28 Mayıs 2014 Çarşamba

Teknik analizde değil kadında geçmişe bakarım!

Yatırım kararlarının teknik analize bağımlılığının giderek artıp artmadığını bilemiyoruz ama teknik analizin yatırım dünyamızdaki gücü giderek artıyor. Kafamızı ne yöne dönsek destekler, dirençler, alım ve satım noktaları gibi birçok fiyat tahmini görüyoruz. Rakamlar bu kadar çok olunca insanın kafası karışıyor elbette. Piyasa entellektüelliği açısından teknik analize iki tür bakış var. Destekleyenler, tarihi verilerin tekrarlanabileceğini söylerken, karşı çıkanlar, bunun mümkün olamayacağını ve teknik analizin bilimsel tarafı olmadığını söylüyor. Açıkçası her iki taraf da kendince haklı olabilir. Warren Buffett, etkin piyasalar teoremini defter değeri düşük hisse senetleri ile altettiğini söylüyorsa, teknik analizi savunanların da geçmişe bakarak geleceğin öngörülebileceği fikrini savunmaları gayet mantıklı. Öyleyse nasıl karar vermeliyiz? Yani gün boyu teknik analiz ile ulaştığı rakamları paylaşanlar haklı mı?

Finans felsefesi açısından üzerinde durulması gereken asıl soru, teknik analizle ulaşılan sonuçların gerçekleşip gerçekleşmediğini sorgulamak değil, teknik analizin düşünce şeklini anlayabilmektir. Bugüne kadar bu yönde bir makale ortaya konulmadığından konuyu maddeler halinde açıklayacağız. Teknik analizin düşünme ve algılama şekli şöyledir:

(1) Düşünme, neden sonuç ilişkileri ve bu nedenselliğin yarattığı argümanlar üzerine değil, geçmiş verilerin belli tekniklerle kolajlanmasının yarattığı çağrışımlar ve daldan dala atlayan mantık sıçramaları üzerine kuruludur. Sonuçta tutarlı bir kompozisyon ortaya konulsa da ulaşılan tüm sonuçlar zihinsel ve imgesel çağrışımlar sonucudur. Gerek ekonominin gerekse felsefenin klasik düşünme modellerinden oldukça farklı bir kavrayış şeklidir teknik analiz.

(2) Düşünsel yaratıcılık teori üretmeye değil, daha önce defalarca yapılmış analizlerin benzer şekilde yan yana getirilmesine dayanır. Yorumlarda göze çarpan tek faktör analistin keyfiliğidir. Olgular ve çıkarımlar nedenselliğin mantıksal düzenine yönelmez. Keyfi çağrışımlarla yaratılan anlamlar, bunların koordinesi ve kombinesi ile yeni bir yapılandırma ortaya konulur. Birbirinden çok farklı bilgi akışlarının yarattığı tarihsel verilere hiçbir değer atfetmeden yüksek yaratıcılık ile suni bir değer yaratılır. Kısacası verilere bakan herkes farklı bir çağrışım alır.

(3) Algılama daima görseldir. Çoğu zaman ulaşılan düşünceler kavramsallaştırılmadan kalır. Bu özellik çağrışımsal düşüncenin ana faktörüdür. Kendisi dışında tutarlı olması gerekmez. Bağlayıcı bir anlam içeriği iletme talebi de yoktur. Basitçe söylemek gerekirse tutarsızdır.

(4) Grafiklerden anlam çıkarma uzun uzadıya düşünmeden hızlı duyusal uyarılarla sağlanır. Bir grafik, tıpkı çocukların içine baktıklarında renkli desenler gördükleri kaleydeskoptan farklı değildir. Yani aslında mantığı olmayan çarpıcı görüntülerin rastlantısal dizilimi söz konusudur.

(5) Bilincin kaynağı daima incelenen grafik tarafından yapılandırılır. Yani o anda borsa binasının üzerine yok edici bir yıldırım düşmesi analiz sonucunu etkilemez. Analistin bilinci sabit bir değişken gibi hizmet ederek grafiğin verdiği sonuçları etkilemez. Grafik hedef fiyatı 1150 diyorsa 1150'dir. İlave mantığa gerek yoktur.

(6) Geleneksel düşünme modelleri yok görülmez; sadece yaratılan kurgusal gerçekliğin ondan daha geçerli sonuçlara ulaştırdığı düşünülür. Klasik düşünme sistemleri ve kavramları "plakta çalan cızırtılı müzik" gibi algılanır.

(7) Gerçeklik sürekli yeniden yaratılır ve biçimlendirilir. Her gün, her saat, her dakika ya da her an bir fiyat tahminini kolayca ileri sürebilirsiniz. Bunun öncekiyle hiç alakası olması da gerekmez. Zaman bilinen zaman değil, analistin zamanıdır ve herkesin zamanıyla ilişkisizdir.

(8) Gelecekle kurulan ilişki hiçbir değer içermez. Ne bir ütopya ne de distopya vardır. Adeta gelecek yoktur, analiz vardır.

İşte teknik analizin düşünce evreni budur. Bundan sonrası size kalmış. Teknik analistlerin verilerine ister inanın, ister inanmayın. Bizim kararımızı sorarsanız; hani eski filozoflar hep derler ya "Ben kadında geçmişe erkekte geleceğe bakarım" diye. Sanıyoruz en akıllıcası bu: "Ben teknik analizde değil kadında geçmişe bakarım!"

Hiç yorum yok: