Adana'da beyzbol sopalarının yok sattığı haberini okuduğunda "beyzbol bu kadar mı yayıldı" diye düşünen çıkmamıştır muhtemelen. Satıcı talebe yetişebilmek için Çin'den sopa getirdiklerini söylüyor ve ekliyordu: "Arabada levye taşımak miadını doldurdu."
Gazetelerin üçüncü sayfalarını açtığımızda Adana'da suç işlenmeden geçen bir günün olmadığını sanırız. Birçok insan "Adana'da çok fazla suç işlenmesi fenomeni"nin farkındadır zaten. Yıllardır konuşulan, nedenleri üzerine düşünülen bir konu olagelmiştir Adana'nın "kriminal" görünüşü. Konunun nedenleri üzerine yapılan araştırmalar ve "kafa patlatmalarda" yüksek hava sıcaklığının etkisinin olduğu söylenir. Bununla birlikte aşırı göç, yüksek işsizlik, düşük eğitim seviyesi, aile kurumunun işlemeyişi ve kültür gibi nedenlerin suç oranı üzerinde etkili olduğu belirtilir. Eşini yaralayan adamın mahkemede "Öldürseydim daha mı iyiydi?" türünden savunmasındaki "tümdengeliyürük" modelli felsefik düşünce şeklini de nedenlere ekleyebiliriz elbette. Peki ama Adana'da gerçekten suç oranı yüksek mi? Ülkemizin "Harlem"i Adana mı?
Olaylara bir bilim adamı gibi değil de zeki ve meraklı bir ekonomist olarak yaklaşarak Adana'da suç fenomenini araştırmaya başladık. Günlük hayatın bu sıradışı muammasını çözmek üzere istatistiklerin içine gömüldük. Önce gazetelerin üçüncü sayfa haberlerini araştırdık. Gerçekten de haberlerin büyük bir bölümü Adana ve çevresinde işlenen suçlarla ilgiliydi. Peki ama gerçekte illerin suç oranları nasıldı? Adana suç oranı en yüksek şehir miydi?
2012 yılı verilerine göre ülkemizde 3,3 milyon suç işlenmişti. HEGEM'in araştırmasında Cumhuriyet Başsavcılıklarına intikal eden toplam suç sayısı yetişkin insan nüfusuna oranlandığında suç oranı en yüksek iller Antalya, Kilis ve Muğla olarak sıralanıyordu. Suç oranları sırasıyla %9,34, %8,97 ve %8,52'ydi. Suç oranı en yüksek ilk on şehir arasında Adana görünmüyordu. Yani Adana'da suç fenomeni çok gerçekçi görünmüyordu. Peki ama Adana'da suç oranı diğer illerle kıyaslandığında daha düşükse neden böyle bir fenomen oluşmuştu?
Akla gelen en akılcı açıklama Davranışsal Finansın "aziz"lerinden Daniel Kahneman'ın "bulunabilirlik kestirme yolu" (availability heuristic) gibi duruyordu. İnsanlar istatistiksel olana değil de akla ilk gelene dikkat ediyorlardı. Yalnız bu açıklama aradığımız nedenselliği ortaya koymuyordu. Kahneman'ın açıklaması gazetelerin üçüncü sayfalarında Adana haberlerinin neden bu kadar fazla olduğunu açıklamıyordu. Asıl nedeni bulmak için istatistikler arasına tekrar gömüldük. Ekonominin çarkları bir yerlerde işlemiş olmalıydı. Tıpkı borsanın bugün düşüşünün bir nedeni olması gibi Adana'da suç fenomeninin de ekonomiyi ilgilendiren bir sebebi olmalıydı. Suçluyu aradığımız yer bu kez basındı.
TÜİK'in 2012 yılı yazılı medya istatistiklerini incelerken rakamlar arasındaki tuhaf bir durum dikkatimizi çekti. Gazeteci sayıları bir şeyler fısıldar gibiydi. Verilere göre 2012'de suç oranı en yüksek il Antalya'ydı. Antalya'nın da içinde bulunduğu Isparta ve Burdur illerinde toplam 696 haberci çalışıyordu. Bu, il başına ortalama 232 gazeteci anlamına geliyordu. Suç oranı en yüksek ikinci il olan Kilis'in içinde bulunduğu G.Antep ve Adıyaman illerinde 625 gazeteci görevliydi. Burada da il başına ortalama 208 gazeteci düşüyordu. Suç oranının yüksek olduğu diğer illerde de benzer gazeteci sayıları dikkat çekiyordu. Fakat diğerlerinden farklı bir rakam hemen göze çarpıyordu. Adana ve Mersin'deki gazeteci sayısı toplam 1025'ti. Bu rakam Adana ilinde ortalama 513 gazetecinin çalıştığı anlamına geliyordu. Yani diğer illerden neredeyse 3 kat daha fazla sayıda gazeteci çalışıyordu Adana'da. Her gazetecinin bir haber elde ettiğini varsayarsak; suç oranının en yüksek olduğu Antalya'dan 232 haber gazete editörüne gelecek demektir. Oysa Antalya'dan 513. Editör adil bir dağılım yaptığında bile Antalya'dan 2, Adana'dan 5 haberi gazeteye koyacaktır ki, bu bile Adana haberlerini diğerlerinden fazla kılacaktır. İşte bu istatistik Adana'da suç fenomenini tam anlamıyla açıklamaktadır.
Aslında gerçekte olan şudur. Adana'daki suç fenomeni büyüdükçe gazete patronları bu fenomeni paraya çevirmek için bölgede daha fazla gazeteci çalıştırmaya başladılar. Daha fazla gazeteci daha fazla haber elde ederek diğer illerden daha fazla habere ulaştılar. En iyi ihtimalle tüm illerden gelen haberler eşit ağırlıkla gazeteye haber olarak konduğunda bile Adana haberleri daha fazla olacaktır. Böylece illerin suç oranları anlamını yitirirken sadece gelen haber sayıları önemli olacaktır. Gazeteci sayısı arttıkça Adana'dan daha fazla haber geleceğinden gazeteler bir süre sonra daha fazla Adana haberi yayınlamaya başlayacaklardır. İşte Adana'da suç fenomeni tamamen budur: "Suç oranı düşük ama haber oranı yüksek bir şehrin gerçekdışı şöhreti!"
Bazıları, mahkemeler meşgul olmasın, avukatlar yorulmasın diye adaleti suç işleyerek sağladıklarını düşünseler de gerçek aslında çok farklıdır. Ekonomi çoğu durumda temel belirleyici olarak günlük hayatın hemen her alanına girmiş durumdadır. Çözümü fazla bilimselleştirmeye gerek yok; birkaç sayı rahatlıkla yeter.
Beyzbol sopası satan girişimcinin dediği gibi: "Arabada taşınan levye amacını hemen yansıtır; ama beyzbol sopası taşırsan herkes sporcu sanır!"
4 yorum:
Adanada sözde gazeteci , aslında sadece bir yerel internet sayfacısı olduğu sabit olan Ali Pekmezci isimli klavye soytarısına gelelim, bu aciz şahıs Ali Pekmezci, objektifa isimli müsfettesinde tırnağı dahi olamayacağı iş insanlrı hakkında delilsiz asılsız şizofranikçe sallayp tek kale kendi çalıp kendi oynayan, avanta alamayınca kuduran, geçimini avanta ile sağlayan, haysiyetsiz karektersiz zavallı bir acizdir Ali Pekmezci. Adana' nın haysiyetten yoksun kiralık kalemidir Ali Pekmezci, sipariş usulü 3 kuruşa yazıp 3 kuruşa silen 5 kuruşa öven , klavyeci soytarısıdır Ali Pekmezci.
Ali Pekmezci ismindeki avantacı dansöz eleman, Adana'da kendisini gazeteci (!) olarak tanıtmaya çalışan zavallı işsiz güçsüz avantaci klavye üzerinde delilsiz asılsız kıvırıp duran zavallı aç bir acizdir. Önce klavye başında sallar avanta aldığını övmeye başlar avanta yedirmeyene denk gelince de kudurur durur kuduz aciz eleman Ali Pekmezci.
Bu zavallı eleman Ali Pekmezci; objektifa isimli internet sayfası müsfettesinde avanta almak ümidi ile asılsız sallar durur kalem üzerinde kıvırmayı adet edinmiş haysiyet yoksunu bu eleman Ali Pekmezci şeref yoksunu genetik bir atıktan ibarettir
"Ali Pekmezci" Adanada yaşayan klavye başında kıvırır duran bir klavye soytarısıdır. Bu satılık ve kiralık klavye soytarısı " Ali Pekmezci " zavallı eleman kendisine "objektifa" isimli bir internet sitesi kurup geçimini boş sinyaller le sağlamaya çalışan bir "zavallı" elemandır. Bu zavallı eleman " Ali Pekmezci " Adana'da kapı kapı gezer klavye başında sallayarak avanta dilenir kendisine avanta getireni hemen övmeye başlar veya siler kendisine avanta yedirmeyene denk gelince kuduz Ali kudurur klavye başında kıvırır durur. Bu zavallı enik yavrusu Ali Pekmezci genetik bir atıktan ibaret olup Adananın zavallısı klavye soytarısıdır.
Adana'nın yüz karası "Ali Pekmezci" "objektifa" isimli internet sitesi kurarak iş insanları hakkında asılsız yazıları ile menfaat sağlamaya çalışan bir "it" tir. Havhav yaparak para aldığına yazdıklarını siler ve hemen aynı kişileri övmeye başlar para yedirmeyenler hakkında ise asılsız senaryoları ile kudurur durur. Bu haysiyetsiz it "klavye soytarısı" Ali Pekmezci objektifa isimli sayfasında kıvırırda durur. Genetik atık tan ibaret bu karektersiz Ali Pekmezci Adana'nın yüz karası bir elemandır elaman Ali Pekmezci "objektifa" isimli tuvalet kağıdı müsfettesinde klavye soytarısıdır.
Yorum Gönder