7 Mayıs 2014 Çarşamba

Kumarhanedeki son jeton!

Piyasa finansal okuryazarlık projelerinden geçilmiyor artık. Tüm finans sektörü, ortaçağ incil misyonerleri misali mürit arar gibi finansal okuryazar yapacak vatandaş arıyor. Bulunca da, hisse senedinin portakal dilimi misali temettü verdiğini, bireysel emeklilikte bir kavanoza siz para koyarken diğer kavanoza devletin para koyduğunu, gereksiz kredi kartı harcaması yapılmaması gerektiğini anlatmaya başlıyorlar. Borsa fonlarının özel yapısını "sanayi sitesinde tamir edilen meme yapmış uzay mekiği motoru" anakronizmiyle anlatanlar bile var. Aşırı basitleştirilme kaygısıyla zeka özürlülere ansiklopedi ezberletme kıvamına getirilen finansal kavramlar, finansal okuryazarlık yerine "Alice finansal harikalar dünyasında" benzeri bir ortam yaratmış durumda. Başarılı olma ihtimalleri son derece sınırlı. Bunların içinde TSPB Başkanı Attila Köksal gibi çok azları ise sorunun tasarrufun bir erdem olarak algılanmaması ile para ve yatırıma ait yanlış bilgilerimizden kaynaklandığını vurgulayarak doğru bir yol çizmeye çalışıyorlar. İşte meselenin özü burada yatıyor.

Las Vegas'taki kumarhanelerin müdavimlerinin büyük bölümünü varlık yönünden orta ve alt sınıftaki insanlar oluşturur. Bunların içlerinde fabrikalarda ağır şartlarda ve uzun süreli çalışan işçiler, ailelerini kıt kanaat geçindirenler ve kendilerine ayıracak zamanları olmayan kişiler bulunur. Psikologlar uzun bir süre bu orta sınıfı izleyerek davranışlarını gözlemlemişlerdir. Karşılaştıkları durumlar psikologların beklentileri paralelindedir. Bunalımın yüksek, stresin derin ve mutsuzluğun büyük olduğu genel bir karakteristik eğilim vardır. Psikologlar daha sonra kişilere basit sorular yöneltirler. Kumar oynayanların büyük bir bölümü, eninde sonunda kumarhanenin kazanacağını ve kendilerinin kaybedeceğinin farkındadırlar. Hatta bundan adları kadar emindirler. Psikologlar soruları ilerlettikçe gelen yanıtlar da şaşırtmaya başlar. Kumar oynayanların tamamına yakını konu harcamalar olduğunda tutumludurlar. Kumarhanelerdeki makinalara para atarken bir saniye bile gözlerini kırpmayanlar birkaç dolar tasarruf için uzaktaki indirim mağazalarına direksiyon sallamaya razıdır. İşte psikologlar bu noktada durur. Kişilerin davranışlarda derin bir çarpıklık vardır. Aşırı ihtiyat ve aşırı risk nasıl bu kadar kolayca bir araya gelebilir? Psikologlardan biri, Octave Mannoni, bu davranış şeklini teorize eden bir yaklaşım koyar ortaya. İşte o yaklaşım her şeyi açıklamaktadır: "Gayet iyi biliyorum, ama..."

Kumar oynayanlara "paranızı kaybetme ihtimaliniz yüksek" gibi bir açık uçlu soru sorulduğunda, yanıt verenlerin hepsi söze "Gayet iyi biliyorum, ama..." diyerek başlamıştır. Psikologlar buradan hareketle şu gerçeği fark etmişlerdir. Kişilerin bir taraftan tasarruf yapmak için ucuzluk mağazalarında sabahtan kuyruğa girip diğer taraftan kumarhanelerdeki gibi çılgınca para harcamaları, paraya atfettiğimiz karakterin oynaklığını gösterir. Paranın canlı mı yoksa ölü bir varlık mı olduğuna hala karar verebilmiş değiliz. Canlı olduğunu düşünenler onu tekrar tekrar öldürürken, ölü olduğunu düşünenler onu canlandırmaya çalışıyorlar. Paranın gücünden bir türlü emin olamıyoruz. Savurganlık, paranın doğurduğu kaygıyı yatıştırıyor. Fakat suçluluk duygusu hemen ardından devreye giriyor ve takıntılı bir tasarruf etme davranışı başlıyor. Kısaca para konusunda gönüllü bir unutkanlık ya da derin bir çelişki içindeyiz.

Bugün ülkemizde de durum aynıdır. Harcama eğilimi yüksek olanlar ucuzluk mağazalarında sabahtan kuyruğa girerek birkaç kuruş tasarruf yapma amacı güderken daha fazla harcamaktan da geri kalmazlar. Bu çelişkiyle ilgili hangi soruyu sorarsanız sorun, alacağınız yanıt genelde şöyle başlayacaktır: "Gayet iyi biliyorum, ama..."

TSPB Başkanı Attila Köksal bir konuşmasında yukarıda anlatmaya çalıştıklarımızı açık şekilde vurgulamıştı: "Buradaki en önemli konu Türk halkının maalesef tasarruf yapmayı ve yatırım yapmayı bilmemesi." İşte tüm hikaye bu!

Finansal okuryazarlığa gönül veren kardeşim! Sen opsiyon piyasasında margin call'a olumlu yanıt gelmeyince temerrütten nasıl kurtulunacağını basit bir dille anlatmaya devam et, ben şu elimdeki son jetonu casino'daki para makinasına atıp geliyorum!

2 yorum:

Adsız dedi ki...

işte olay budur,her zamanki gibi mükemmel.

Hacker62 dedi ki...

Cok iyi