akla getiriyor.

Casablanca filmini hatırlayanlar olacaktır. Polis şefinin, her gün kumar oynadığı barın sahibine, “Şaşırdım, gerçekten şaşırdım! Burada kumar oynanıyormuş…” derkenki sahte ve işgüzar bakışları, bugünkü finansal sistemi fazlasıyla açıklıyor sanırız. Acaba yakında tüm Wall Street’in bir Ponzi şeması gibi çöktüğünü de görecek miyiz?


Ponzi şeması ve finansal krizdeki tüm Ponzi şemaları ile ilgili ayrıntılı bilgiye Finansal Krizin Gizli Doğası: Maça Kızı Efekti adlı kitabımdan ulaşılabilir...

Hiç yorum yok: