10 Aralık 2008 Çarşamba

En büyük balon: Türev Ürünler



2000’li yıllardan sonra uygulanan ucuz para-ucuz kredi modelleri, bankaların aktiflerini şişirirken, aynı zamanda maruz kaldıkları riskleri de arttırmaya başladı. Özsermayelerin kompanse etmekte yetişemeyecekleri bir hızla şişen aktifler, finansal kuruluşları yeni arayışlara zorladı.

Kredi riski bir şekilde hedge edilmeliydi. Global finansal sistem öyle hızlı hareket ediyordu ki, düzenlemelerin ve otoritelerin buna yetişmesi imkansızdı. İşte bu dönemde, türev ürünler denilen ve fiyatı bağlı olduğu varlığa göre değişim gösteren finansal kontratlar can simidi gibi yetişti. Finansal kurumların risklerini önlemek üzere seri bir şekilde tasarlanan bu ürünler, gerek düzenlemeler, gerekse organize işlem piyasaları oluşturulmadan herkes tarafından kabul gördü.

Bankaların varlıkları şiştikçe türev ürünler piyasası da şişiyordu. Risklere karşı korunma sağladıkları için hiçbir düzenleme ve organize piyasaya ihtiyaç duyulmadan, saygı ve sempatiyle izleniyorlardı. Türev ürünler adeta bir kurtarıcı olarak düşünülüyordu. Ta ki, Lehman Brothers’ın iflasına kadar. Bankanın iflası, kredi tahakkuk swaplarının, yani şirketin bonolarının faiz ödemelerini garanti eden anlaşmaların hükümlerine uyulmasını gerektiriyordu ki, bu gerçekten başta hesaplanmamış bir şeydi.

Yoksa balon patlayacak mıydı?

Finansal tarihin en büyük ve masum balonu olan türev ürünler, 2008 Haziran ayı BIS( Bank for International Settlements) rakamlarına göre 1,2 katrilyon $’a yaklaşdı.

Katrilyon!.. Finans dünyasında bugüne kadar kullanılmayan bir tanımlama. Genelde bilim adamlarının, uzak galaksilerde yer alan yıldızların dünyaya olan mesafesini anlatmak için (X katrilyon ışık yılı) kullandıkları bir kavram. Ya da bilgisayar mühendislerinin 1.000 katrilyon byte ( 1 exa byte) olarak hesapladıkları, tüm dünyadaki web ağlarında kayıtlı bilgilerin toplam büyüklüğü. İşte, akla mantığa sığmayan büyüklükleri tanımlayan katrilyon, artık finansçılar tarafından da kullanılmaya başlandı.

1.2 katrilyon $’a yaklaşan bu piyasanın 684 trilyon $’lık kısmı BIS raporunda listeleniyor.

-Faiz türevleri 458 trilyon $
-Kredi tahakkuk swapları 58 trilyon $
-FX türevleri 63 trilyon $
-Emtia türevleri 13 trilyon $
-Hisse senedi türevleri 10 trilyon $
-Diğer 82 trilyon $

Tezgah üstü piyasalarda işlem gören türev ürünlerin toplam miktarının ne olduğunu hesaplamak mümkün gözükmese de, artış hızındaki yavaşlamaya rağmen büyümenin devam ettiğini kestirmek fazla zor değil. Peki, riskten koruyan bu enstrumanlar gerçekten risksiz mi?

Kaplumbağa ile akrep hikayesini hatırlayanlar olacaktır. Yüzme bilmeyen akrep, nehrin karşı kıyısına geçmek için kaplumbağadan yardım ister. Kaplumbağa, bu teklife önce karşı çıkar. Çünkü akrebin yüzerken onu ısıracağından korkar. Fakat akrep, kaplumbağanın bu düşüncesinin mantıksız olduğunu söyler. Eğer akrep yüzerken kaplumbağayı ısırırsa, ikisi birden suya batıp boğulacaklardır. Neden akrep bu riski alsın ki?.. Bu düşünce kaplumbağanın aklına yatar ve akrebi sırtına alarak karşı kıyıya doğru yüzmeye başlar. Fakat nehrin ortasına gelmişlerdir ki, akrep kaplumbağayı ısırıverir. İkisi birlikte batarken, kaplumbağa akrebe kendisini neden ısırdığını sorar. Akrebin yanıtı şöyledir: “Çünkü benim yaratılışım böyle!”

Riskten korunmak için kullanılan türev ürünlerin karmaşık ve çözümlenmesi çok zor olan doğaları gereği, taşıdıkları risklerin ne olduğu tam olarak ortaya konmamıştır. Lehman’ın iflası bu süreçte bir dönüm noktası gibidir. Tüm dünya milli gelirinin yaklaşık 22 katı büyüklüğünde olan bu pazarın, yakın geçmişte ne tür sorunlar yarattığını birkaç anektotla belirtmeye çalışalım.

-1995 yılında, trader Nick Leeson’un Japon Nikkei Endeksi üzerindeki yüksek tutarlı türev işlemleri, Baring Bank’ın çökmesine neden olmuştur.

-1997 yılında, Nobel Ekonomi Ödülünü alan M.Scholes ve R.C.Merton’un yönettiği Long Term Capital Management adlı hedge fon, bono ve para birimleri üzerinde yoğunlaşan işlemleri nedeniyle iflasa gitmiştir.

-ve Enron 2000 yılında, türev enstrumanları aşırı şekilde kullanması sonucunda batmıştır.

Oldukça kopleks bir yapıya sahip olmaları ve farklı piyasa koşullarında inşa edilmeleri nedeniyle, türev ürünleri açıklıkla tanımlamak şu aşamada mümkün gözükmemektedir.

Mevcut düzenlemelerin dışında kalan ve niteliksiz yatırımcıların organize piyasalarda alıp satamadıkları bu ürünler, özel anlaşmalarla ve hiçbir Takasbank garantisi içermeyen sözleşmelerle ikili olarak düzenlenmektedir. Dünya ekonomisinin bile yanında çok küçük kaldığı bu piyasa, piyasaların düzgün işlediği zamanlarda herhangi bir tehdit içermemektedir. Fakat bir ya da birkaç pazardaki fonksiyon bozukluğu, bu kağıttan kalenin çökmesi anlamına gelmektedir. Bilinen ekonomi kuramları düzgün işleyen piyasaların 2 temel özelliği olduğunu söyler:

-Arz ve talebin kesiştiği bir denge fiyatı.
-Tarafların yükümlülükleri yerine getireceklerine dahil birbirlerine olan güvenleri.

Global krizin bugün ulaştığı noktada, her iki kriterin de sağlanamadığı açıktır. Türev ürünler balonunun hareket yönü ise henüz belli değildir.

Hiç yorum yok: